Buzdolabı nasıl yerleştirilmeli? Püf noktalar neler?

Buzdolabı yerleştirme düzeni nasıl olmalı? Genellikle haftalık olarak yapılan mutfak alışverişlerinde alınan ürünlerin birçoğu buzdolabında muhafaza ediliyor. Dolayısıyla hem israfı önlemek, hem besin değerlerini korumak hem de sağlık açısından buzdolabı, hayatımızda çok önemli bir yer tutuyor.

Buzdolabı nasıl yerleştirilmeli? Püf noktalar neler?
Buzdolabı nasıl yerleştirilmeli? Püf noktalar neler?

Temizliğinden yerleştirme düzenine kadar dikkat edilmesi gereken birçok kural bulunuyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Aslıhan Altuntaş, buzdolabı düzeninde uyulması gereken kurallar hakkında önemli bilgiler verdi.

Buzdolabı nasıl yerleştirilmeli? Nelere dikkat edilmeli?

1- Buzdolabı temizliği sağlık açısından ilk dikkat edilmesi gereken etkendir. Buzdolabı temizliği için sirke kullanılabilir. 1 litre suya 1 yemek kaşığı sirke koyarak buzdolabı silinmeli ve kuruduktan sonra besinler buzdolabına yerleştirilmelidir.


2- Kahvaltılıklarda ambalajlı olanlar ve kahvaltılık tabaklarına çıkarılanlar hijyen açısından en üst rafta tutulmalıdır. Aksi halde paketli gıdaların paketlerinden ya da sebze meyvelerden düşebilecek parçalardan altta duran ve hiç pişirme işlemi görmeden tüketilecek olan kahvaltılıklara bakteri bulaşabilmektedir. Buzluğu altta olan buzdolaplarında da kahvaltılıklar yine en üstte olmalıdır.

3- İkinci rafa genellikle işlem görmüş yani pişirilmiş yemekler konulmalıdır. Streçlenmeli ve birbirlerine temas etmemelidir. Isıtıp direkt olarak tüketilecek besinler oldukları için pişmemiş çiğ besinlere göre daha risklidirler.

4- Çiğ et, yoğurt gibi besinler doğru kaplara konulmuş şekilde ağzı kapalı, birbirleriyle temas etmeden üçüncü rafta olabilir. Tavuk ve balık da paketli halde ya da cam kaplarda bu rafta kalabilir.

5- En büyük hata meyve sebzeleri market poşetleriyle saklamak!

En alt rafta ise meyve sebze kısmı olmalıdır. Ancak meyve sebzeler pazar ya da market poşetleriyle buzdolabında tutulmamalıdır. Yapılan en büyük hatalardan biri budur. Besinler mutlaka paketlerinden çıkarılmış olmalıdır.

Eğer ıslaksa mutlaka kurutularak buzdolabına konulmalıdır. Bu nedenle en pratiği hazırlık aşamasında da kolaylık sağlayacağı için yıkayıp kurutarak dolaba yerleştirmektir. İstenirse kese kağıtlarında saklanabileceği gibi istenirse plastik olmayan, muhafaza için özel üretilmiş saklama kaplarına da konulabilir.

6- Dondururken bu süreleri göz ardı etmeyin

Dondurucuda esas önemli olan bekleme süreleridir. Besinler dondurulduğunda içeriğindeki bakteriler de dondurulmuş olur. Yani ölmezler. Çözdürme işlemi başladığı andan itibaren de o bakteriler tekrar aktifleşmeye başlar. Bu nedenle besinlerin dondurucuda ne kadar kaldığı çok önemlidir. Çünkü besinlerin yapısı ve dokusu değişmeye başlar.


