Hızlı gelişen teknolojiden yapay zekalar da nasibini aldı ve bir insandan çok daha zeki makineler ortaya çıkmaya başladı. Peki bu yapay zeka, insanoğluna yarar mı sağlayacak yoksa faydadan çok zarar mı getirecek?
1899’da Amerika Patent Dairesi Başkanı olan Charles Duell’in “Artık yeni hiçbir şey yok. İcat edilebilecek her şey icat edildi” dediğine inanılır. Gerçekten söylenmiş olsa bile ister 1900’lü yıllarıda ister 2100’lerde söylenecek olsun; bunun ne kadar yanlış olduğunu biliyoruz.
İnsanoğlu tarihin başlangıcından beri teknolojik olarak ilerlemeye devam ediyor. Adım adım gerçekleşen bu gelişme son birkaç yüzyılda hızını inanılmaz derecede arttırdı. Artık insan, kendi aklına benzeyen bir zeka yaratmayı düşünecek kadar gelişmiş bir hale geldi.
Bilimkurgu filmlerinin nereden baksanız yarısı sürekli olarak yapay zeka konusunu işliyor. ‘Terminatör’ ve ‘The Matrix’ gibi kimileri yapay zekanın çok fazla akıllı olacağı düşüncesiyle insanoğlunu bunun risklerine karşı uyarır. ‘Blade Runner’ ve ‘Moon’ gibi filmler ise bu duruma felsefi bir açıdan bakarak; yapay zekanın bilinç sahibi olması halinde insandan farklı olmayacağını düşündürür. Ancak tam insan olarak kendimizi yapay zekaya karşı kısıtlı hissettiğimizde ‘2001: A Space Odyssey’ gibi bir başyapıtla insan zekasının her zaman makineye karşı üstün olacağını anlarız.
Yapay zeka ile karşılaşabileceğimiz riskler, faydanabileceğimiz kolaylıklar ve insan gücünün yerini almasıyla işsizliğin artması ile ilgili çeşitli pek çok düşünce bugün ciddi ciddi tartışılıyor. Peki, yapay zeka nedir? Yapay zekayı, bilgisayar biliminin çalışan ve insanlar gibi tepki gösteren zeki bir makine yaratma amacı olarak tanımlayabiliriz.
Cebimizdeki Siri’den tutun da sokakta kendi kendini süren arabalara kadar pek çok şeyi yapay zeka olarak gösterebiliriz. Filmlerde ve diğer kurgularda onları bir insan gibi tasvir etmeyi seviyoruz. Hatta belki bu yüzden bir yapay zeka ile iletişime geçmekten korkuyoruz ancak aslına bakarsanız ne zaman bir şey merak edip Google’dan arattığınızda onlardan destek almış oluyoruz.
Yapay zeka, yararlı olabildiği kadar öldürücü olabiliyor.
Daha geçtiğimiz sene Google, yapay zeka çalışmalarını orduyla paylaştığı gerekçesiyle yoğun bir şekilde protesto edilmişti. İnsansız hava araçları, silahlı drone’lar, otomatik nişan alma sistemleri ve diğer otonom silahlar… Evet, yapay zeka hayatımızı kolaylaştırdığı gibi hayat almayı da kolaylaştırıyor diyebiliriz.
Neyse ki rahat bir nefes alabiliriz çünkü yapay zeka şimdilik hala insan kontrolünde gelişiyor ve kullanılıyor. Şunu da unutmamak gerekiyor ki 2017’de Facebook mühendisleri, geliştirdikleri yapay zeka sistemlerinden korkmuşlar ve fişlerini çekmek zorunda kalmışlar. Bu kadar korkmalarının asıl sebebi ise yapay zekaların birbirleri ile iletişime geçmeye başlamalarıydı.
Üstelik bu iletişimi bizim anlayabildiğimiz bir dilde değil, tamamen kendi ürettikleri bir dilde gerçekleştiriyorlardı. Kulağa oldukça etkileyici ve korkutucu geliyor. Yapay zekadan korkan bilim insanlarının en başında geçtiğimiz sene kaybettiğimiz Stephen Hawking geliyordu. Bir açıklamasında bu konuda çok dikkatli olmamızı, yapay zekanın insanlığın sonunu getireceğini söyleyecek kadar ciddiydi. Tabii ki bu düşüncenin bir saçmalık olduğunu belirten bilim insanları da diğer tarafta yer alıyor.
Günümüze baktığımızda pek çok önde gelen şirketin yapay zekadan faydalandığını ve gelişmesi için sıkı bir yarışa girdiğinizi görüyoruz. En çok rağbet gören ve 2019’da en fazla odaklanılan yapay zeka teknolojilerine bir göz atalım.
Doğal Dil İşleme:
Veriyi yazı diline veya konuşma diline çeviren bu yapay zeka disiplini halihazırda müşteri servislerinde kullanılıyor. Ayrıca rapor hazırlama konusunda da iş dünyasında yardımcı olmakta. Attivio, Automated Insights, Cambridge Semantics gibi şirketler tarafından geliştiriliyor ve satılıyor.
Konuşma Tanıma:
Siri ve Alexa gibi kişisel yardımcılar kullanıcıyı anlıyor ve cevaplar veriyor. Her gün insan dili tanıyan ve ileşime geçen daha fazla yapay zeka üretiliyor ve akıllanıyor.
Sanal Temsilci:
Bu tür yapay zekalar, insanlarla etkileşeme geçen programlardır. Bazılarının konuşma tanıma becerisi vardır. En basit örnek olarak internet sitelerinde kullanılar ‘chatbot’ları gösterebiliiz. Amazon, Apple, Google, IBM, IPsoft, Microsoft gibi pek çok teknoloji şirketi bu konuya odaklanmış durumda.
Makine Öğrenme:
Gelelim bilim-kurgu filmlerde gösterilen yapay zekaları korkuç hale getiren asıl özelliğe. Mühendisler çeşitli algoritmalar geliştirerek makinelerin daha hızlı öğrenmesi için teknikler geliştiriyor. Amazon, Fractal Analytics, Google, Microsoft gibi şirketler buna çok önem vermiş durumda.
Hızla değişen teknoloji ile birlikte devamlı geliştirilen yapay zekalar kullanıcıların hayatlarına önümüzdeki yıllarda nasıl etki edecek? Sadece Google’da arama yapmak veya bir lokantada randevu ayarlamakla sınırlı kalmayacağı kesin. Satışlarda kötü bir gidişat izleyen Apple, şirkete olan tüm işe alımları yavaşlatırken sadece yapay zeka bölümüne bir sınır getirmedi.
Tüm teknoloji şirketleri bu konuya büyük önem vermiş durumda. Çünkü şimdi gösterecekleri çabanın gelecekte ellerini inanılmaz derecede güçlendireceğini biliyorlar. Herkes en akıllı yapay zekaya ulaşmak için kıyasaya bir yarış halinde. Bakalım bu yapay zekalar, insanoğlunun geleceğinde nasıl bir rol oynacaklar? Ülkemizde de gereken önemin verilmesi dileğiyle…