Yeni yüzyılın en büyük stresi üniversite sınavıdır. Birçok öğrencinin korkulu rüyası olan sınav kaygı, stres, başarı, başarısızlık, korku ve en önemlisi ise yeni bir hayatı beraberinde getiriyor.
Bazı gençlerde sınav stresi çok yoğun yaşanırken bazılarında daha hafif geçmektedir. Hayatımızın her okul döneminde sınav stresi yaşıyor olsak da üniversite sınavı adı altında yaşananlar ayrı bir nokta.
Sınav tarihi yaklaştıkça çocukların duygu durumunda iniş çıkışlar yaşanıyor. Bu evrede ailelere düşen; gençlerin üzerinde baskı kurmamak, sınava çalışma veya meslek seçimler konusunda ısrarcı ve tekrarlayıcı olmamaktır.
Meslek seçiminden önce sınavın olabildiğince az stresli ve kaygılı geçmesi sağlanmalıdır. Sınav ile ilgili yeteri kadar stres yaşayan öğrencinin bu evrede üzerine gidilmemesi en doğrusudur. Çünkü kaygıya bağlı sağlık sorunları oluşabilir.
Burada asıl yapılması gereken çocuğun kafasında büyüttüğü olumsuz sınav senaryolarını olumlu pozitif gelecek planları ile değiştirmektir. Öğrencinin kaygı ve stresini fark etmesi demek; durumunun ileri düzeyde seyretmesinin engellenmesi anlamına gelmektedir.
Gencin sınav sürecinde düzenli ders programı ile elinden geldiğince çalışması; dersleri için yeterli ve kaliteli zamanı yaratması sağlanmalıdır. Düzenli çalışan çocuğa bu aşamasını fark etmesi gösterilmelidir.
‘Başarısız olacağım’ düşüncesi yerine “Elimden geldiğince çalıştım ve bunun sonucunu olumlu şekilde alacağım” düşüncesi aşılanmalıdır. Eğer çocuğunuzun stresi ve kaygısı ile baş çıkamadığını düşünüyorsanız psikolojik destek almanız aileniz için yararlı olacaktır…