Tuncay Özilhan konuştu: TÜSİAD’dan seçim mesajları!

TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan: 31 Mart demokrasi sınavı oldu. Bu sınavda kimin ne not aldığını ileride tarih yazacaktır. Yıllardır seçim maratonundan yorgun düştük. 2023 hedeflerinden uzaklaştık ve konuşamaz hale geldik. 

Tuncay Özilhan konuştu: TÜSİAD'dan seçim mesajları!
Tuncay Özilhan konuştu: TÜSİAD’dan seçim mesajları!

TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan şöyle konuştu:

Yıllardır seçim maratonlarından hepiniz yorgun düştük. Enerjimizi önünüzdeki 30 yılı konuşmaya derinde yatan sorunları konuşmaya ayırmalıyız. 31 Mart demokrasi sınavı oldu. Bu sınavda kimin ne not aldığını ileride tarih yazacaktır.

Mevcut iktidar ve liderlerin sorunlarla baş ettiği zamanlarda toplumun önünü açan çözümleri demokrasiler bulur. Seçimlere şaibenin zerresinin düşmemesi demokrasinin en büyük ispatıdır. Hakkaniyetli koşullarda seçim ve seçmen iradeleri demokrasilerin en temel niteliğidir.


Hukukun üstünlüğü olmadan hiçbir şey olmaz! 

Uygulamadaki aksaklıların seçimden sonra değil önce giderilmesi idarenin sorumluluğudur. Hukukun üstünlüğü olmadan hiçbir şey olmaz.Ekonomi de olmaz. Demokrasinin ilkeleri evrenseldir. Darbeler tarihine rağmen Türkiye’de demokrasi hep çalıştı. Dilerim tekrarlanacak olan İstanbul seçimleri demokratik olgunluğumuzu sergiler.

Tuncay Özilhan: 2023 hedeflerinden uzaklaştık, konuşamaz hale geldik

Ekonomik gidişata dikkat çeken Tuncay Özilhan konuşmasına şöyle devam etti:

Değerli üyeler hepimiz biliyoruz ülkemiz önemli sorunlarla karşı karşıya. Ekonomide dış ve iç siyasette sıkışmış durumdayız Yapısal sorunları ancak uzun vadede çözülür. Endişeler güven kaybına yol açıyor. 2023 hedeflerinden bu yüzden uzaklaştık ve konuşamaz hale geldik. Makroekonomik dengelerde uzun süredir devam eden bir bozulma var. 2007 de başladı küresel kriz ile derinleşti.

Tüm kesimler etkileniyor

Türkiye ekonomisinin gücü sayesinde 10 yıldır tolare edilebilen zaafiyet artık tüm kesimleri etkiliyor. Biz bu nedenle ekonomi derken demokrasi, yargı bağımsızlığı, insan hakları, riyakat, ifade özgürlüğü diyoruz ve demeye de devam edeceğiz.

Ekonomide sıkıntıları aşmak için önce yönetim sistemindeki sıkıntıları aşmalıyız. Aksi halde pansuman niteliğinde kalır yarayı tedavi etmez.  2007’den bu yana tam 14 kez sandığa gittik. Haziranda bu sayı 15 olacak.

Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş henüz tamamlanmış gözükmüyor. Bu da her alandaki sorunların üzerine etkin biçimde gidilmesini engelliyor. Bunların yanı sıra bir de toplumsal kutuplaşma var.

Muhalefet liderinin saldırıya uğraması siyasi gerilimi artırdı

Seçim sonrasında muhalefet liderinin saldırıya uğraması siyasi gerilimi daha da artırdı. İstanbul seçimlerinin tekrar edilmesi siyasi gerilimin bir süre daha devam edeceğinin göstergesi.

31 Martta insanımız ayrışma değil birlikte hareket edilmesini istedi ve talebini sandıkta verdiği oyla gösterdi.

Dışarıda Çin, Rusya ekseni giderek etkisini artırıyor. Ülkemiz de bundan etkileniyor. Küresel ekonomik dengelerin doğuya kayması ekonomik ilişkilerimizin ister istemez doğuya kaymasına yol açıyor.


