Ekonomi yazarı Murat Muratoğlu: Tarihimizdeki en büyük kriz bu! Bugüne kadar gördüğümüz krizlerin en büyüğü. Tarihimizdeki hiçbir krize benzemiyor.
Diken’den Minez Bayülgen’e konuşan Sözcü gazetesi ekonomi yazarı Murat Muratoğlu, Türkiye’deki ekonomik gidişatı yorumladı.
“Tarihimizdeki en büyük kriz bu!”
Bir ekonomi önünü görmeden ne kadar yol alabilir?
Alamaz, alamayacak da. Her şey bitti. Bugüne kadar gördüğümüz krizlerin en büyüğü bu. Tarihimizdeki hiçbir krize benzemiyor.
Hayat pahalılığı hızla artmaya devam ediyor. Yoksullaşıyoruz. Türkiye’nin ekonomik açıdan bir an önce ne yapması gerekiyor?
Kısa vadede yapılabilecek hiçbir şey yok. Sağlamakta çok geç kaldığın adaleti düzeltmen şart. Ancak adaleti sağladıktan sonra da yatırımcılar seni uzun bir süre izleyecek. Dediklerini gerçekten yapıyor musun, yoksa yapmıyor musun diye… Ne de olsa inandırıcılığını kaybetmiş durumdasın.
Ne kadar bir süreden bahsediyoruz?
En az üç, dört yıl geçecek. Bu sürede senin uygulamalarına bakacaklar. Zira sen daha önce hep demişsin ama yapmamışsın. Bu saatten sonra vereceğin hiçbir söze kimse inanmadığı için sana para da vermezler. Kaldı ki senin kendi halkın da sana ve liraya güvenmiyor .
“Ekonomi adalettir, adalet olmadan ekonomi düzelmez”
Liraya hangi açıdan güvenmiyor?
180 milyar dolar alıp bankaya mevduat olarak yatırıyor. TL’ye güvenmiyor. Dış mihrak derken içe bakacaksınız. ‘Bu insanlar 180 milyar doları niye almış’ diye soracaksın. Türkiye artık ideolojinin parasız olamayacağını gördü. Cebinde para yoksa, ideoloji bir yere kadar.
“Bu ekip ekonomiyi düzeltebilecek kafa yapısına sahip değil”
Ne içeride, ne de dışarıda açıklanan paketler tuttu. Ekonomi yönetiminin bir B planı var mı?
Maalesef bu ekip Türkiye ekonomisini düzeltebilecek kafa yapısına sahip değil. Ekonomi, yalnızca ekonomi değildir. Ekonomi aynı zamanda adalettir de. Adaleti sağlamadan hiçbir şey düzelmez; bu kadar net.
“Şimdi internet var, kimseyi kandıramazsınız!”
Adalet sağlanmadan ekonominin de düzelemeyeceğini iktidar bilmiyor olamaz. Neden artık değişmiyorlar?
Adaleti kendi istedikleri gibi esnetiyorlar ve bunu insanların görmediklerine inanıyorlar. Evet, 15-20 yıl önce insanlar görmüyordu. Ancak şimdi internet var. Kimseyi kandıramazsınız.
“İşveren devlete kıdem tazminatı paralarını veremez”
Son paketten işçilerin kıdem tazminatına göz dikildiği de ortaya çıktı. İktidar, çalışan kesimi daha da yoksulluğa mı mahkum etmek istiyor?
Aslında buradaki hikaye işçiler değil, işverenler. Bir iş veren kıdem tazminatı için her işçisi için belirli bir para ayırmak zorunda. Ama ayırmıyor.
Nasıl yani?
Çok kurumsal şirketler ve bankalar hariç, Türkiye’de hiçbir işveren çalışanı için kıdem tazminatı adına bir para kenara ayırmıyor.
“Ortada kıdem tazminatı parası yok”
İktidar, yeni planına göre Kıdem Tazminatı Fonu kuracak ve çalışanların birikmişlerini isteyecek. Ancak ortada böyle bir para yok mu diyorsunuz?
Yok tabii. Örneğin 50 işçinin 15 yıllık kıdem tazminatı var diyelim. Devlet de aniden “Ben Kıdem Tazminatı Fonu kurdum, hadi bu paraları bana ver” dedi. Öyle bir para yok ki, ne verecek sana. Bunların yüzde 90’ı zaten KOBİ. Üstüne üstlük şirketler, KOBİ’ler, bu kıdem tazminatlarını sermaye olarak kullanıyor.
İşçiler tarafında ciddi sorunlar var. Adamın 100 lirası birikmişse, “Senin artık 50 liran birikmiş” diyecek. Ayrıca, Türkiye’de istifa edene kıdem tazminatı ödenmiyor. Sen şimdi kurum olarak her ay bu adamın parasını yatıracaksın. Peki adam istifa edince ne olacak? Geri mi çekeceksin devletten parayı? Devlet daha KDV iadelerini ödeyemiyor. Kıdemi tazminatı mı ödeyecek? Ödeyemeyecek tabii.
- Röportajın tamamı için tıklayın: Diken.com.tr
- Murat Muratoğlu’nun YouTube kanalı