Fikirtepe ve Kartal’da proje yapan Ceylan (Zer) İnşaat konkordato istedi

Fikirtepe ve Kartal’da proje geliştiren Ceylan İnşaat, konkordato talebinde bulundu. Konkordato ilan eden şirket sayısı 3 bini geçti!

Fikirtepe ve Kartal proje yapan Ceylan İnşaat konkordato istedi
Fikirtepe ve Kartal’da proje yapan Ceylan (Zer) İnşaat konkordato istedi

Son dönemde inşaat sektörünün mali yapısında yaşanan bozulma konkordato başvurularını artırdı. Borç krizine girip yapılandırma isteyen şirketlerden biri de yaptığı Ceylan İnşaat oldu.

“Zer” markasıyla İstanbul’un farklı bölgelerinde konut üreten ve son olarak Fikirtepe’deki projesinde finansal zorluklar nedeniyle KİPTAŞ ve İLBANK‘ı ortak alan Ceylan İnşaat’ın Ağustos ayında  Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden konkordato talebinde bulunduğu öğrenildi.


Ceylan İnşaat Eğitim Kurumları Turizm Ticaret ve Sanayi Limited’in başvurusunu değerlendiren mahkeme şirkete yönelik 3 aylık geçici mühlet kararı verdi. Kararla birlikte, şirket faaliyetlerinin denetimi için de Prof. Dr. Murat Atalı, Türkan Özdemir ve Ayşe Rüya Özturan’ı konkordato komiseri olarak atandı.

Konkordatonun tasdikine ilişkin davanın ön inceleme ve ilk tahkikat duruşması 1 Kasım 2018 günü yapılacak.

Ceylan İnşaat, Mecidiyeköy, Levent, Fikirtepe, Göztepe, Tuzla, Kartal ve Topkapı’da 7 şantiyede kentsel dönüşüm projeleriyle 3 bin konut inşa ediyor.

Konkordato ilan eden şirket sayısı 3 bini geçti

Konkordato meselesini köşesine taşıyan Sözcü yazarı Nedim Türkmen, Türkiye genelinde şu ana kadar konkordato başvurusunda bulunup talebi sonuçlanan borçlu sayısının 3 bini geçtiğine dikkat çekti. Türkmen yazısından ilgili kısım şöyle:

“Şu anda mahkemelere yapmış oldukları konkordato talepleriyle ilgili kararları bekleyen ve konkordato talebi için hazırlık yapan borçlu sayısı dikkate alındığında, yıl bitmeden bu sayının 5 bin ila 7 bin arasında olacağını söyleyebiliriz. Mali durumu bozulmuş olan borçlunun, borçlarını belli bir oran ve vadede ödemesine ilişkin alacaklıları ile yaptığı ve mahkemece onaylanan bir sulh anlaşması olan konkordato talebi, niçin bu kadar artmıştır?


Şirketlerin bankalara borcu 330 milyar Dolar’ı geçti

Konkordato en fazla 2 yıl 5 ay içinde sonuçlandırılması gereken bir süreç. Süre sonunda kurtuluş olmaması halinde sonuç iflas. Şirketlerin 2002’de bankalara olan borcu 37.5 milyar dolar iken, 2009’da şirketlerin dövizle borçlanmasına izin verilmesiyle borç bugün 330.1 milyar dolara ulaştı.

“Sorun nakit sorunu”

Konkordato talep eden firmaların ortak özelliği, yüksek tutarlı borçlanma yapmış olmaları. Özellikle döviz cinsinden borçlu olanların durumu daha da vahim.

Ülkemizde ekonomik krizin etkisiyle bankaların kredi musluklarını kısmaları, dövizin yılbaşından bu yana TL karşısında yüzde 60’ın üzerinde değer kazanması ve ekonomik faaliyetlerin daralmasıyla beraber borçlu firmalar borçlarını vadelerinde ödeyememeye başladı.

Ticari ilişki içinde bulundukları diğer firmaların iflas etmesi ya da konkordato talebinde bulunmaları da nakit akışına en büyük darbeyi vurdu.

Çoğunlukla küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ) banka faizlerinin yükselmesiyle kredilerini erteleme yenileme işlemine konu edemiyorlar. Yıllık yüzde 17 faiz ödediğiniz bir krediyle ilgili olarak bugün yüzde 45 yıllık faizle erteleme yapmak intihardan farksız.

Şirketler neden konkordato ilan ediyorlar?

Sürekli olarak nakit akışını sürdürebilmek için banka kredisine ihtiyaç duyan firmalar, artık tükenmiş durumdadır.


Bu yüzden konkordato talep ederek kendilerini oksijen çadırına atmaya çalışmaktadırlar. Firmaların tamamında borca batıklık söz konusu değildir; birçoğunun mal varlıkları borçlarından fazla olmakla birlikte bozulan nakit akışı nedeniyle kredilerini ya da borçlarını vadelerinde ödeyememektedirler. Sorun para sorunudur. Piyasaya düşük maliyetli kredi pompalanmadığı sürece konkordato talebiniz kabul edilse dahi doğacak sonuç, oksijen çadırından eve gitmek değil, Zincirlikuyu’ya gitmek olacaktır. (Yazının tamamı)

Elektrik ve doğalgaza zam geldi!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.