Erdoğan’dan Türkiye’deki üniversitelere ilk 500 tepkisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük ilk 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor? Demek ki bir şeyleri kaybettik, bir yerde bir sıkıntı var. Bir şeyleri unuttuk, ihmal ettik.

Erdoğan Türkiye üniversitelere ilk 500 tepkisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük ilk 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreninde konuştu. Erdoğan, “Kendi bireysel çekişmelerinin, ideolojik saplantılarının ve kariyer hırslarının esiri kadrolarla dolu üniversitelerin hayırlı çıktılar üretmesi mümkün değildir” dedi.

Erdoğan’dan Türkiye’deki üniversitelere ilk 500 tepkisi

“Eğitimde altyapı ve kapasite bakımından büyük mesafe katettiklerini” iddia eden Erdoğan, “Buna rağmen içerik ve sistemde büyük sıkıntı var” ifadelerini kullandı. Erdoğan, “Türkiye’nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük ilk 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor?” diye konuştu.


Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:

• Türkiye’nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor? Demek ki bir şeyleri kaybettik, bir yerde bir sıkıntı var. Bir şeyleri unuttuk, ihmal ettik. Eğitimde altyapı ve kapasite bakımından büyük mesafe katetmemize rağmen, içerik ve sistemde büyük sıkıntı var.

• Bilim üreten bir üniversite iklimi oluşturmadan hiçbir sonuç elde edemeyiz.

• Yeni dönemde öncelikle hedefimiz, eğitimi hem içerik, hem sistem olarak Türkiye’nin hedeflerine katkı sağlayacak seviyeye çıkarmaktır.

• Milli Eğitim Bakanımızla yeni değişim dönüşüm neler olacak bunlar üzerinde konuştuk. Bakanımızın anlattıklarını dinledikçe umudum daha da arttı. Önümüzdeki kısa zaman içerisinde atacağımız adımlarla yeni bir diriliş gerçekleşecektir diye düşünüyorum.

erdoğan dokuz eylül üniversitesi izmir ilk 500 tepkisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük ilk 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor?

• Önümüzdeki dönemde yürütme olarak bizi, akademi olarak sizi, aynı şekilde özel sektörü çok zorlu bir süreç bekliyor. Organize sanayi bölgeleriyle okulları iç içe geçirmekte kararlıyız, bunu yapacağız.

• Bilim üreten, araştırma-geliştirme odaklı çalışan, her alanda kendi modellerini geliştiren bir üniversite iklimi oluşturmadan, sadece tabelayla, sadece kadroyla hiçbir sonuç elde edemeyiz.

• Kendi bireysel çekişmelerinin, ideolojik saplantılarının ve kariyer hırslarının esiri kadrolarla dolu üniversitelerin hayırlı çıktılar üretmesi mümkün değildir.

• Sınırlarımız içinde ve dışında ne yaşarsak yaşayalım, asıl hedeflerimizden asla kopmadık. Başımıza hangi bela musallat edilirse edilsin yolumuzdan sapmadık, gözümüzü o menzilden ayırmadık. Büyük devlet olmak lafla değil icraatla olur.

• Irak’tan Suriye’ye, dünyanın her yerinde teröristlere hayatı zindan ediyoruz. İman öyle bir şeydir ki, tekeden bile süt çıkartır. Herkesin sırtını döndüğü Suriye’de umutlar hala canlı ise en büyük pay Türkiye’nindir.

Ara Güler son nefesine kadar ülkemizi temsil etti

Bunlardan biri fotoğraf sanatçısı Ara Güler’dir. Dünyanın son yarım asrına damga vurmuş, tüm önemli liderlerle foto röportajlar gerçekleştirmiş, objektifiyle tarihe tanıklık etmiş büyük ustayı yad ediyorum. Kendisiyle ve objektifiyle ailece ayrıca şahsen tanışma imkanı bulduğumuz bu büyük usta, son nefesine kadar ülkemizi uluslararası alanda başarıyla temsil etmiştir.

