KONDA 23 Haziran analizi: AKP seçmeninde çözülme var!

23 Haziran için Ekrem İmamoğlu’nun bir adım önde olduğunu açıklayan KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “AKP ve Erdoğan sahicilik yitimi yaşıyor. Kendi seçmeninde ortaya çıkan bir çözülme var. Korku üzerine kurdukları dil, negatif kimliklenme üretiyor. Buna karşı kendi seçmeni sandığa gitmeyerek tepki gösteriyor” dedi.

KONDA 23 Haziran analizi: AKP seçmeninde çözülme var!
KONDA 23 Haziran analizi: AKP seçmeninde çözülme var!

Tekrar edilecek İstanbul Büyükşehir seçimlerine bir aydan az zaman kaldı. YSK’nın aldığı seçim yenileme kararının seçmen üzerindeki etkisini, iktidar bloku ile muhalefetin kullandığı dilin yansımalarını ve 23 Haziran’da seçmenin olası tercihlerini, KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır yorumladı.

Birgün’den Mehmet Emin Kurnaz’a konuşan Ağırdır, “Seçmenin beklentisi adalet. Seçimin yenilenmesi toplumsal vicdanı zedeledi. 23 Haziran için Ekrem İmamoğlu bir adım önde” dedi.


AKP seçmeninde çözülme var

AKP’li olup da ekonomik krizden şikayetçi olan siyasi tercihini sorgulamaya başlayan insanların ne kadarı gelip partisine oy vermeye ikna olur? Bunu hesaplamak zor ama rahatsızlıklarını tespit edebiliyoruz. Bu rahatsızlık uzun süredir var dolayısıyla o tarafta bir çözülme var. Sandığa nasıl yansır kestirmek kolay değil.

Bu durumda Binali Yıldırım başlarken yine 39 kişinin oyunu alır demek mümkün değil. O kişilerin içinde seçimin iptalinden kaynaklı adalet ve vicdan duygusu zedelenenlerden de eksilme olacak. Binali Yıldırım’ın kazanmasını belirleyecek şey sandığa gelmeyen kendi kitlesinin ne kadarının şimdi sandığa geleceği.

Beka sorunu değil, adalet arayışı var

Seçimin tekrarlanıp Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının alınması, farklı seçmen kitleleri için bir mağduriyet algısı oluşturdu mu?

Bana göre bahsettiğimiz o ‘mağduriyet’ kelimesi ezber. O lafın geri planında, bu toprakların insanının toplumsal hayata dair ‘adalet’ özlemi var. Mağdurun yanında olma durumunu ortaya çıkaran şey de bu. Mesela bizim bir araştırmamız var, önümüzdeki 10 yılda Türkiye’yi tarif edecek sıfatların neler olduğu üzerine. İnsanların yüzde 72’si ‘adalet’ demiş.

Burada hangi yapıdan, sınıftan, kesimden olursa olsun ağırlıklı olarak ‘adalet’ diyorlar. Sonra yine yüzde 40’ı saygı, huzur istiyor. Dolayısıyla da seçimin iptali meselesinde iktidar blokunun, seçmenlerin önemli bir kesiminde bir adalet duygusu, vicdan zedelenmesi ürettiği açık. Bunun için araştırma yapmaya da gerek yok. Ancak bunun ne kadarının Ekrem İmamoğlu lehine oya dönüşeceği ise hikâyenin başka bir yönü. Ama vicdanları rahatsız eden durum, bir rahatsızlık hali ortada.

‘Muhalefet bize gösterildiği gibi öcü değilmiş’ dediler

Tabi diğer bir durum da ekonomik kriz oldu. İnsanlar pazarda her yerde sebze meyvenin fiyatını gördü, kendi işini kaybetme durumunu gördü.Diğer taraftan 31 Mart’a kadar tamamen kimliğin ürettiği tamamen siyasi kutuplaşmaya endeksli bir durum vardı. Halk bu ikisi arasında bocalıyor, iktidarın politikalarından rahatsız olan insanlar öbür tarafa geçemedikleri için yine kendi bloklarında kalmaya devam ediyordu.

Ama özellikle seçim akşamı Ekrem İmamoğlu’nun dili, söylemi ve yanında Canan Kaftancıoğlu, o geceden itibaren bir hak mücadelesi vererek doğru bir dil kurarak, aslında CHP’ye de ne yapması gerektiğini gösterdiler. CHP şimdiye dek karşı taraftan oy almak için o tarafa yakın aday bulup oy almaya çalışıyordu.

