Saldırıdan sonra bugün ilk yazısını yazan gazeteci Yavuz Selim Demirağ, “Korkmuyorum!” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Demirağ’a saldıranların serbest bırakılmasına tepki göstererek konu hakkında Meclis’e araştırma önergesi vereceklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, failleri serbest bırakan savcıyı eleştirerek, “Bu savcıya sormak gerekiyor. Senin başına böyle bir şey gelseydi n’olurdu? Sen sopalarla dövülseydin n’olurdu? Sopayla insanları linç etmeye kalkmak, ne zamandan beri sadece ifade alıp serbest bırakmayı gerektiriyor? Acaba vicdanın sızlıyor mu? Acaba bu savcı bir yerlerden talimat mı aldı?” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, saldırıyla ilgili partisinin grup başkanvekillerini görevlendirdiğini ve Meclis’e araştırma önergesi vereceklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle:
“Yavuz Selim Demirağ’a saldırı hakkında araştırma önergesi vereceğiz”
— Geçen hafta bir şey daha oldu. Yavuz Selim Demirağ. Yeniçağ gazetesinin saygıdeğer yazarlarından birisi. Bir televizyon programına katıldıktan sonra evine gelir, tam kapıyı açacakken 7 kişinin saldırısına uğrar. Öldüresiye dövülür. İki elini başına siper eder. Daha fazla darbe almamak için. Kendisini hastanede ziyaret ettim. Neden, hangi gerekçeyle yapıldı bu? Failleri bulundu. Ama serbest bırakıldı. Neden?
— Onların tutuklanması için bir gazetecinin ölmesi mi gerekiyordu. Kim azmettirdi onları? Sahte plaka ile neden geziyorlar? Bir gazeteciden ne istiyorlar? Korkarım ki üstü örtülecek bu durumun. Korkarım ki failler yine elleri kollarını sallayarak gezecekler. Ama hiç kimse unutmasın. Bu ülkenin sağduyulu insanları ve.
— Bu ülkenin hakka hukuka inanan insanları var. Kendisini hastanede ziyaret ettim arkadaşlarımla birlikte. Olayı bütün ayrıntılarıyla anlattı. Normalde iktidar kanadının derhal harekete geçmesi lazımdı. Polis görevini yaptı. Savcıya getirdi. Savcı birer ifadelerini aldı serbest bıraktı.
“Savcıya sormak lazım; senin başına gelseydi ne olurdu?”
— Bu savcıya sormak gerekiyor. Senin başına böyle bir şey gelseydi n’olurdu? Sen sopalarla dövülseydin n’olurdu? Sopayla insanları linç etmeye kalkmak, ne zamandan beri sadece ifade alıp serbest bırakmayı gerektiriyor? Acaba vicdanın sızlıyor mu? Acaba bu savcı bir yerlerden talimat mı aldı? Demirağ’a yapılan saldırıyı araştıracağız. Grup Başkanvekillerinin görevi bunu araştırmak olacak. Gerekirse bu konuda bir araştırma önergesi vereceğiz. Gazetecilere yönelik linç kampanyasını bizim görmezden gelmemiz imkansız”
Yavuz Selim Demirağ: Korkmuyorum!
Saldırıdan sonra ilk kez yazan Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ’ın “Korkmuyorum!” başlıklı yazısı şöyle:
Şükürler olsun ki, bir kez olsun pes etmedim, yenilgiyi kabul etmedim. Yine etmeyeceğim. Parti liderlerinin evini basan, suratına yumruk atan, her türlü aykırı sesi kodesle, dayakla, ölümle tehdit eden karanlığın karşısına dikilmeye devam edeceğim. Beni bu gadre hedef eden yazdıklarım mı? Daha çok yazacağım! Söylediklerim mi? Daha çok konuşacağım!
Yolsuzluk yapıyorsunuz dedim diye mi? Fetöcüler hala kollanıyor dedim diye mi? Türk milliyetçileri bir operasyona maşa ve malzeme olmayacak dedim diye mi? Hepsinin hala arkasındayım. Bakın, hala aynını söylüyorum. Yolsuzluk yaptınız! Fetöcüleri hala kolluyorsunuz! Türk milliyetçileri size köpeklik etmeyecek!
***
Memleketi bu hale getirenler, bununla kalmıyor, suçlarını ifşa edenlere saldırıyorlar. Ne gam! Biz tabutluku da, Mamak’ı da görmüş bir geleneğin yüksek seciyesine layık olmak için başımıza gelenleri bir rahmet sayıyoruz. Biz de, bu yolda türlü kötülüğe rağmen, bir adım geri atmayanlardan olduk demek için.
***
Aport emriyle hücum eden köpekler beni yıldıramayacak, gün gelecek, emri veren avcıyla da hesaplaşacağım.
***
Ben mi? Ben daha sargılarım çıkmadan, yeniden saldırıların hedefine oturmak için elimden geleni yapıyorum. Korkmuyorum! (Yazının tamamı: Korkmuyorum!)