İkinci olarak, Ihlamurların çiçek açtığı mevsimlerin şairi, şiirimizin Beyaz Kartal’ı Anadolu şiirinin ulu çınarı Bahattin Karakoç’tur. Her ölüm hüzünlüdür, ama şairin ölümü yürekleri bir başka burkar. Bize düşen büyük aşk ve dava şairi Abdurrahim Karakoç’un da ağabeyi olan Karakoç’u şiirleriyle yad edmektir.

erdoğan dokuz eylül üniversitesi izmir ilk 500 tepkisi

Üçüncü kaybımız, siyaset bilimi alanındaki akademik çalışmaları yanında, siyasetçi kimliğiyle tanıdığımız Prof. Dr. Oya Akgönenç’tir. Allah’tan rahmet diliyorum.


Bu üç isim, her biri kendi alanındaki başarılarıyla gençlerimizin çok iyi tanımaları, öğrenmeleri gereken şahsiyetlerdir. Başarı; hangi işi yaptığınızla değil, işinizi nasıl yaptığınızla ilgilidir. Fotoğrafçıysanız, en iyi fotoğrafları çekiyorsanız gönüllerde yer edinirsiniz. Şairseniz, yürekleri fetheden şiirleri yazıyorsanız isminiz tarihe altın harflerle yazılır. Akademisyenseniz, bunu insanlık için doğru şekilde kullanıyorsanız asla unutulmazsınız. Siyasetçiyseniz, ülkenize yaptığınız hizmetler oranında, kalıcılık ve itibar edersiniz.

Dünyanın en büyük ilk 500 üniversitesi tepkisi: Bir şeyleri unuttuk ihmal ettik!

Biz kadim bir devlete ve medeniyete sahibiz. Sadece Anadolu’daki varlığımızı korumak için verdiğimiz mücadelenin her biri dahi tek başına bir destandır. Malazgirt’ten 15 Temmuz’a şanlı zaferler silsilesinden bahsetmiyorum. Mesela bugün içinde bulunduğumuz yüksek öğrenim kurumlarımız, dünyanın eski öğretim müesseselerinin mirasçılardır. Şanlıurfa’daki Harran Okulu dünyanın en eski üniversitelerinden biri olarak kabul edilir. Ege bölgemizdeki binlerce yıllık geçmişe sahip şehirlerimiz, aynı zamanda birer kültür ve ilim yuvasıdır.

Nasıl oluyorsa, dünyanın en büyük ilk 500 üniversitesi arasında esamesi okunmuyor? Demek ki bir şeyleri kaybettik, bir yerde bir sıkıntı var. Bir şeyleri unuttuk, ihmal ettik.

Yitik, kaybedildiği yerde bulunur. Madem cevher bu topraklarsa saklı, öyleyse sorunun çözümünü de bu yerde arayacağız. Bu süreçte en büyük yatırımı biz eğitim-öğretime yaptık. Ama henüz arzu ettiğimiz neticeleri elde ettiğimizi maalesef söyleyemiyorum.

erdoğan dokuz eylül üniversitesi izmir ilk 500 tepkisi

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile eğitimin geleceğini konuştuk

Dün gece Milli Eğitim Bakanımızla uzun uzadıya eğitim öğretimde neler yapacağız, ne gibi adımlar atacağız, değişim neler olacak? Bunlar üzerinde konuştuk. Tabi bakanımızın anlattıklarını dinledikçe umudum daha da arttı. Önümüzdeki kısa zaman içerisinde atacağımız adımlarla, yeni bir çıkış, diriliş gerçekleşecektir diye düşünüyorum. İçerik ve sistem konusunda hala sıkıntılarımız var.