Herhangi bir işleme tabii tutulmayan çiğ sebzeler dondurucuda 1 yıla kadar durabilirken pişirilerek saklanacak sebzeler en fazla 2-3 ay saklanmalıdır. Çözündürdükten sonra ise hemen tüketmek gerekir. Balık 2-3 ay, çiğ et ya da çiğ etten yapılmış kıyma 9-12 ay arasında kalabilmektedir. Pişmiş kırmızı et işlem gördüğü için 2-3 ay kalmalıdır. Tavuk ve hindi eti ise çiğ halinde olsalar bile en fazla 3 ay kadar dondurucuda saklanmalıdır.

7- Etleri suda çözdürenler dikkat!

Çözdürme işlemi bir gün önceden buzluktan çıkarılarak soğuk dolapta yani buzdolabında yapılmalıdır. Suyun içerisinde çözdürmek sağlıklı değildir. Dondurucuda donan besinler çözünmenin başlamasıyla birlikte yeniden bozulmaya meyilli hale gelir. Besin zehirlenmesi riski de artar.

Bu nedenle özellikle et, tavuk gibi potansiyel riskli besinleri çözdürürken herhangi bir müdahalede bulunmadan buzdolabında çözdürmek önemlidir. Ancak sebzelerin sıcak ya da soğuk suyun içerisinde çözdürülmesinin bir sakıncası yoktur. Direkt yemeğin içerisine katılarak da yaygın olarak çözdürülmektedir. Bunun yanında çözdürülmüş besinler ikinci kez tekrardan dondurulmamalıdır.

8- Baharatları buzdolabına koyuyorsanız…

Meyve ve sebzelik rafına konmaması gereken besinlerin başında soğan, sarımsak ve patates gelir. Belli sıcaklıkta ve neme maruz kaldığında çok çabuk filizlenebilirler. Domates de dolaba konmadan oda sıcaklığında sebze sepetlerinde saklanmalıdır. Meyvelerden ise muz, avokado, portakal, mandalina ve elma buzdolabına konmamalıdır.

Kesilmemiş kavun ve karpuz da oda sıcaklığında saklanabilir. Meyve ve sebzeler mümkünse haftalık olarak ya da en fazla 2 haftada tüketilmelidir. Bunların dışında buzdolabına koyulmaması gereken besinlerin başında un gelmektedir. Un, kahve ve baharatlar nemli ortamda saklanmaması gereken besinlerdir, bu nedenle buzdolabına konulmamalıdır. Toplumda baharatların küflenmemesi için buzdolabına konulması gerektiği gibi yanlış bir düşünce vardır. Oysa baharatlarda önemli olan nemdir.

Nemli ortamda aflatoksin üreten küflenmeye sebep olan mikroorganizmaların üreme riski çok daha yüksektir. Bunlar hem çok zararlı hem de baharatların içerisinde özellikle pul biberde çok rahat üreyebilmektedir.

Ayrıca baharatlar yüksek gramajlarda alınıp uzun süre muhafaza edilmemelidir. Bu nedenle aktarlardan alınan ve ne kadar süredir orada durduğu bilinmeyen açık baharatları almak güvenli değildir. Aynı şekilde zeytinyağı, reçel ve bal da buzdolabına konulmamalıdır. Buzdolabı ısısı özellikle zeytinyağı için uygun değildir. Turşu ve salamura besinler de zaten uzun saklama koşulları sağlanması için yapıldığından buzdolabına konulmasına gerek yoktur.

9- Yumurtaları sakın yıkamayın!


Yumurta potansiyel riskli denilen protein açısından en zengin ve bozulmaya en meyilli besinlerden bir tanesidir. Yumurtada yapılan en büyük yanlışlık yıkanarak buzdolabına konmasıdır. Yumurta ıslatılarak buzdolabı gibi nemli bir ortama konulduğunda kabuğundaki salmonella adı verilen bazı bakteriler kabuklardan içeri doğru daha fazla nüfuz edebilir ve su aktivitesi arttığı için çok daha fazla üreyebilirler. Bu nedenle yumurta yıkanmadan kendi kutusunda ya da buzdolabı yumurtalığında saklanmalı ya da kuru bir bezle silinmelidir.

Oturduğunuz yerde kilo verin! Peki ama nasıl?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.