Ekonomik olarak güçlenen ve siyasi istikrarı sağlayan Türkiye’nin dünyadaki konumu da sağlamlaşır. Güçlü bir ekonominin temelinde ise güven vardır. Güveni inşa etmek zordur. Biz ayrışırsak birbirimize güvenmezsek dışarı bize hiç güvenmez.

Sayın Cumhurbaşkanımızın seçimlerden sonra Türkiye ittifakı çağrısının toplumsal uzlaşı açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Hepimiz el birliği yapacağız. Bu el birliği ile hem demokrasiyi hem ekonomiyi güçlendireceğiz

Bu ülkeyi canı gibi seven vatandaşlar olarak bunu başaracağımızdan hiç şüphem yok.

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski‘nin satır başladı:

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski

Sayın üyeler TÜSİAD  değerlerinden taviz vermeksizin bu günlere ulaştı. TÜSİAD bünyesinde 700’e yakın üyesiyle 4500 şirketi temsil ediyor. Çalışma gruplarımızda 3000 civarında uzman ve yönetici yer alıyor.  Bu çeşitlilik ve derinlik sayesinde ülkemizin menfaatine olan pek çok görüş karşılık buluyor. Sürdürülebilir kalkınma için dünya ile entegrasyon, hukukun üstünlüğü, yüksek demokratik standartlar geliyor.

Bu yıl pozitif bir büyüme elde etmek kolay olmayacak

Uzun bir süredir seçim atmosferi içinde hareket ediyoruz. 31 Marttan sonra seçimsiz bir dönem olacağını ümit ediyorduk. Ancak yerel seçimler İstanbul’da yenilenecek ve seçim ortamı 3 ay daha uzayacak. Bu sene pozitif bir büyüme elde etmek kolay olmayacak. Son iki senede 4 seçim reform ve makroekonomi gündemine odaklanılmasını zorlaştırdı.

Tatsız gelişmeler yaşanıyor

Küresel arka planda değişimler var. Ticaret savaşları, keyfi yaptırımlar gibi olumsuz tatsız gelişmeler yaşanıyor. Değerli konuklar ülkemiz son yıllarda olağanüstü sorunlarla karşılaştı. Bugün terörle mücadelede büyük başarılar kazanıldığını görüyoruz. Dış politikada zorlu süreçlerin eşiğindeyiz. S-400 ve Doğu Akdeniz konuları karşımızda duruyor. Bu konular ekonomimize olumsuz yansıyor.

Avrupa Birliği ile ilerlemeye ihtiyacımız var

Ülkenin pusulasını, AB üyeliğine ayarlamalı ve o yönde ilerlemeliyiz. Biz AB deyince demokrasi, hukuk ve refah anlıyoruz. En önemli ekonomik partnerimiz olan AB ile ilerlemeye ihtiyacımız var. Elbette her türlü işbirliğinde milli çıkarlarımız doğrultusunda çalışmak esastır.

Değerli üyeler güvenlik olgusu iç ve dış güvenliği sağlamakla sınırlı değil. Ekonomik güven de var. Ekonomimizi doğrudan veya dolaylı etkileyebilecek tüm kurumlarımızda şeffaflık ve liyakat sağlanmalıdır.

Belirsizlik yatırım ortamına zarar verir. Yatırım iştahını azaltır. Türkiye’nin ciddi bir dış borcu var. TL’nin ciddi değer kaybı, borcu daha da ağırlaştırdı. Güveni sağlamak için alınan önlemlerin süratle hayata geçirilmesine ihtiyaç vardır.


Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda dış borç hala yüksek enflasyon istenilen noktada değil. Rekabet gücümüzü artırmamız gerekiyor. Reformların hızla başlaması gerekli. Bu reformlar orta vadeli sonuçlar verse bile kısa vadede güven sağlamak için önemli.

İşsizlik son 10 yılın en yüksek seviyesinde: Yılda yüzde 41 artış!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.