AKUT deprem araştırması: Yüzde 55’in hazırlığı yok!

AKUT’un yaptığı deprem araştırmasının çarpıcı sonuçları: En çok depremden korkuyoruz ancak yüzde 55’in bu konuda bir hazırlığı yok. Yüzde 61 daha önce hiç deprem tatbikatına katılmamış. Hayat Üçgeni Metodu da bilinmiyor.

Ülkemizin ve dünyanın, doğa kazalarına ve doğal afetlere yönelik en önemli arama kurtarma örgütlerinden AKUT, afet farkındalığı konusunda önemli bir sosyal araştırmaya imza attı.

Başta deprem olmak üzere, afetlere yönelik güncel bilinç düzeyini ve AKUT bilinirliği bulgulamayı hedefleyen araştırmadan önemli sonuçlar çıktı. Araştırma, Xsights Araştırma ve Danışmanlık şirketi işbirliğinde, Türkiye temsili olmak üzere 26 il ve istatistiki bölgede (İstanbul, Tekirdağ, Balıkesir, İzmir, Aydın, Manisa, Bursa, Kocaeli, Ankara, Konya, Adana, Antalya, Hatay, Kırıkkale, Kayseri, Samsun, Zonguldak, Kastamonu, Trabzon, Erzurum, Ağrı, Malatya, Van, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin), 18 yaş üstü 1500 kişi ile IBBS 2 kapsamında ve 10 Ağustos 2018–21 Eylül 2018 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle gerçekleştirildi.


En çok depremden korkuyoruz!

Yüzde 63 oranıyla, doğal afetler arasında en çok “deprem”den korkuluyor. Depremi sırasıyla; yüzde 21 ile “yangın”, yüzde 8 ile “sel, su taşkınları”, yüzde 3 ile “toprak kaymaları-kaya düşmeleri” takip etti. Diğer tüm afetlerden korkulma oranı toplam yüzde 1 çıkarken araştırmada, katılımcıların yüzde 6′hiçbir doğal afetten korkmadıklarını belirtti.

akut deprem araştırması

Kadınlar daha çok, gençler daha az korkuyor

18-24 arası yaş grubunun ortalamanın oldukça altındaki deprem korkusu (yüzde 47) ve aynı yaş grubundaki yükselen yangın korkusu (yüzde 33) ilgi çekti. Kadınların depremden korkma oranı yüzde 67 ile genel ortalamanın üstünde çıkarken, erkeklerde bu oran yüzde 59 ile genel ortalamanın altında. Bölgesel bazda ise tüm bölgelerde en fazla korkulan doğal afet yine deprem çıkarken; Batı Anadolu‘daki (yüzde 29) yangın korkusu ile Batı Karadeniz’deki (yüzde 15) sel korkusu oranları dikkat çekti.

Evde güvenli bir alana saklanmak ilk sırada

Araştırmanın önemli amaçlarından birisi de, katılımcıların, deprem anında “ilk yapılacak şey” konusundaki düşüncelerinin ortaya konmasıydı. Araştırma sonuçlarında yüzde 38 ile “evde güvenli bir alana saklanmak” birinci sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 23 ile “hemen evden dışarı çıkarım”, yüzde 22 ile “çocuğumun yanına giderim” ve yüzde 13 ile “hiçbir şey yapmam” yanıtları takip etti. Bu bölümün en dikkat çekici bulgusu düşük gelir grubunun ve 55 yaş üstünün oldukça yüksek bir oranda “hiçbir şey yapmam” yanıtını vermesi oldu.

Yüzde 55’in hazırlığı yok!

Olası bir depreme karşı hazırlık durumunun sorguladığı bölümde katılımcıların yüzde 55‘inin, “herhangi bir hazırlığının olmadığını” belirtmesi, araştırmanın uyarı mahiyetindeki sonuçlarından birisi oldu. Bu oranı, yüzde 21 ile “ilkyardım eğitimi aldım”, yüzde 19 ile “evimi sigorta yaptırdım” ve yüzde 12 ile “acil durum çantası hazırladım” cevapları izledi. Depreme hazırlık kriteri cinsiyet açısından değerlendirildiğinde de, kadınların yüzde 62’si, erkeklerin ise yüzde 47’si depreme karşı bir hazırlığının olmadığını belirtti. Bölge bazında depreme en hazırlıksız bölge yüzde 67 ile Akdeniz oldu.

