Cumhurbaşkanı Erdoğan: Herkes bir yere savrulmaya başladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şu anda bakıyoruz bazı yerlerde seçimlerde falan hemen anında sendika değiştirmek falan herkes bir yere savrulmaya başladı. Bu dava adamı olmak demek değil. Böyle olur mu? En ufak bir savrulmada merkezi bırakıp başka yerlere kaçmayacak.

En ufak bir savrulmada merkezi bırakıp başka yerlere kaçmayacak

“İmam hatipli olmak demek, dava adamı olmak demek veya buna talip olmak demektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Dava adamı önce davasının ne olduğunu bilecek. Öğrendiklerinden hareketle önce kendi nefsinden başlayarak, ailesine, arkadaş çevresine, şehrine, çevresine ve nihayet tüm aleme uzanan bir sinsile içinde nerede durduğunun farkında olacak. Bunun yanında davasını hayatında da yaşayacak. En ufak bir savrulmada merkezi bırakıp başka yerlere kaçmayacak. Çok önemli. Şu anda bakıyoruz bazı yerlerde, seçimlerden sonra Allah selamet versin, hemen anında sendika değiştirmeler, şunlar, bunlar… Herkes bir yere savrulmaya başladı. Bu dava adamı olmak değil. Böyle olur mu? Şayet davamızı yaşamıysak, bu yöndeki gayretlerin neticeye ulaşması mümkün değildir” şeklinde konuştu.

6 oka 7’nci bir ok ilave etmek suretiyle oradan bir şeyler kapanlar…

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:


— ÖNDER gibi kuruluşların ikliminde sahip olduğumuz değerleri yaşarsak millete ve ümmete hayırlı insanlar haline geliriz. Aksi takdirde ülkemizde ve dünyada milyonlarca örneğini gördüğümüz, söyledikleriyle, yaşadıkları bir olmayan güruhun içinde kaybolur gideriz. Son dönemde bu konuda kendi içimizde de bir takım zafiyetler yaşadığımızı görüyorum. Hem okuma ve öğrenme, hem de okuduklarımızla amel etme konusunda çok daha sıkı bir uygulamanın içine girmemiz gerekiyor.

— Bu konuda diğer sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte ÖNDER’e de çok önemli görevler düşüyor. Sizlere güveniyorum, inşallah el birliği ile medeniyet davamızı imam hatiplilerin öncülüğünde zirveye ulaştıracağız. Son dönemde aslında en büyük medeniyet davamızda omuz omuza olmamız gerekirken, bambaşka mecralara yönelenler olduğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Hatta bu kesim öyle bir savrulma yaşamış durumdaki, cumhuriyet döneminde ülkemize kazandırdığımız en büyük cami olan Büyük Çamlıca Camii için dahi gereksiz diyecek bir yere gelmiştir.

— Biz hayatımız boyunca siyasi rekabetle kadim davamız boyunca verdiğimiz mücadeleyi hep birbirinden ayrı tuttuk. Biz bu ülkede kimlerin camilerimizi ahır haline dönüştürdüğü gayet iyi biliriz. Sadece şuracıkta, şu Fatih sınırları içerisinde 400’e yakın mescit kapatılmıştır. Kim? Bu malum CHP tarafından. Bunların bir kısmını biz yeniden inşa ve ihyaya başladık. Bunları onlar yaptı biliyoruz. Ama bunları kalkıp da 6 oka, 7. bir ok ilave etmek suretiyle, oradan bir şeyler kapanlar bunu söylemeye gayret ederse, kusura bakmasınlar her halde milletim onlara da gereken dersi, gerektiği yerde verecek.


Seçimlerde başlayan işbirliği

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Günlük siyasette farklı düşünmek, farklı davranmak, hatta seçimlerde farklı saflarda yer almak bir yere kadar anlaşılabilir bir durumdur. Ama Büyük Çamlıca Camii başta olmak üzere, doğrudan medeniyetimizin sembolleri üzerinden ortaya konan yanlış tavırların hiçbir zaman izahı olmaz. Bu şekilde davrananların tek parti döneminde beri mücadele ettiğimiz zihniyetle aynı kulvara girdikleri anlaşılıyor. Seçimlerde başlayan iş birliği öyle anlaşılıyor ki hızlı hayatın tüm alanlarına yayılıyor. Rabbimden bu tür yanlış yollara sapanların akıllarını ve gönüllerini aydınlatmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Herkes bir yere savrulmaya başladı

İmam hatip okullarının sürecini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sonuçta ortaya bir imam hatip markası çıkmıştır. Yani bunu söylerken imam hatip okullarını bir kenara, fen liselerini, diğer meslek liselerini bir kenara, böyle bir ayrım yapmak için söylemiyorum. Bunu sadece ve sadece nasıl ki Galatasaray Lisesi’nden mezun olan biri Galatasaray Lisesi’nin marka olarak önemini ortaya koymaya çalışıyorsa Kabataş’tan mezun olan ortaya koymaya çalışıyorsa ben de tabii ki bir imam hatipli olarak bunu ortaya koymaya çalışıyorum. Zaten bulunduğum makam mevki böyle bir ayrımı yapmaya beni asla tecviz edemez, böyle bir ayrımı yapamam. Benim için imam hatip okuyan da evladımdır, Galatasaray Lisesi’nde, Kabataş’ta okuyan da evladımdır, tüm anadolu, fen lisesinde okuyan da evladımdır. Bu zaten aldığımız terbiyenin de gereğidir” diye konuştu.

Bu hesabı kalk bir Kanuni’ye, Fatih’e sorsana

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Şu anda ana muhalefetin başındaki zat nasıl olduysa bir kere külliyeye geldi. Sayın Bahçeli de beraberinde. Konuşurken İmam Hatip okullarında hangi derslerin dahi okutulduğunu bilmiyor. İmam hatip okullarında sadece, Arapça, fıkıh, hadis falan var zannediyor. ‘Bilir misin imam hatip okullarında tarih, coğrafya bunun yanında felsefe, matematik, fizik kimya okutulduğunu’ dedim. Saf saf duruyor. Neymiş, Kadıköy’de 5-6 tane imam hatip okulu fazla, derdi bu. Şimdi birisi de çıkmış diyor ya Büyük Çamlıca’ya 60 bin kişilik caminin ne gereği var. Nereden, nereye? Bu hesabı kalk bir Kanuni’ye, Fatih’e sorsana?” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İmam Hatiplere saldıranlar milletimizin köklerini kurutmak istiyorlar


Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir ağacı ne kadar budarsanız budayın, kökleri sağlam kaldığı sürece gelişmeye, büyümeye devam eder. Ağacı yok etmenin en etkili yolu köklerini kurutmaktır. İmam hatiplere saldıranlar milletimizin köklerini kurutmak istiyorlar. Çünkü bu okullar, tüm eksiklerine, tüm aldıkları yaralarına rağmen milletimizin kökleriyle gövdesi arasındaki bağı temsil ediyorlar. Bir ara öğrenci sayısı 600 bine çıktı. Budadılar budadılar 60 bine indi. Hamdolsun şu anda 1 milyon 300 bin civarında bir öğrenci potansiyeline sahip hale geldik. Niteliği de artırmak , bunun üzerine yüklenmek lazım. Ama bakıyorsunuz buralardan mezun olduğu halde ‘bu kadar imam hatibe ne gerek var’ diyen zavallılar da var” diye konuştu.

Devlet Bahçeli: 31 Mart’ta MHP oy oranı yüzde 18.8


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.