Ancak asıl mesele oy hedeflediğiniz kitleyle aynı olduğunuzu değil, o kitleye saygılı olduğunuzu gösterme meselesi idi. İmamoğlu bunu başardı. Dolayısıyla 23 Haziran’ı belirleyecek dinamikler de 31 Mart ile aynı olacak. Ekonomik kriz, negatif kimliklenme vs. İktidarın son bir yılda yaşananlardan rahatsızlık duyan kendi seçmen kitlesinde de bir taraftan ‘aslında ötekiler de o kadar öcü değilmiş, oy verilebilirmiş’ duygusunu doğurdu.


Ekrem İmamoğlu’nun sahici dili yine karşılık bulacak

Bugün AKP ve Erdoğan sahicilik, inandırıcılık yitimi yaşıyor. Kendi seçmeninde ortaya çıkan bir çözülme var. Bu çözülme karşı tarafa gitmesin diye korku üzerine kurdukları dil negatif kimliklenme üretiyor ve seçmen öbür tarafa gitmese de sandığa katılmayarak tepkisini gösteriyor. Ama şimdi o kararsız ya da sandığa gitmeyen seçmen partisi olmayan seçmen değil, partisi var ama memnun olmadıkları için gitmeyenler. Şimdi, iktidar bloku bu memnun olmayan kitleyi harekete geçirebilir mi? Ekrem Bey ve Canan Hanım’ın yaptığı şey, işte o sahicilik dilinin karşılığı olacak. Muhakkak bir karşılığı olacaktır. Kaç puan olur onu bilemiyorum.

23 Haziran seçimlerinde Kürtlerin tavrı aynı olacak

Kürt seçmenin tavrında bir değişiklik bekliyor musunuz?

İstanbul’da Kürt seçmenin yüzde 80’i muhalefet tarafında yer alacaktır. Bunun kolay kolay değişeceğini sanmıyorum. Yüzde 20’lik bir kesim ise İYİ Parti ve CHP’nin Kürt sorununa tavrı dolayısıyla duygusal yaklaşıyor olabilir. Bu konuda Tayyip Erdoğan’ın 4 haftalık tavrı, söylemi durumu nasıl etkiler bunu şimdiden konuşmak zor ama bu ayrıştırıcı söylem onları da sandığa götürüp muhalefeti desteklemelerine neden olabilir.

Seçimde Saadet Partisi ve DSP’ye oy vermiş seçmenlerinin tavrı nasıl olur?

Bu seçimde diğer partilerin tabii çok hükmü yok. Bir tek Saadet Partisi’nin varlığı biraz önceki bahsettiğim negatif kimliklenme durumundan kaynaklı İmamoğlu lehine işledi. Saadet Partisi, iktidarı eleştirse bile diğer tarafa yönelemeyen seçmen için alternatif olarak doğru olanı yaptı diye düşünüyorum.

MHP de AKP’den boşalan seçmen için bir durak olarak duruyor. Benzer bir durum bu. Ancak şunu görmek gerekiyor ki yeni başkanlık sistemi ile zaten siyasi düzen üç adaylı bir noktaya doğru gider. İttifaklar kalıcı olur diye düşünüyorum. Belki tamamen birleşirler. Temsili düzenden çıkarak yeni sistemde 50 artı bir düzenine dönüyor. Bu durumda küçük partiler de büyüklerin içinde erir. Sonuç itibariyle bir muhavazakâr dünyanın, bir seküler dünyanın, bir de Kürt dünyasının etrafında kümelenmeler oluşur diye düşünüyorum.

Sandığa gitmeyen seçmeni ikna etmeye çalışacaklar

23 Haziran’da nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?

Öncelikle sayıları tekrarlayalım. Bir kere 100 İstanbul seçmenin 16’sı sandığa gitmedi. 3 de geçersiz oy ortaya çıkınca 19 oldu. 81 kişi üzerinden baktığımızda Ekrem Bey 39 buçuk, Binanli Yldırım 39. 3 oranında oy aldı. Her iki adayın da buradan başlayacağı varsayılabilir.


Hem diğerlerinden eksilen 2 puan hem de geçersiz üç puan var, 16 da katılmayan var toplamda 100 kişiden 21’inin şimdiden tercihlerinin ne olacağı meselesi önümüzde duruyor. Ekrem Bey için o 39 insan gelip yine oy verecektir. Eksilme ihtimali söz konusu değil ama artma ihtimali var. Çünkü katılmayanların hepsi AKP seçmeni değil. Bu sefer sandığa onlardan da muhakkak gelen olacak. Röportajın devamı için tıklayın

Saadet seçmeninden oy isteyen Binali Yıldırım’a sert tepkiler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.