AKUT seminerlerine katılanların bilinci yüksek

Araştırma sonuçlarında, AKUT’u bilenlerin, bilmeyenlere göre daha hazırlıklı olduğu gözlendi. Bu alanın ilginç sonuçlarından birisi de, AKUT seminerlerine katılanlar arasında “evini sigorta yaptıranlar” ve “binalarının deprem dayanıklılığını kontrol ettirenlerin” anlamlı olarak fazlalığı oldu. İlk yardım eğitimi bölümünde ise, katılımcıların yüzde 48‘i, “eğitim almayı düşündüğünü” belirtti.

Bu oran kadınlarda yüzde 43, erkeklerde yüzde 55 çıktı. 55 yaş üzeri katılımcılar belirgin bir şekilde “eğitim almayı istemediklerini” belirttiler. Bölgesel bazda ise, yüzde 61 ile Orta Doğu Anadolu en yüksek eğitim alma isteğine sahip bölge çıkarken; bu bölgeyi yüzde 57 ile İstanbul ve Doğu Karadeniz, yüzde 55 ile Batı Marmara izledi.

akut deprem araştırması

Yüzde 43 evinin hasar göreceğini ya da yıkılacağını düşünüyor

AKUT’un araştırmasına katılanların yüzde 43‘ü olası bir depremde “evlerinin hasar göreceğini- yıkılacağını düşünürken”, yüzde 32′isi bir “hasar-yıkılma beklemiyor”. Bu konuda her 4 katılımcıdan 1’i ise kararsız. 18-24 yaş gençler arasında hasar-yıkım beklenmeme durumunun, aksi görüş oranına ulaşması dikkat çekti. (yüzde 43/42) Depreme en hazırlıksız bölge çıkan Akdeniz‘in aynı zamanda evlerinin hasar göreceğine-yıkılacağına inananların en yüksek çıktığı (yüzde 57) bölge olması, dikkat çekici bir başka ayrıntı oldu. Evlerinin yıkılacağına-hasar göreceğine inanmayanların en yüksek çıktığı bölge ise yüzde 47 ile Orta Doğu Anadolu.


Acil durum çantasında “su” üçüncü sırada çıktı

Katılımcıların “acil durum çantasında” bulundurdukları materyaller konusunda yüzde 53 ile ilk sırayı “el feneri” aldı. El fenerini, yüzde 48 ile “kuru yiyecekler, bisküvi, konserve”, yüzde 42 ile “su” ve yüzde 34 ile “sargı bezi” izledi.

Acil durum toplanma alanları bilgisi uyarı veriyor

Araştırmanın belki de en önemli sonuçlarından birisi, katılımcıların yüzde 58‘inin yaşadıkları bölgede “acil durum toplanma alanı olmadığını” belirtmeleri oldu. Böyle bir alanın olduğunu belirtenler ise yüzde 21‘de kaldı. Geriye kalan yüzde 21‘lik kesim ise toplanma alanına yönelik bilgilerinin olmadığını belirtti. Ayrıca bölgesinde acil durum toplanma alanı olanların yüzde 23‘ü de, bu alanların yerini bilmiyor. Önemli bir ayrıntı olarak AKUT Deprem Bilinçlendirme seminerlerine katılanların, toplanma alanlarının yerini daha fazla bildikleri dikkat çekti.

