Mitomani nedir? Yalan söyleme psikolojik bir hastalık!

Hayatta hepimiz çeşitli nedenlerle zaman zaman yalana başvurabiliyoruz. Çoğu zaman bu yalanlara kimseye zarar vermeyen masum beyaz yalanlar gözüyle bakıyor olsak da ilerleyen evrede bu durum patolojik boyutlara ulaşabilir. Yalan söyleme hastalığı Mitomani nasıl tedavi edilir?

Mitomani nedir? Yalan söyleme psikolojik bir hastalık!
Mitomani nedir? Yalan söyleme psikolojik bir hastalık!

Tıpta bir çeşit dürtü ve kontrol bozukluğu olarak tanımlanan yalan söyleme hastalığı (mitomani) hakkında bilgi veren Dr. Mirvari Özaltay;

“Sıradan yalanlar hedefe yönelik, fayda sağlamak veya sorunlardan kaçınmak için söylenirken, patolojik yalanlar genellikle amaçsızdır. Kişi kurguladığı fantastik dünyada yaşamaya başladıysa ve söylediği yalana artık kendi de inanıyorsa patolojik boyuta geçilmiş demektir” diyor.


Mitomani gençlerde daha çok görülüyor

Genel popülasyonda görülme sıklığının bilinmemesine karşın, 72 vaka üzerinden yapılan araştırmaya göre yalan söyleme davranışının başlama yaşı 16, farkına varılma yaşının ise 22 olduğunu belirten Psikiyatrist Mirvari Özaltay “patolojik yalan” üzerine yapılan aynı araştırmada cinsiyet oranlarının eşit olduğu ancak sözel IQ’su yüksek olan bireylerde sayısal IQ ‘ya oranla daha fazla yalan söyleme hastalığı görüldüğünü paylaştı.

”Alman doktor Anton Delbruck, ‘Patolojik Yalancılık’  kavramını tanımlayan ilk doktor olarak tanınır. Dr. Delbruck, gözlemlerine dayanarak;

Yalan söyleyen bazı hastalarının fazla anormal olduklarını ve onların oranın dışında bırakılıp özel bir kategoride sınıflandırılmalarının gerektiğini söylemiştir.

Akabinde yalan söyleme davranışını  “pseu-dologia phantastica”(fantastik inanç)  olarak tanımlamıştır. ” diye konuşan Psikiyatrist Mirvari Özaltay ”Mitomani” tanı ve tedavi süreçleri hakkında şunları söyledi.

Kolaylıkla söylenebilen yalanlar doyurulmamış bir ihtiyacın sonucudur.

Mitomani ruhsal bir problem olarak kabul edilir, çünkü gerçekliğin ötesinde bir değerlendirme ve kurgulama süreci söz konusudur.

Aynı zamanda yalanın net bir şekilde alışkanlık haline gelmiş bir şeklidir.

Hastaların yalan söyleme konusunda iç görüleri düşük (gerçeğin farkındalığı) olduğu için genellikle kendi duygusal ihtiyaçlarına yönelik kurguladıkları yalanları söylerler. Kolaylıkla söylenilen yalanlar doyurulmamış bir ihtiyacın sonucu gibidir.


Bu gibi durumlarda tatmin boyutu arttıkça kişinin bu davranışı bırakması zorlaşabilir.

Patolojik yalancılığın kronik ve tekrarlanan bir davranış olmasının yanı sıra belirgin olarak elde edilen yararının yetersiz  olduğu not edilmiştir.

Yalanlar genellikle kolay çürütülebilir hikayelere dayanır, fantastik ve kapsamlı olması ile beraber, ayrıntılı ve karmaşıktır.

Çoğunlukla tek amaç, odak noktası olmak.

Patolojik yalancılığın bir özelliği de bazı araştırmacıların “yalanın başlı başına bir haz olarak görüldüğü” sonucuna varmalarına olanak sağlamıştır.

Sıradan yalanın aksine “Patolojik Yalancılık” ta ödül yalancı için içseldir (bilinçli olamayan), diğerinde ise bir beklenti vardır. Bu hastaların genellikle tek amacı vardır, odak noktası olmak.

Dikkatleri üzerine çekmek için yoğun bir istek ve arzu duyan kişi bunu başarabilmek adına olayları inanılmayacak derecede büyütmeye, abartmaya, dramatize etmeye başlar. Bunu sağlamak için de mecburen yalana başvurur.

Mitomani’nin tedavi yöntemleri

Psikoterapi seçilebilecek en doğru tedavi yöntemidir. Dürtünün hasta için anlamının araştırılması, empati ile yaklaşılması, başa çıkma yollarına yönlendirilmesi ve anksiyeteli bireyler için de gevşeme teknikleri uygulanabilir.

Farmakoterapotik seçenekler patolojik yalancıların bir alt kümesinde dürtüselliği azaltma veya yalan söyleme dürtüsüne ilişkin kompülsiyonları azaltmada yardımcı olabilir.


Buna ek olarak merkezi sinir sistemi anormallikleri üzerine yapılan araştırmalar farklı terapi amaçlı müdahalelerin gelişmesini sağlayabilir.

Yalan söylemenin 9 nedeni nedir? İnsanlar neden yalan söyler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.