Dijital şiddet nedir? Teknolojinin yarattığı yeni şiddet alanı

Dijital iletişim teknolojileri genellikle toplumsal cinsiyete dayalı şiddet yerine kullanıcı sorunu olarak ortaya çıkan ve teknolojinin yeni şiddet alanı olarak da adlandırabileceğimiz dijital şiddet türünü doğurmuştur. Peki, dijital şiddet nedir? Dijital şiddet karşısında neler yapılabilir?

Dijital şiddet nedir? Teknolojinin yarattığı yeni şiddet alanı

Günümüzde hayatımızın büyük bir kısmını işgal eden teknolojinin romantik ve cinsel yakınlıklar söz konusu olduğunda potansiyel bir şiddet alanı olarak karşımıza çıkması mümkün olabiliyor. Dijital şiddet kavramının son yıllarda sıklıkla yaşanmasından dolayı güvenli bir sanal ortam yaratılması için birçok ülkede hukuksal adımların atılmasını sağlandı. Yapılan birçok araştırma özellikle ergenlik döneminde olan gençlerin flört ilişkileri çerçevesinde dijital şiddete maruz kaldığını gösteriyor.

Teknolojinin yarattığı yeni şiddet alanı: Dijital Şiddet

Günümüz teknolojisinin sunduğu imkânlarla artık şiddetin 7/24 kesintisiz uygulanabileceği araçlar ve mecralar oluştu ve bu da yeni bir şiddet türü olarak dijital şiddetin hayatımıza girmesine neden oldu.


Sosyal medya araçları vasıtasıyla psikolojik, cinsel veya ekonomik zarar vermeyi amaçlayan saldırılar dijital şiddet olarak adlandırılır. Bu saldırılar günlük yaşamınızda tanıdığınız ve ilişkide olduğunuz insanlardan gelebileceği gibi, eski partnerinizden veya hiç tanımadığınız insanlardan da gelebilir. Bu nedenle şiddetin doğası bulunduğunuz sanal platforma ve şiddet uygulayan kişiye göre değişebilir. Farklı dijital şiddet biçimleri şu şekilde sıralanabilir:

Dijital şiddet biçimleri:

Cinsel içerikli mesajlaşmanın ifşası (Sexting)

Literatürde en çok tartışılan konulardan biri sexting diye anılan yani cinsel içerikli yazışmaların ve görüntülerin kişinin rızası dışında paylaşılmasıdır. Burada altının çizilmesi gereken konulardan birisi tarafların rızası dâhilinde paylaşılan cinsel içerikli mesajların dijital şiddet anlamına gelmemesidir. Bununla birlikte cinsel içerikli mesajlar üzerinden kişiye şantaj yapılması da dijital şiddetin kapsamına girmektedir.

Israrlı Takipçilik (Social Stalking)

Kişinin tanıdığı ya da tanımadığı kişiler tarafından devamlı olarak kontrol edilmesini ve denetlenmesini ifade eder. Sosyal medya hesabınızdaki son görülme saatinizin partneriniz tarafından sürekli kontrol edilmesi, örneğin Swarm aracılığıyla konum attığınız zaman partnerinizin sizi takip etmesi veya sürekli arayarak nerede olduğunuzu denetlemesi dijital şiddet gördüğünüz anlamına gelmektedir.

İntikam Pornografisi (Revenge Porn)

Partnerler arasında yaşanan intikam pornografisi, kişinin kendi rızasıyla gönderdiği çıplak fotoğraflarının veya videolarının, rızası olmadan partneri tarafından pornografik sitelerde paylaşılması, başka insanlara gönderilmesi ve benzeri davranışlarda bulunulması intikam pornografisi olarak kavramlaşan bir dijital şiddet biçimidir.

Etek Altı Görüntü Kaydı (Upskirting)

Telefon, fotoğraf makinesi veya kamera aracılığıyla, kadınların kıyafetlerinin altından, izinsiz fotoğraflarının ve videolarının çekilerek sosyal ortamlarda paylaşılması anlamına gelen bir dijital şiddet çeşididir. Rusya’daki bazı kadınlar, yakın tarihte bu tür şiddete karşı protesto gösterileri düzenlemişlerdir. (Bkz. sanalbasin.com)

Geleneksel Davranmayan Kadının Aşağılanması (Slut-Shaming)

Seksüel davranışları geleneklere, dinlere veya doğanın geneline ters düşen kadını “hafifmeşrep” olmakla suçlama; aşağılık hissettirme veya hissettirmeye çalışma eylemleri olarak tanımlanabilir.