Yüzde 61 daha önce hiç deprem tatbikatına katılmamış

Deprem tatbikatı katılma alışkanlığını da sorgulayan araştırma, katılımcıların yüzde 61‘inin bugüne kadar “herhangi bir tatbikata katılmadığını” bulguladı. Deprem tatbikatına katılma oranı, 18-24 yaş grubunda yüzde 76 ile belirgin bir şekilde yüksek. 45 ve sonrası yaş grubunun yüzde 89‘u ise hiç tatbikata katılmamış. Erkelerin deprem tatbikat tecrübesi kadınlara göre anlamlı bir oranda yüksek çıktı. (yüzde 44/33). Ayrıca, gelir seviyesi düştükçe, deprem tatbikat tecrübe oranın da düştüğü gözlendi.

akut deprem araştırması

Hayat Üçgeni Metodu bilinmiyor

Deprem anı pozisyon alma konusunda en önemli yöntem olan “Hayat Üçgeni” metodunu katılımcıların yüzde 79‘unun bilmemesi araştırmanın üzerinde önemle durulması gereken sonuçlarından birisi oldu. Bu metodu bilenler arasında kadınlar ve 55 yaş üstü bireyler daha yüksek bir orana sahip.

AKUT en fazla bilinen arama kurtarma ve yardım sivil toplum kuruluşu çıktı

AKUT’un toplum arasında bilinirliğinin de değerlendirildiği araştırmada kurum, en fazla anımsanan STK çıktı. AKUT her 2 katılımcıdan birisi tarafından biliniyor. AKUT’un faaliyetlerinin bilinirlik oranları ise şöyle sıralandı: “Deprem arama kurtarma (yüzde 91)“, “Enkaz arama kurtarma (yüzde 71); “Doğa arama kurtarma (yüzde 63); “Dağ arama kurtarma (yüzde 61); “Kentsel arama kurtarma (yüzde 43)… Cinsiyet bazında, deprem kurtarma bilirliğinin, genel ortalamaya paralel gittiği gözlenirken; deprem dışı bilinirlikte, erkeklerin daha yüksek bilinirlik oranına sahip olduğu çıktı. Bölgesel bazda ise, deprem arama kurtarmanın en yüksek çıktığı bölgeler; yüzde 96 ile İstanbul ve yüzde 95 ile Akdeniz oldu. Enkaz arama kurtarmanın en yüksek çıktığı bölge, yüzde 95 ile Orta Doğu Anadolu ve Doğa arama kurtarmanın en yüksek çıktığı bölge ise, yüzde 81 ile İstanbul oldu.

Şalcı: Toplum olarak en çok depremden korkuyoruz ancak yeterli hazırlık düzeyine ulaşmış değiliz.

Başta deprem olmak üzere, tüm arama kurtarma faaliyetleriyle ilgili toplumsal bilinç ve farkındalık düzeyini yükseltmeyi, her zaman için arama kurtarma çalışmalarının kendisi kadar önemsediklerini belirten AKUT Başkanı Recep Şalcı araştırmayla ilgili şunları söyledi: “Toplumsal bilinç ve farkındalık yükseltmek için her konuda olduğu gibi önce somut durumu bilmek gerekiyor.

Çok yakın bir zamanda sonuçlandırdığımız araştırmamız, Türkiye temsili en güncel bilgileri içeriyor. Hiçbir zaman amacımız acıları hatırlatmak değil; daha fazla önlem alınması için farkındalık yaratmak. Bireysel bilinçlenmeye çok daha fazla ihtiyacımız var. İnsanımız, en çok depremden korkmasına rağmen, yeterli hazırlık düzeyine ulaşmış değil. Aslında yapacağımız şeyler çok zor değil. Binalarımızı sağlam yapacağız, sağlam olmayanları güçlendireceğiz, deprem sırasında ve sonrasında ne yapmamız ve yapmamamız gerektiğini bileceğiz. Farkında olmak, bilinçlenmek ve çocuklarımızı, çevremizi bilinçlendirebilmek bu büyüklükte bir acı yaşama riskimiz azalır.”


22 yıl içinde, sadece Türkiye’de değil, büyük afet yaşamış birçok ülkede, 2879 operasyonda yardıma koşan AKUT, 2657 kişiye yeniden umut ışığı oldu, 1277 hayvanın kurtarılmasını sağladı.

Bilim insanlarının Türkiye için tsunami endişesi: Tahliye planı ve alarm sistemi yok!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.