Birçok kavram gibi İslamizm de, mana olarak erozyona uğramış, aslına göre çarpıtılmış. Bu yanlışlık, bir kavram üzerinden bir dine mensup insanların nasıl ötekileştirilip itibarlarının nasıl değiştirilebileceğine dair emsalsiz bir örnek niteliğinde…
En son İslamizm ve Antisemitizm hakkındaki yazımın ardından Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki vahşi saldırının gerçekleşmesi üzerine, kavramların kullanımı hakkında bir yazı kaleme almaya karar verdim.
İslamizm hakkında
Öncelikle bir önceki yazımda değindiğim İslamizm kavramı hakkında ilave bilgiler vermeye çalışacağım. Daha önce aktardığım gibi, İslamizm kavramının köktendinci İslam anlayışını tarif ettiğini yazmıştım. En azından Batı veya uluslararası algıda bu manaya geliyor ve aynı şekilde Batı dillerinin sözlüklerinde bu manaya rastlanıyor.
Kavramda tarihi süreç
Birçok kavram gibi İslamizm de, mana olarak erozyona hatta bozulmaya uğramış. Yaptığım araştırma sonucunda, bu kavramın ilk olarak 17. yy.da İngiliz literatüründe ortaya çıktığını ve mana olarak aynen Hıristiyanlık veya Yahudilik gibi İslam dininin öğretisini ifade ettiğini buldum. Akabinde 18. yy.da Fransız kaynaklarında ‘Islamisme’ olarak yine aynı anlamda kullanılmaya başlanmış.
Daha sonra kullanım sıklığında bir düşme görülse de, 20. yy.ın 2. yarısında yine Fransız akademik çevreleri ve medya tarafından bugün algılanılan manada kullanılmaya başlanmış. Yalnız bu kullanımın müsebbibi, aynı dönemde dünya konjonktüründe özellikle Birleşik Devletler’in, Ortadoğu’da ve Müslüman ülkelerdeki müdahaleleri ile ortaya çıkan İslami terör hareketleridir. Mevzubahis anlam kayması sonucu, ‘İslamist’ kavramı aslına göre yanlış olan bugünkü manasına bilerek ya da bilmeyerek kavuşturulmuştur.
Duden’de kelime tasnifi
Almanca için Duden sözlüğü, kelime dağarcığı anlamında bir müessesedir ve bu kamus, kelimelerin kullanım sıklıkları ile ilgili bir ölçüt kullanmaktadır. İslamist kavramı bu sözlükte arandığında, bu kavramın 3. seviyeden kullanım sıklığı olduğu görülmektedir.
Bunun anlamı, kelimenin Almanca’da en sık kullanılan 10.000 sözcük arasında olduğudur ki bu bile İslam öğretisinin Almanca’da (Alman toplumunda diye okuyun) ne nitelikte kullanıldığının bir kanıtıdır. (Not: Duden’de Hıristiyanlık kavramı yine 3. seviyeye sahip iken, Yahudilik 2. seviyededir yani en sık kullanılan 100.000 kelime arasındadır.)
Köktendinci Hıristiyanlık
Yeni Zelanda’daki saldırının failinin manifestosuna bakıldığında bir aşırı Hıristiyanlık motifi olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Hem bu olgudan hem de yukarıda bahsi geçen tarihi süreçten yola çıkarak akıllara şu soru gelebilir: Nasıl ki İslam ile neredeyse eşanlamlı hale getirilen İslamizm kavramı köktendinci terörist bir hareket için kullanılıyor, aynı şekilde bunun Hıristiyanlıktaki muadili olarak Hıristiyanist kavramı kullanılamaz mı?
Kanımca dini öğretileri tarif etmek için üretilmiş veya kullanılagelmiş kavramları aşırı dinci veya terörist hareketler için kullanmak yanlıştır ve hatta kabahattir. Bu sadece dini öğretilere ve onları sahiplenen insanlara manevi zarar verir.
Kavramların imajdaki etkisi
Özellikle Fransız akademik çevrelerinin ve gazetecilerin 1970’lerde başlattıkları ve bugüne kadar kullanılagelen ve aslına göre çarpıtılmış İslamist kavramı, uluslararası gazetecilikte ve akademik dünyadaki büyük yanlışlardan biridir. Ve bu yanlışlık, bir kavram üzerinden bir dine mensup insanların nasıl ötekileştirilip itibarlarının nasıl değiştirilebileceğine dair emsalsiz bir örnektir.
Son söz: Yanlış kavram, yanlış kılavuzdur.