Kurban Suçlama (Victim-Blaming)

Kurban suçlayıcı söylemler, dijital şiddet vakalarında sıkça görülen bir durumdur. Rıza dâhilinde yapılan paylaşımlar sonradan dijital şiddete dönüştüğünde, ilk olarak şiddete maruz kalan kişiyi eleştirmek ve hatta bu şiddeti hak ettiğini ima etmek yaygın bir dijital şiddet biçimidir.

Dijital Şiddet: Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ Komisyonu Rapor Örneği

Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ Komisyonu’nun hazırladığı ‘Gazeteci Kadınların Yaşadığı Cinsiyet Ayrımcılığı ve Şiddet Araştırması’ başlıklı rapora göre hazırladıkları anket çalışmasına katılım gösteren 221 kadın gazeteciden yüzde 61’i psikolojik şiddete, yüzde 59’u mobinge, yüzde 17’si fiziksel şiddete ve yüzde 15’i dijital şiddete maruz kaldığını belirtti.

Psikolojik Şiddet Mobbing Sözlü Şiddet Fiziksel Şiddet Dijital Şiddet
%61 %59 %54 %17 %15

                                                              

Yöneticiden Whatsapp mesajı: “Bacakların güzel”

Gazeteci kadınların iş yerlerinde karşılaştığı bir diğer sorun ise cinsel taciz. Bu konudaki anekdotlar ise dikkat çekici:

“Benim bağlı bulunduğum bir yönetici değildi, spor bölümünde yöneticiydi. Sürekli Whatsapp’tan mesaj atıyordu; ‘bacakların güzel’, ‘şöyle güzelsin’, ‘böyle tatlısın’ diye… Bir başka olay da yayınevinde yaşandı. Genel Yayın Yönetmeni durup dururken ‘karı gibi bıdı bıdı etme’ dedi ve sesler yükseldi…”

“Abartmıyorum, her gün işyerinde erkeklerin sözlü tacizine maruz kalıyorum. ‘Çok güzelsin, taş gibisin, dört karı olayı çıksın seni alacağım’ derler, seksi film yıldızlarına benzetirler, mesaj atarlar, cevap vermemi beklerler…” (Bkz. journo.com.tr)

Dijital Şiddet: 6284 Sayılı Kanun, Türk Ceza Kanunu ve Türk Medeni Kanununa Göre Neler Yapılabilir?

Dijital şiddete maruz kalındığında polis veya jandarma karakolu ile Cumhuriyet Savcılığına veya Aile Mahkemesine bir dilekçe ile başvurarak dijital şiddet uygulayan kişinin şiddet uygulamayı durdurması, tekrarlamaması, varsa dijital yolla ısrarlı takipten vazgeçmesi, iletişim ve dijital medya vasıtaları ile rahatsız etmemesi, kimlik ve adres bilgilerimizin gizlenmesi, barınma yeri ve geçici koruma sağlanması gibi ihtiyaçlar doğrultusunda tedbir kararları aldırılabilir.

Hakaret, cinsel taciz, tehdit vb. suçlar kapsamına girecek eylemler bakımından Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulabilir.

Yine aynı kanun kapsamında Valiliğe, Kaymakamlığına, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine ya da Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüklerine başvurarak psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi, geçici maddi yardım yapılması ve ayrıca çocukların korunması ve geçici kreş hizmeti verilmesi istenilebilir.

Dijital yolla kadınlara karşı işlenen suçlar ve Türk Ceza Kanunu’na göre cezaları şunlardır:

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu: Kişiler arasında haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu: Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın medya araçlarıyla kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu: Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

Hakaret suçu: Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir il veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Hakaret suçu sadece yüze karşı sözlü olarak değil, dijital medya araçları vasıtasıyla yazılı veya görüntülü olarak da işlenebilir.


Tehdit suçu: Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu: Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Bu suç cinsel amaçla işlenirse cezada artırım yapılır.

