31 Mart’ta yapılan ve sonradan YSK tarafından iptal edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde İmamoğlu ile Yıldırım arasındaki oy farkı 13.729 idi. Yani, İmamoğlu 23 Haziran’daki yarışa 13.729 oy önde başlıyor görünüyor ama acaba gerçekten öyle mi?
23 Haziran seçiminin matematiği
31 Mart’ta seçime giren bazı partilerin adayları seçim yarışından çekildiler. Çekilenlerin bir kısmı kimin lehine çekildiklerini açıklarken diğer bir kısmı da tarafını açıklamadı. Ancak bunlar her ne kadar tarafını açıklamamışlar ise de dayandıkları oy tabanları göz önüne alındığında yarıştan çekilmelerinin kimin işine yarayacağını anlamak zor değil.
Şimdi gelelim yarıştan çekilen adayların oy sayılarına ve bu oyların hangi tarafa yarayacağının hesabına:
24 Bağımsız adayın oyu toplam 14.657. Bunların hangi siyasi görüşten olduğunu bilmek elbette imkansız. Ancak toplumdaki bölünmenin (!) yarı yarıya olduğunu düşünürsek kabaca, herhangi bir adaya yaramayacağını kabul edebiliriz.
Ancak şunları bilmek mümkün:
Sol gelenekten gelen Demokratik Sol Parti (DSP): 30.384
Sol gelenekten gelen Türkiye Komünist Partisi (TKP): 10.349
Sol gelenekten gelen Emekçi Hareket Partisi (EHP): 2.430
Sol gelenekten gelen Türkiye Komünist Hareketi (TKH): 1.538
Sağ gelenekten geldiği halde İmamoğlu lehine çekildiğini açıklayan Demokrat Parti (DP): 22.252
Sağ gelenekten gelen Bağımsız Türkiye Partisi (BTP): 27.087
Sağ gelenekten gelen Saadet Partisi (SP): çekilmedi
Sol gelenekten gelen Vatan Partisi (VP): çekilmedi
Küçük bir azınlığın partisi olan Çoğulcu Demokrasi Partisi (ÇDP): çekilmedi
Bu durumda, herkesin savunduğu dünya görüşü doğrultusunda oy kullanacağını farz edelim.
13.729 (İmamoğlu-Yıldırım arasındaki oy farkı) + 30.384 (DSP) + 10.349 (TKP) + 2.430 (EHP) + 1.538 (TKH) + 22.252 (DP) = 80.682
80.682 – 27.087 (BTP) = 53.595
Özetle 23 Haziran’a yaklaşırken aradaki oy farkı zannedildiği gibi 13.729 değil, 53.595 dir. Bunun üzerine İmamoğlu’nun gençliğini, enerjikliğini, 10 günde yaptıklarını, mağduriyetini; Yıldırım’ın da yokuşa saran kamyonun yorgun şoförü görüntüsünü, ülkeyi ekonomik krize sokan iktidarın adayı oluşunu, hak yiyen insan konumuna düşürülüşünü ve hepsinden önemlisi yolsuzluk, adaletsizlik, israf düzeninin yarattığı aç ve yoksul yığınların öfkesini ekleyin bakalım sonuç ne olacak.