Antidepresan kullanımı yüzde 27 arttı: Ruh sağlığımız nereye gidiyor?

Türkiye mutlu ülkeler arasında sondan dördüncü. Antidepresan kullanımı yüzde 27 arttı. Ruh sağlığımız nereye gidiyor?

Antidepresan kullanımı yüzde 27 arttı
Antidepresan kullanımı yüzde 27 arttı

Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, geleneksel uygulamalardaki yanlışlara dikkat çekiyor.

Günümüz insanı kendisinde kaygı, çatışma, belirsizlik, endişe, kontrol dışılık yaratan bilgi ve uyaranlarla baş etmekte zorlanıyor; birbiriyle çatışan, çelişki uyandıran, nasıl baş edeceğini bilemediği, tanımadığı yeni uyaranlarla karşı karşıya kalıyor. Ancak geleneksel psikiyatri klinikleri, ruh sağlığı sorunlarına hizmet etmekte artık yetersiz.


Beykoz Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ‘Dünya Ruh Sağlığı Paneli’nde uzmanlar bireysel ve toplumsal ruh sağlığımızı tüm dünyadan istatistiki bilgilerle masaya yatırdı. Konuya ilişkin çözüm önerileri sundu.

Moderatörlüğünü Öğretim Üyesi Petek Akman Özdemir’in yaptığı panele Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mansur Beyazyürek ile Psikolog Deniz Ergül konuşmacı olarak katıldı.

Beyazyürek, ruhsal hastalıkların sanılanın aksine toplumun bütününü ilgilendiren bir sorun olduğunu ve sanılandan daha sık görüldüğünün altını çizdi. İstatistiki verilerle ruh sağlığı hizmetlerinin yetersiz kaldığının bilgisini verdi.

300 milyondan fazla kişi depresif

Beyazyürek, ruhsal sorunların tedavi edilmediğinde hem bireyi hem de toplumu etkilediğini ve çeşitli kayıplara yol açabildiğini söyledi. Günümüzde insanların yüzde 25’inin yaşamın bir döneminde ruhsal hastalıklardan etkilendiğini belirten Beyazyürek, sözlerine şöyle devam etti:

“75 yaşına gelmiş kişiler arasında herhangi bir ruh hastalığı yaşamış olanların oranı yüzde 50.8. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre 300 milyondan fazla kişide depresif bozukluklar var. 250 milyondan fazla kişi kaygı bozukluklarından muzdarip. Her iki hastalığın neden olduğu üretkenlik kaybının dünya ekonomisine olan maliyeti ise 1 trilyon dolarından fazla.”


Tüm dünyada yeni modeller tartışılmal

Ruh sağlığı sorunlarının gündelik yaşamı ciddi boyutlarda etkilediğini ifade eden Beyazyürek, “Günümüz insanı kendisinde kaygı, çatışma, belirsizlik, endişe, kontrol dışılık yaratan bilgi ve uyaranlarla baş etmekte zorlanıyor; birbiriyle çatışan, çelişki uyandıran, nasıl baş edeceğini bilemediği, tanımadığı yeni uyaranlarla karşı karşıya kalıyor.

Ancak geleneksel psikiyatri klinikleri, ruh sağlığı sorunlarına hizmet etmekte artık yetersiz. Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman, ‘Delilik bir hastalıktır, zatürre gibi, sarılık gibi, apandisit gibi…’ der. Mazhar Osman’dan bu yana psikiyatride tıbbileştirme söz konusudur. Bu durum köklü bir tartışma ve eleştiriye tutulmadı.

Bio’ya ağırlık verilerek toplumun gereksinimleri karşısında bir psikiyatri gelişti. Hâlbuki bilgi üretiminde ve uygulanmasında aşırı tıbbileştirici, uzmanlaştırıcı yaklaşım insan doğasının karşıtı olabilen sorunlar doğuruyor. Bilgi ve uygulanması aşırı teklileştiriliyor. Bu nedenlerden dolayı Türkiye’de ve dünyada artık yeni bir psikiyatri modeli tartışılmalı ve bu tartışmanın dinamikleri insanların somut sorunları olmalı” diye konuştu.

Türkiye mutlu ülkeler arasında sondan 4’üncü

Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerini açıklayan Beyazyürek, raporda yılda yaklaşık 9 milyon kişinin, ruh ve sinir hastalıkları nedeniyle doktora başvurduğunu kaydetti. Beyazyürek şunları anlattı:

“Antidepresan kullanımı son 5 yılda yüzde 27 arttı. Bu artışın önemli bir nedeni internet, sosyal medya ya da kulaktan dolma bilgilerle ilaç kullanımı. Depresyon, kaygı bozukluğu olan hastaların yalnızca 3’te 1’i psikiyatriste gidiyor.”

2016 yılının ilk dokuz ayında 33 milyon 368 bin 916 kutu antidepresan tüketildi.


“145 ülkede 154 bin kişi üzerinde gerçekleştirilen 2018 Gallup Küresel Duygu Raporu’ndaki en mutlu ülkeler sıralamasına göre Türkiye 53 puanla sondan 4’üncü sırada. Türkiye’yi Tunus, Yemen, Afganistan takip ediyor.”

Depresyon nedir ne değildir? Kendiliğinden geçer mi?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.