Yasal yollara başvururken dikkat edilmesi gerekenler

Yasal yollara başvurulardan sonuç almak çoğu zaman adalet mekanizmasının yapısı ve işleyişi ile başvuru süreçlerine dair ayrıntılı bilgi sahibi olunmasını gerektirebilir. Bu nedenle bir avukattan ya da kadın kuruluşlarından yardım almaya çalışılmalıdır. Maruz kalınan dijital şiddetle ilgili herhangi bir yere yapılan başvurular mutlaka belgelendirilmelidir. Aksine sözlü yanıtların hiçbir geçerliliği olmayacaktır.

Ayrıca şikâyete bağlı suçlarda suç duyurusunda bulunma süresi 6 aydır. Bu süre suça konu eylemin yapıldığı ya da öğrenildiği tarihten başlar ve 6 ay geçtikten sonra başvuru hakkı kaybolur.

Kolluk güçlerine başvuru süreci

Maruz kalınan dijital şiddetle ilgili polis ya da jandarma karakoluna başvurulduğunda, kişi yaşadıklarını ayrıntılı bir şekilde anlatmalı ve anlattığı şekilde de tutanağa geçmesini sağlamalıdır. Bu bağlamda tutanak imzalanmadan önce mutlaka okunmalı, tutanakta eksik ya da yanlış ifadeler varsa değiştirilmesi istenmelidir. Ayrıca polis ya da jandarma tutanak tutmak istemezse, kendisine mutlaka tutanak tutması gerektiğini, bunu yapmaması halinde ise görevini ihmal ettiği söylenmelidir.

Savcılıklara başvuru süreci

Maruz kalınan dijital şiddetle ilgili doğrudan bir şikâyet dilekçesi (olayın nerede, ne zaman, nasıl gerçekleştiğini, varsa tanıkların isim ve adreslerini yazmalı ve olayı ispatlamaya yarayacak deliller eklenmelidir) ile birlikte Adliye binaları içerisinde bulunan Savcılıklara da başvurulabilir. Şikâyet dilekçesinin en az iki adet kopyası alınarak imzalanmalıdır ve ilgili memurdan dilekçeyi aldığını göstermesi için kaşe basmasını; tarih, imza ve soruşturma numarasını eklemesi istenmelidir.

Hukuk yargılamalarında ücretsiz avukat hakkı

Maddi koşulların uygun olmadığı durumlarda, dava açmak için Baroların adli yardım bürolarına başvurarak ücretsiz avukat atanması istenebilir. Adli yardım bürolarına, ikametgâh belgesi, ev, arsa gibi taşınmaz malların olmadığına dair tapu müdürlüğü belgesi, Sosyal Güvenlik Kurumundan maaş alınmadığına ya da sadece asgari ücret alındığına ilişkin belge, fakirlik belgesi ve kimlik fotokopisiyle başvurulmalıdır.

Adli yardımın kabul edilmesi halinde ise yalnızca avukata vekâletname çıkarma ve dava masrafları ödenir. Kişinin maddi koşulları bu masrafları da karşılayamayacak durumdaysa dava açılan mahkemeye ayrıca adli yardım başvurusunda bulunulabilir.

Ceza yargılamasında ücretsiz avukat hakkı

Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suça maruz kalındığında ücretsiz avukat yardımından yararlanmak için Baroların Ceza Muhakemesi Kanunu servislerine başvurulabilir. Başvuruların kabul edilmesi halinde de avukata herhangi bir ücret ya da masraf ödenmez.

Adli yardım veya Ceza Muhakemesi Kanunu servisinden atanan avukatla ilgili bir sorun yaşanıyor ya da haklı bir sebeple avukatın değişmesi isteniyorsa sorunun çözümü için bir dilekçe ile baroya başvurabilir ve başka bir avukat atanması talep edilebilir.

6284 Sayılı Kanun Kapsamında Yapılan Başvurularda Dikkat Edilmesi Gerekenler

6284 sayılı Kanun, kadına yönelik şiddete maruz kalanların korunmasını ve şiddet uygulayanın durdurulmasını amaçlayan ve acil tedbirler alınmasını sağlayan özel bir kanundur. Bu Kanun kapsamında verilen tüm kararlar sürelidir ve bu kararlara “tedbir kararı” denir. Kanuna göre verilen tedbir kararlarına karşı tefhim (kararın Mahkemede hazır bulunan tarafların yüzüne okunması) veya tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde aile mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.

Kanun kapsamında en fazla 6 ay süre ile tedbir kararı verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hâllerde, talep olmaksızın ya da korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir.