İnşallah yeni dönemde öncelikle hedefimiz eğitimi hem içerik, hem sistem olarak Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak bir seviyeye çıkartmaktır. Aileden başlayıp üniversiteye, oradan iş hayatına kadar uzanan tüm alanlarda eğitime bakışımızı ve uygulamamızı ülkemizin ihtiyaçlarına göre değiştireceğiz. Bu meseleyi çözmeden diğer hiçbir konuda istediğimiz sonuçlara ulaşamayız.

8 milyon üniversite öğrencimiz var; demek ki aslında biz iyiyiz

Kendi bireysel çekişmelerinin, ideolojik saplanmalarının ve kariyer hırslarının esiri kadrolarla üniversitelerin böyle hayırlı çıktılar üretmesi mümkün değildir. Kısa bir süre önce malum Almanya’daydım. Almanya’da şansölye ile görüşürken üniversitelerinizde ne kadar öğrenci var diye sordum. Ve tabi kendisinden aldığım rakam enteresandı. Tüm akademi vesaire; 3 milyon civarında bir rakamdan bahsetti.

Bizim ise şu anda 8 milyon üniversitelerimizde öğrencimiz var. demek ki biz aslında iyiyiz. Yani nitelik noktasında sıkıntılarımız olabilir ama bizim önümüz şu anda açık. 10 yıl sonra yapacağımız çalışmalarla ben inanıyorum ki, siz değerli hocalarımız sayesinde bu nesil çok daha güçlü ve farklı şekilde yetişecek ve biz yarışta o diğer ülkeleri de aşacağız.

Aynı şekilde özel sektörümüzü çok zorlu bir süreç bekliyor. Organize sanayi bölgeleriyle okullarımızı iç içe getirmekte kararlıyız. Ve organize sanayi bölgelerinin içinde orada ağırlıklı ne varsa orada okulumuz da olacak. Ve teori-pratik buluşmasını buralarda sağlayacağız.

“ABD’de kongreden izin çıkmıyor” dediklerini biz üretir hale geldik

2002 sonunda göreve geldiğimizde enteresan olan şudur. Ordumuzun yüzde 20 ihtiyacını karşılar durumdaydık. Ama biz şu anda yüzde 65’e çıkarmış vaziyetteyiz. Ve artık bugüne kadar kapılarına gidip alamadığımız birçok savunmaya veya taarruza yönelik ihtiyaçlarımızda söyledikleri şu “kongreden izin çıkmıyor” ama şimdi o izin çıkmıyor dediklerini… Biz bunları üretir hale geldik.

İHA’lar F-16’lara gerek kalmadan işi bitiriyor

İnlerine gireceğiz dedik ve girdik. Şu anda artık kaçacak delik arıyorlar. Bizim İHA’larımız, SİHA’larımız yoktu. Şimdi hepsi var. Ve İHA ile koordinatlar belirleniyor ve F16’larla gereği yapılıyor. Bazen F-16’ya gerek kalmadan İHA’lar işi bitiriyor. Ve bunlar yerli. İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır.

Ellerini ovuşturanlar hüsrana uğradı

Daha düne kadar ancak 10 yılda 20 yılda bir kez büyük yatırımlara imza atılırken, şimdi dünyanın en önemli 10 yatırımından 6’sına aynı anda ev sahipliği yapıyoruz. Son günlerde malum döviz kuru biraz yükseldi. Faizler aynı şekilde biraz arttı, enflasyon kıpırdadı diye birileri ellerini ovuşturmaya başladı. Yine hedeflerimize kilitlendik, gereken tedbirleri alıp yolumuza devam ettik.


Biz sağlam durunca, ellerini ovuşturanlar da hüsrana uğradı. İşte bugün açılışını yapacağımız tesis örneği gibi, cari açığı ortadan kaldırmaya yönelik adımları da birer birer atıyoruz. Türkiye bölgenin yükselen yıldızı olarak gelişmesine, büyümesine devam edecektir.

Danıştay’ın Andımız kararı sonrası MEB’den açıklama


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.