Türkiye’de çocuk olmak: Bu çocuklar 23 Nisan’ı kutlayamadı!

Bugün 23 Nisan ve bu yazıda adından bahsettiğimiz ya da bahsedemediğimiz ancak artık hayatta olmayan çocukların hiçbiri kutlayamadı bayramını!

Hatırladınız mı bu fotoğrafı? Aladağ’da cemaat yurdunda yanarak can verenlerin fotoğrafı! Takipçisiyiz denildi, mutlaka cezası verilecek denildi unutuldu…

Peki bu çocukları hatırladınız mı?

Leyla’yı mesela? Unuttunuz mu o kocaman güzel gözlerini? Öldürüldüğünde daha 4 yaşındaydı! O’nu kaçıranlar aç bıraktığı için öldüğü açıklaması yapıldı.


Eylül’ü unuttunuz mu peki? Günlerce arandı Eylül! Gözümüzde yaş kalmadı. Küçücük bedeninde yapılmadık vahşet kalmamıştı. Daha 8 yaşındaydı katledildiğinde.

Eylül cinayeti
Eylül

Sedanur‘u da elindeki pankartını da hiç unutmadık.”Okumak özgürleştirir.” diyordu ama biz O’nu da koruyamadık.

Sedanur okumak özgürlüktür
Sedanur

Bu pırıl pırıl çocuğun adı: Oğuz Arda Sel! Bindiği tren hem O’nun hem babasının sonu oldu! Geride kalan anne hala oğlu için adalet savaşı veriyor.

Oğuz Arda Sel tekirdağ çorlu tren kazasında hayatını kaybetti
Oğuz Arda Sel

Bu isimler sadece birkaçı! Adını sayamadığımız daha niceleri var. Peki bitiyor mu? Elbette bitmiyor! Kötülük sürekli besliyor kendini. Peki ya Rabia Naz? Şimdilerde bir baba savaş veriyor. 11 yaşında kaybettiği kızı için! Deli deseler de o inatla devam ediyor, adalet için kızının katilinin bulunması için!

Rabia Naz Vatan
Rabia Naz Vatan

Bugün 23 Nisan ve burada adından bahsettiğimiz ya da bahsedemediğimiz ancak artık hayatta olmayan çocukların hiçbiri kutlayamadı bayramını!

Kutlayabilenler okullarda, meydanlarda, AVM’lerdeydi. Sporda, sanatta, edebiyatta, bilimde başarılı birçok çocuğumuzu izledik televizyonda.

Bir program vardı ki paylaşım rekorları kırdı. Pırıl pırıl, başarılı mı başarılı bir kız çocuğu “Ne olmak istiyorsun?” sorusuna “Köln’de tıp okumak istiyorum. Sonra belki Alman vatandaşı olurum.” dedi ve ortalık karıştı. Bir kısmı tebessüm etti bir kısmı kızdı.

Peki sorun hayalde mi yoksa bu hayale sebep olunmasında mı?

Şu görüntüyü bilmeyeniniz, görünce tüyleri diken diken olmayanınız yoktur herhalde!


Emeğiniz emanetimizdir. – ÖSYM

Emeğiniz emanetimizdir. - ÖSYM

Hayatımızı belirleyen ÖSYM’nin, hepimize yapmış olduğu o muazzam ironi!

Merkezden döşenen kablolarla anında alınan sorular, hatalı sorular, çökertilen çeteler, atanamayan öğretmenler, bunun yüzünden canına kıyanlar ve daha niceleri!

Tüm sınavları atlattıktan sonra sil başa dönen garip suallerden oluşan mülakatlar… Tüm bunlarla beraber yok olan hayaller, umutlar…

Bir yanda daha küçücük yaşında canından olanlar, diğer yanda hayallerini yitirenler. Şimdi suç o gencecik kız çocuğunda mı?

Bu 23 Nisan’dan sonra hepimizin oturup düşünmesi gereken şeyler yok mu sizce de? Çocuklar gelecek diyoruz sürekli. Peki yetişkinlerin görevi o geleceği inşa etmek değil mi?

Hadi bu 23 Nisan da siz geçin çocukların yerine! Siz düşünün onlar gibi! Onların korkularını anlamaya çalışın! Ses verin seslerine!

Başarabilirseniz, aralarında ki eşitsizliği kaldırın. Onlara yeniden hayal kurmayı öğretin. Özgür olmanın, mutlu olmanın tadını yaşatın.


Yine sınav yapın hem de en zorunu ama kaldırın soru işaretlerini! “Kazansam ne olacak ki?” diyerek girmesin o sınava. Kısaca siz onların hayaline sahip çıkın onlar geleceğe koşsunlar hem de kendi ülkelerinde!

Atatürk: Kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek


Elif Aver
Elif Aver; 1987 yılında İstanbul'da doğdu. Cumhuriyet Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği bölümünden 2010 yılında mezun oldu. Özel sektörde mesleğini yapmakta, ayrıca TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetim kurulu üyesi. Yazmak, çizmek ve okumak çocukluğundan beri en büyük tutkusu. Ondan sebep söz yitene kalem bitene kadar yazanlardan.