Bu kanundan yararlanmak için mutlaka şikâyetçi olunması gerekmez. Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde de herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. İhbarı alan kamu görevlileri bu Kanun kapsamındaki görevlerini gecikmeksizin yerine getirmek ve uygulanması gereken diğer tedbirlere ilişkin olarak yetkilileri haberdar etmekle yükümlüdür.

Tedbir kararı, kişinin talebi, Bakanlık, kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilir. En çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer Aile Mahkemesi hâkiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir.

Tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığına dair delil veya belge aranmaz. Tedbir kararlarının verilmesi, bu Kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.

Tedbir kararı en kısa sürede şiddet uygulayana ve bize bildirilir. Kararın verilmesi genellikle birkaç gün sürer. Karar tebliğ edilmezse başvuru yapılan yere gidip çıkıp çıkmadığı öğrenebilir, bir örneğinin verilmesi istenebilir. Kararın tebliğ edilmemesi uygulanmasını engellemez. Bu nedenle kişinin kararı yanında taşıması ve gerektiğinde göstermesi önemlidir.

Hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket ederse, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar, tekrarında ise altı aya kadar zorlama hapsine tabi tutulabilir.

SONUÇ

Toplumsal şiddetin ve özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan kadınlara yönelik şiddetin yoğun olduğu Türkiye gibi bir ülkede şiddetin sosyal medyayla yeni bir boyut kazandığını görüyoruz. Fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddetin yanına bir de dijital şiddet eklendi.

Dijital şiddet eylemi ciddi boyutlarda olabilecek, psikolojik, duygusal ve sosyal zararlar yaratmaktadır. Hukuksal açıdan da oluşan suçların değerlendirilmesi ve ceza kapsamında incelenmesi önemlidir. Şiddet çok yönlü ve aktörlü bir eylemler dizisi olarak dikkat çekmektedir. Her geçen gün artan şiddet davranışları ve dozu bu konuda acil önlemler alınmasını da zorunlu kılmaktadır.


Şiddeti yaşayan kişiye yardım etmek sağlık, hukuk ve psikolojik destek sağlamanın yanı sıra topluma yönelik olarak şiddetin önlenmesi ve yaşanmaması konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapmak da çok önemli aşamalardır. Bu konuda yapılacak çalışmaların mutlaka tüm ilgili meslek gruplarını kapsayan multidisipliner boyutta olması ve sadece devletin değil aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin de katkıda bulunması gerekmektedir.

KAYNAKÇA:
  • Cebecioğlu, G, Altıparmak, İ. (2017). Dijital Şiddet: Sosyal Paylaşım Ağları Üzerine Bir Araştırma. Sakarya University Journal of Education, 7 (2), 423-431.
  • Kurt, L. 2005. “Açıklamalı ve İçtihatlı Tüm Yönleriyle Bilişim Suçları ve Türk Ceza Kanunundaki Uygulaması”, Seçkin Kitabevi.
  • Şener, G. (2013). Sosyal medyada mahrem ilişkiler, gözetleme ve dijital şiddet.
  • Gültekin, Esra. Sosyal Medyada Kadınların Şiddete Karşı Mücadelesi: Teşhir Vakalarının İncelenmesi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul. 2018.
  • Polat, O. (2014). Şiddet. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 22 (1), 15-34.
  • Yüncüler, Z. (2018, 5 Mart). Kadın gazeteciler anlatıyor: Yöneticim whatsapp’tan ‘bacakların güzel’ yazdı. Journo.
  • Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ Komisyonu Raporu.
  • Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun. http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6284.pdf 
  • Türk Medeni Kanunu.
    http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4721.pdf
  • Türk Ceza Kanunu.
    http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5237.pdf
  • CMK Yönetmeliği http://d.barobirlik.org.tr/mevzuat/avukata_ozel/yonetmelikler/2012/cmkyonetmeligi.pdf

Yaş gruplarına göre cinsel istismara uğrayan çocuklarda davranış değişiklikleri


Görkem Barındık
1993 yılında Ankara’da doğdu. Süleyman Demirel Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünde ön lisans; Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Akabinde Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Ana Bilim Dalı'nda “Dijitalleşen Medya ve Yarattığı Yeni Şiddet Alanı: Dijital Şiddet” başlıklı tezini tamamlayarak yüksek lisans programından mezun oldu. Şu an hâlihazırda doktora eğitimi için hazırlanmaktadır.