Adil Gür: YSK ateşten kızgın demiri AK Parti’nin kucağına koydu. Süreç Ekrem İmamoğlu lehine. 23 Haziran sonuçları birkaç dönem siyaseti yeniden şekillendirebilir.
A&G Araştırma Şirketi’nin Genel Müdürü Adil Gür, YSK’nın iptal kararı sonrası gözlerin çevrildiği İstanbul’la ilgili yaptıkları anketten verileri paylaştı. Habertürk’te Veyis Ateş’in programına konuk olan Adil Gür şöyle konuştu:
• YSK’nın İstanbul seçimlerini iptal etmesinin ardından sürecin Ekrem İmamoğlu lehine geliştiğini yaptığımız araştırmalarda görüyoruz. İlk günlerdeki mağduriyet etkisinin çok daha fazla olduğunu gördük. CHP ve Ekrem İmamoğlu’nun işi daha kolay. Çünkü kullandıkları argüman şu “Neden 4 oydan 1’i geçersiz de 3’ü geçersiz değil.” Karşı aday için bunu anlatmak hakikaten çok zor. YSK ateşten kızgın demiri AK Parti’nin kucağına koydu.
• “Mağdur kim oldu?’ soruları ışığında yaptığımız anketlerde hiçbir aday yüzde 50’nin üzerinde oran alamadı.
• Yüzde 25’lik kitle YSK’nın ne dediği anlamamış. Yani bu açıklanan gerekçeli kararla seçmen bir sonuç çıkarmış değil.
• Yaptığımız araştırmalarda Binali Yıldırım’a oy verdim ya da vereceğim diyenler “beka” meselesini ve ekonominin gidişatı önde tutuyor.
• Ekrem İmamoğlu’na oy verenler ya da verecek olanlar için ise ilk sırada ekonominin gidişatı ve kutuplaşma var.
Ekrem İmamoğlu’na oy vereceğim diyen seçmen daha motive
— Yaptığımız anketlerde “Ekrem İmamoğlu’na oy verdim” diyenlerin daha yüksek oranla tatilden döneceğini görüyoruz. Diğer bir soruda ise tüm seçmenlere sorduk “Sandığa gidecek misiniz? diye sorduk. “Mutlaka oy vereceğim” diyen seçmenler içinde “Ekrem İmamoğlu’na oy vereceğim” diyenlerin daha yüksek oranda motive olduğunu görüyoruz.
Seçmenin yüzde 95’i oy tercihini değiştirmeyecek
— 31 Mart’ta sandığa gitmeyen en büyük kitle yüzde 18 ile HDP seçmeni. Bu oran AKP seçmeninde yüzde 3 ile 4 arasında ama seçmen sayısı olarak neredeyse sayılar eşit. Bir de ankette tüm seçmenlere sorduğumuz “Oy tercihinizi değiştirecek misiniz?” sorusuna seçmenlerin yüzde 90’ı, 95’i hayır yanıtını verdi.
HDP seçmeninin önemi
— İstanbul’da yüzde 12 HDP’nin seçmeni var. İstanbul seçimi için çok önemli bir oran. 23 Haziran için HDP seçmeni belirleyici. Metropollerde yaşayan Kürt seçmenin oy verme tercihindeki en önemli kriter ekonomi, ideoloji değil. Çünkü bunlar İstanbul’un gelir düzeyi daha düşük ilçelerinde yaşayan ve ilk işsiz kalan ve ilk cebine dokunulan insanlar. Zaten 31 Mart sonucuna baktığımızda da AK Parti oy kaybını buralarda yaşamış.
— Bir de ayrıca 31 Mart’ta muhafazakar Kürt seçmen AK Parti’ye oy vermedi deniyor ama öyle değil. AK Parti İstanbul’da yüzde 2 oy kaybetmiş görünüyor ve bu kayıp homojen.
Saadet Partisi seçmeninin tercihi ne yönde olacak?
— Şayet kendi adaylarıyla seçime katılmamış olsalardı seçmenlerin çoğu AK Parti adayını oy verirdi ya da sandığa gitmezdi. İmamoğlu’na oy verecek Saadet Partisi seçmeni sayıca az olacaktı.
YSK İstanbul kararı ile ateşten kızgın demiri AK Parti’nin kucağına koydu
— YSK’nın İstanbul seçimlerini iptal etmesinin ardından sürecin Ekrem İmamoğlu lehine geliştiğini yaptığımız araştırmalarda görüyoruz. İlk günlerdeki mağduriyet etkisinin çok daha fazla olduğunu gördük. Ancak bu etki seçime kadar geçen sürede azalabiliyor tıpkı daha önceki seçimlerde olduğu gibi.
— Ancak CHP ve Ekrem İmamoğlu’nun işi daha kolay. Çünkü kullandıkları argüman şu “Neden 4 oydan 1’i geçersiz de 3’ü geçersiz değil.” Karşı aday için bunu anlatmak hakikaten çok zor. YSK ateşten kızgın demiri AK Parti’nin kucağına koydu. O 250 sayfa içinde o kadar çok şey var ki ben bile “mağdurum” desem kendime göre bir-iki cümle bulurum.
23 Haziran sonuçları birkaç dönem siyaseti yeniden şekillendirebilir
— Kabine değişecekse 23 Haziran’dan önce değişmeli çünkü 23 Haziran sonrası için çıkacak sonuçla Türkiye’nin önümüzdeki birkaç dönem siyaseti yeniden şekillenebilir.
Sandığa gitmeyen seçmen homojen
— 1 milyon 700 bin seçmen sandığı gitmemiş. Bunların 1 milyonundan daha fazlası ne olursa olsun sandığa gitmiyor. Neden gitmiyor dersek siyasete ilgisiz gitmiyor, o gün bir işi var gitmiyor ve ya diyor ki “benim oyumla mı değişecek?” deyip gitmiyor. 24 Haziran ile 31 Mart seçimlerinin karşılaştırdığımızda aradaki fark 300 bin. Bu 300 bin kişi 31 Mart’ta sandığa gitmemiş. O 300 bin kişi ise inanılmaz bir şekilde homojen. Yani tüm partilerden sandığa gitmeyen seçmen var.
31 Mart’tan daha yüksek bir katılım beklemiyorum
— 2 ila 2,5 milyon seçmen seçmen bayramda İstanbul’dan gidecek. Bu gidenlere “Dönüp seçimde oy kullanacak mısınız? diye sorduk yüzde 79’u “mutlaka dönüp oy kullanacağım” dedi. Yüzde 5’i “belki gelirim” dedi. Yüzde 15 ise “hayır kesinlikle gelmeyeceğim” diyor. Söylemeye çalıştığım şey şu aslında biz 31 Mart’ta 300 bin kişi sandığa gitmedi dedik ama kuvvetle muhtemel bu 300 bin kişinin üstünde bir rakam yine sandığa gitmeyecek. 31 Mart’tan daha yüksek katılımlı bir seçim beklemiyorum.