EURO 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası organizasyonunu Almanya ile Türkiye arasındaki tercihte Almanya kazandı. Teknik raporun özet maddelerini paylaşarak söz konusu organizasyonun neden Türkiye’ye verilmediği üzerine bir kez daha düşünmemizde yarar var.
Ülkemiz ve futbolumuz adına elbette ki üzülmemiz gerekir. Neden? Çünkü bir ülke ve bir toplum çok önemli organizasyonlara ev sahipliği yaparsa bu bir her açıdan gelişimi tetikleyen ve uyaran bir etki yaratır.
Aynı zamanda ülke ve toplum açısından önemli organizasyonlar bir prestijdir.
Bu anlamda üzülmemiz doğaldır.
EURO 2024, yani Avrupa Futbol Şampiyonası organizasyonunu Almanya ile Türkiye arasındaki tercihte Almanya kazandı….
Bununla ilgili nesnel olmayan o kadar çok yazı ve değerlendirme var ki. Bizler yani spor bilimi ve spor ve futbol ile bağımsız ve nesnel olarak ilgilenen insanlar, olay ve olgulara daha objektif bakmak zorundayız. Aksi halse “fanatik” yani gerçeklerden ve akıldan uzak taraftarlık değerlendirmeleri yapmamız kaçınılmazdır.
Dört ülke: Hollanda, Bulgaristan, Macaristan, İspanya
Bu konuda Avrupa Şampiyonasının Türkiye’de yapılmasına oy veren 4 ülkeye bakmanız yeterince fikir vericidir. Örneğin Hollanda, Bulgaristan, Macaristan ve İspanya delegelerinin Türkiye lehine oy kullanmış olmalarının objektif olmayan değerlendirmeler yapmayı engelleyecek boyutta göstergeler olsa gerektir.
Bu konu ile ilgili olarak acaba kaç futbol sever veya bu konuda yazılar yazan kaç sor ve futbol yazarı UEFA teknik raporunu okudu? Ve okudukları üzerinden Türkiye’nin tercih edilmeyişini söz konusu söz konusu teknik rapor üzerinden tartıştı?
İşte bizim toplumsal olarak en büyük sorunlarımızdan birisi de budur. Önyargı ve fanatizm.
Teknik raporun özet maddelerini paylaşarak söz konusu organizasyonun neden Türkiye’ye verilmediği üzerine bir kez daha düşünmemizde yarar var. En azından sonraki yıllar ve organizasyonlar açısından böylesi bir yaklaşıma büyük ihtiyaç var. Tabi olayı ve olguları önemsiyor ve nesnel olabilmeyi başarabiliyorsak.
İster mantıklı bulunsun ister bulunmasın, teknik rapordaki gerekçeler bunlar. Yani Türkiye’nin 2024 Avrupa şampiyonasını kazanamamasının gerekçeleri özetle aşağıdaki gibidir. İnceleyiniz ve nesnel olarak karar veriniz:
1- İnsan haklarının korunmasına yönelik herhangi bir proje bulunmamaktadır. Bu alandaki yetersiz çalışma gerçekten endişe vericidir.
2- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütün finans birimlerinin tekrar yapılandırılması ve yenilenmesi gerektiğini onaylamıştır. Statlar için yapılacak bu işlemlerin bedeli belirtilmemiştir.
3- İstanbul Atatürk Stadyumu için yapılan yenileme çabaları durdurulmalı ve Mayıs 2020’de ev sahipliği yapacağı UEFA Şampiyonlar Ligi finali için hazır hale getirilmelidir. Belirtilen zaman çizelgesi göz önüne alındığında hem 2020 Şampiyonlar Ligi finali hem de EURO 2024 için bir risk söz konusudur.
4- Avrupa ile yeterli tren yolu bağlantısı yoktur.
5- Konya, Bursa, Eskişehir ve Kocaeli şu an gerek havaalanı kapasitesi gerek ise toplu ulaşım araçları açısından zayıftır.
6- Aday şehirler Bursa, Eskişehir, İstanbul ve Kocaeli arasındaki mesafe araba ile 2 saattir. Ancak diğer şehirler ile araları en az 5 saattir. Trabzon ve Gaziantep 6 ile 11 saat arası mesafeleri oluşturmaktadır.
7- Trabzon ve Antalya arası tren yoluna bağlı değildir.
8- Ev sahibi şehirlerde ulaşımla ilgili operasyonların başarılı olması büyük oranda ulaşım altyapısıyla ilgili projelerin tamamının bitmesine bağlıdır.
9- Ankara’nın konaklama imkanları sınırlıdır. Aday diğer şehirlerin konaklama imkanları ise son derece sınırlıdır.
10- Takımların konaklayacağı ve hazırlanacağı kamp yerlerinin coğrafi genişlik ve yaygınlığı ile çeşitliliği beklentileri karşılamamaktadır.
11- Şehirlerde kurulacak seyirci alanlarına (fan zone) taraftarların toplu taşıma ile ulaşma imkanı kısıtlıdır.
12- Birçok ürünün reklamı yasaktır. Tütün, alkol, kumar ve bahis reklamlarında yasal reklam sınırlamaları var. Bu yasaklar sponsor firmalarla çıkar çatışması yaşatabilir. Örnek: Alkol reklamlarındaki yasaklama eğer bir bira firması ile sponsorluk anlaşması yapılırsa sıkıntı yaratabilir.
Ne dersiniz? Mesele “Hristiyan kulübü” olma / olmama meselesi değilmiş değil mi?