Aktif karbon: Her derde deva deyip kömür mü yiyoruz?

Aktif karbon veya diğer adıyla aktif kömür son günlerde kelimenin tam anlamıyla “trend” haline geldi. Öyle ki gıdadan kozmetiğe, diyetten detoksa kadar pek çok alanda aktif karbon kullanılıyor. Peki bilimsel etkileri neler? Sağlığa zararı var mı?

Aktif karbon: Her derde deva deyip kömür mü yiyoruz?
Aktif kömür: Her derde deva deyip kömür mü yiyoruz?

Diyetisyen Emre Uzun, ilk olarak aktif karbon terimini açıklığa kavuşturuyor:

Aktif karbonlar turba, kömür, linyit, mangal kömürü gibi kömür madenlerinden çıkan ve odun gibi, Hindistan cevizi, pirinç, fındık, ve yağ ürünlerinden elde edilen karbonların işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen bir tür kömür…


Asıl kömürden farkı, daha gözenekli halde olması. Negatif yüklü ve gözenekli bir dokuya sahip olması nedeniyle toksinleri yakalamak gibi bir ayrıcalığı var. Hem toksinleri yakalıyor, hem de vücut tarafından emilmiyor.

Araştırmalar yeterli değil!

Peki, hiç mi zararı yok? Sonuçta tabletler halinde yutulan şey, kömür! Diyetisyen Emre Uzun, “İddiaya göre aktif karbon, kana giren zararlı maddelerin seviyesini azaltmak için bağırsak sistemindeki toksinleri bağlıyor…

Bir başka iddia, zehirli atıkları ortadan kaldırdığı yönünde… Hatta bu sayede böbrek fonksiyonlarını da düzenlediği öne sürülüyor. Kesin bir şey söylemek için çok erken çünkü özellikle böbrek hastaları söz konusu olduğunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç var” diyor.

Aktif karbon hakkında bilimsel araştırmalar ne diyor?

Öte yandan aktif karbon ile ilgili bazı araştırmaların bulunduğuna, İngiliz Tıp Dergisi‘nin zehirlenme vakalarında mide yıkamaktansa aktif karbonu daha iyi bir seçenek olarak işaret ettiğine de değinen Emre Uzun; siyanür, demir, lityum gibi metal zehirlenmelerinde ise aktif kömürün etkili olamayacağına dikkat çekiyor.

Amerikan Gastroenteroloji Derneği yayınında ise aktif karbonun, kalınbağırsaklarda üretilen gazı, şişkinliği ve mide kramplarını azalttığına dair bir iddia yer aldığını ancak “yenebilir aktif karbonun faydalarını” kanıtlamaya yetmeyeceğini belirtiyor. Diyetisyen Emre Uzun, “Bugüne dek aktif karbonun kanı temizlediği veya bünyeyi sağlıklı tuttuğu kanıtlanamadı” diyor.

Sağlığa zararlı mı?

Peki aktif karbon sağlığa zarar verir mi?

Diyetisyen Emre Uzun, bu kritik noktayı şöyle açıklıyor:

“Aktif karbon, ilaç üretiminde kullanılıyor. İnsanların ‘böbreklere, karaciğere iyi geliyor’ deme sebebi de bu… Ancak ilaçlarda kullanılması başka, ilaç niyetine kullanılması başka. Sindirilmemiş ilaçları ve toksinleri süzmek için böbreklere faydası dokunduğu iddia ediliyor. Bağırsaklardaki gazın atılmasını sağlıyor. Özellikle acil servislere alkol zehirlenmesi ile getirilen hastaların da hayatını kurtarıyor. Suları filtre etmede zaten çok uzun zamandır kullanılıyordu.


Bunlar bilinen şeyler. Öte yandan ishale karşı, özellikle bakterilerin ve zehirlenmelerin neden olduğu ishale karşı faydaları son zamanlarda daha sık dile getirilmeye başlandı. Diş macunlarında da aktif karbon var ama dişleri beyazlatmak için değil.

İddia o ki virüslerle, bakterilerle ya da mantarla savaşarak ağız sağlığını koruyor ama bunu doğrulayan araştırma yok! Aktif karbon içeren cilt ürünlerine de rağbet ama sadece kiri, tozu, kimyasal artıkları, bakterileri vb. cilt yüzeyinden daha kolay arındırmak için. Yoksa, bakım yapmıyor, cildi gençleştirmiyor! Deodorantlar da öyle: Sadece kokuya sebep olan bakterileri yok ediyor.”

Gwyneth Paltrow etkisi

“Yapılan en büyük hata da aktif karbonun, detoks etkisiyle kişiyi zayıflattığına inanmak! ‘Bu iddia nereden çıktı?’ diye araştırdığınızda karşınıza Hollywood yıldızı Gwyneth Paltrow çıkıyor. Birkaç yıl önce aktif karbon ilavesiyle hazırlanan limonatanın en iyi arındırıcı olduğunu, bunu kullandığını açıklamış. Bugün ABD’deki kahve zincirlerinde bile aktif karbon “shot”ları satılıyor. Bu, genel geçer bir akım, bir trend. Ne kanıt var ne bilimsel araştırma.

Aktif karbonun sergilediği özellikler ise hiçbir şekilde detoks amaçlı kullanılmaması gerektiğini gösteriyor çünkü;

Aktif karbon sadece bakterileri, virüsleri, zehirleri vb. değil yediğiniz her şeyi yakalayabilir, her şey gelip aktif karbona yapışabilir. Bu da aldığınız vitaminleri, mineralleri, antioksidanları da toplayacak ve bunlar vücut tarafından emilmeyecek anlamına gelebilir.

İlaç kullanmak zorunda olabilirsiniz. Aynı şey kullandığınız ilaçların aktif maddeleri için de geçerli.

Ya aktif karbon bu ilaçların etken maddelerini yakalayıp işe yaramaz hale getirecekse?.. Buna dair bir uyarı da yok!

Aktif karbonun bağırsakları yavaşlattığı, bulantı, kabızlık ve siyah dışkılamaya neden olduğu da biliniyor ama bunlar da zayıflamak istediği için aktif karbon detoksuna başvuranlara anlatılmıyor.


Kilo vermek isteyenler, detoks için karaciğerlerine ve böbreklerine yararı olan besinleri tercih etmeli. Aktif karbonun detoks etkisi olsa bile besin değeri yok! Bunu unutmamak gerekir.”

Kaynaklar:

  • İngiliz Tıp Dergisi (British Medical Journal – Prehospital activated charcoal: the way forward. S. L. Greene, M. Kerins, N. O’Connor. 2015)
  • Amerikan Gastroenteroloji Derneği (American Gastroenterological Association – Activated charcoal: In vivo and in vitro studies of effect on gas formation. Timothy Potter, Carol Ellis, Michael Levitt. 1985)
  • Amerikan Ulusal Tıp Kütüphanesi (NCBI – American Gastroenterological Association Technical Review on Constipation. ADIL E. BHARUCHA, JOHN H. PEMBERTON, and G. RICHARD LOCKE, III. 2014)

Aktif kömür nedir?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.