Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Suriye konulu dörtlü zirve sona erdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in katıldığı zirvede ortak bildiri yayınlandı.
Bildiride, “Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli taahhütlerini teyit etmişlerdir” denilerek, kimyasal silah kullanılmaması ve “bölgedeki terör örgütlerinin tamamen ortadan kaldırılması” gerektiğine dikkat çekildi.
Recep Tayyip Erdoğan: Suriye konusunda istişarelerde bulunmak üzere davetimize icabet edenlere şahsım ve milletim adına şükralarımı sunuyorum. Ana önceliklerimiz sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ile akan kanın durudurlması hedefimiz var. Ayrıca siyasi çözüme ulaşılması, ülkede istikrarın sağlanması için neler yapılabilir bu konularda konuşma imkanı bulduk. İnsani siyasi ve diplomatik olarak insiyatif alınmadığı takdirde durum daha da kötüye gidecektir. Fransa ve Almanya’nın katılımıyla Astana’da yakalanan sinerjinin daha da ileriye götürülebileceğini gördük. Suriye’nin toprak bütünlüğüne inancımızı teyit ettik. Anayasa sürecinin yıl sonunda tamamlanması çağrısında bulunduk.
Vladimir Putin: Suriye meselesini ele aldık. Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa İlerde de Suriye Arap Cumhuriyeti’ndeki durumun iyileşmesi için çalışmaya devam edecektir. Suriye’de teröristlerden büyük bir bölüm arındırıldı. Suriyeliler kendi kaderlerini kendileri tayin etmelidirler. Soçi’de Ulusal Suriye Kongresi’nde alınan kararlar da dikkate alınmalıdır. Bizi son derece ciddi ve titiz bir süreç bekliyor. Rusya, Suriye görüşmelerine garantör ülke olarak katılacaktır. Rus-Türk muhtırası konusunda Fransa ve Almanya’yı bilgilendirdik. Bunun geçici olduğunu düşünüyoruz. Ağır silahların bölgeden çekilmesini umut ediyoruz. Eğer aksi yaşanırsa Rusya, Suriye’nin bölgedeki teröristleri temizlemesi için yardımda bulunacaktır. Türk halkının yaklaşmakta olan Cumhuriyet Bayramını kutlamak istiyorum.
Emmanuel Macron: Erdoğan’a bizleri kabul ettiği için teşekkür ederim. ABD’ye taziye dileklerimi iletmek isterim. ABD halkının yanındayız. Suriye’de terörist gruplara karşı mücadelemiz var bu gruplar ülkelerimizde çok kanlı saldırılar gerçekleştirdi. Rejim ve hamilerinin desteği ile birlikte İdlib’e yapılacak bir saldırı kabul edilemez. Buradaki saldırı teröristlerin dağılması ve yeni bir göç dalgasına neden olacaktır. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın istihbarat paylaşımı konusundaki açıklamalarına katılıyoruz. Kimyasal silah kullanımı kim kullanırsa kullansın kabul edilemez. Suriye’de iki farklı savaş var. Hep birlikte teröristlere karşı verilen bir savaş var ve Suriye rejiminin muhaliflerle çatıştığı bir durum var. Bu durum büyük göçlere de neden oluyor. Suriye halkı kendi geleceği hakkında söz sahibi olmalı. Şeffaf seçimler yapılmalı. Anayasa komitesinin bir an önce onaylanmasını istiyoruz. Sığınmacıların geri dönüşü konusunda Türkiye’nin çabalarını takdirle karşılıyorum. Bu sığınmacıların ülkelerine göri dönmesi siyasi çözüm getirilmediği sürece inandırcı değil.
Ortak bildiride ise şu ifadelere yer verildi:
“Süre giden ihtilafa askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair güçlü inançlarının altını çizmişler ve bu çerçevede, Suriye ihtilafına muteber ve sürdürülebilir çözüm bulunmasına katkı sağlamayı amaçlayan tüm uluslararası girişimler arasında eşgüdümün artırılmasının önemini vurgulamışlardır.
BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ’la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler, oluşumlar ve diğer terörist grupların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla terörle mücadelede kararlılıklarını teyit etmişlerdir.
Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğine zarar vermeyi amaçlayan ayrılıkçı gündemleri reddetme kararlılıklarını ifade etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu tarafından 17 Eylül 2018 tarihinde Soçi’de imzalanan İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Muhtıra’yı memnuniyetle karşılamışlardır. Ağır silahların ve radikal grupların Muhtıra uyarınca tesis edilen silahtan arındırılmış bölgeden çekilmesinde sağlanan ilerlemeyi takdir etmişlerdir”
Suriye’de kalıcı bir ateşkesin önemi vurgulandı
“Teröre karşı mücadeleye devam etme gerekliliğinin altını çizerken, Muhtıra’da öngörülen etkili önlemlerin tam olarak uygulanması ve tüm ilgili tarafların Muhtıra hükümlerine riayet etmesi suretiyle sağlanacak kalıcı bir ateşkesin önemini vurgulamışlardır.
Suriye’de herhangi bir tarafça kimyasal silah kullanılmasına azami surette karşı olduklarını teyit etmişler ve tüm taraflara Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme’ye tam riayet etmeleri çağrısında bulunmuşlardır. BM’nin kolaylaştırıcılığında ve Suriyelilerin öncülük ve sahipliğinde yürütülücek kapsayıcı bir siyasi sürece desteklerini ifade etmişler ve Suriyeli taraflara bu sürece aktif katılım sağlama çağrısında bulunmuşlardır.
BM gözetiminde, en yüksek uluslararası şeffaflık ile hesap verilebilirlik standartlarına uygun olarak, diaspora mensupları da dahil seçime katılma hakkına sahip tüm Suriyelilerin katılımıyla düzenlenecek serbest ve adil seçimlerin zeminini oluşturmak üzere Suriye’de anayasal reformu gerçekleştirecek Anayasa Komitesi’nin Cenevre’de kurulması ve erken bir zamanda, şartları gözeterek, bu yıl sonu itibariyle toplanması çağrısında bulunmuşlardır. Siyasi sürecin sürdürülmesine ve ateşkesin kalıcı olmasına katkı sağlanmasını teminen güven artırıcı önlemlerin uygulanmasının önemini vurgulamışlar ve ilgili Çalışma Grubu tarafından BM ile Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla çalışmalar yürütülen, zorla alıkonulanlar/kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti konularına desteklerini beyan etmişlerdir”
Birlikte çalışma taahhütlerini ifade ettiler
“İnsani yardım kuruluşlarına Suriye genelinde hızlı, güvenli ve kesintisiz erişim sağlanması ile Suriye halkının acılarının hafifletilmesi için ihtiyaç duyan herkese acil insani yardım ulaştırılması gereksiniminin altını çizmişler ve bu çerçevede, Suriye’ye yapılan yardımı artırmaları için başta Birleşmiş Milletler ve bağlı insani kuruluşları olmak üzere, uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlardır.
Başta Türkiye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere, ev sahibi ülkelerle dayanışma içinde olduklarını teyit etmişler ve mültecilerin Suriye’ye güvenli ve gönüllü şekilde, uluslararası hukuka uygun koşullarda geri dönmelerine bağlı olduklarını hatırlatmışlardır.
Mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye’de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların tüm ülke genelinde oluşturulması ihtiyacına işaret etmişler, geri dönenlerin silahlı çatışma, siyasi baskı veya keyfi tutuklamalardan korunması ve su, elektrik, sağlık ve sosyal hizmetler dahil olmak üzere insani altyapı gereksiniminin altını çizmişler ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacını vurgulamışlardır.
Suriye’de barış ile istikrar için gerekli koşulların tesisini, siyasi bir çözümün teşvikini ve bu bağlamda uluslararası oydaşmanın güçlendirilmesini teminen birlikte çalışma taahhütlerini ifade etmişlerdir. Fransa Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanları ile Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi, İstanbul’daki Dörtlü Zirve’ye evsahipliği yapmalarından ötürü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a içten teşekkürlerini sunmuşlardır”