Erdoğan: Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz? İstanbul’u bu halk düşmanı faşist zihniyete hiçbir şekilde teslim etmeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Sancaktepe’de düzenlediği mitingde, Pazar günü yenilecek İstanbul seçimi için Binali Yıldırım karşısındaki muhalefeti Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sisi ile karşılaştırdı ve “Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz?” değerlendirmesi yaptı.
Erdoğan konuşmasından öne çıkanlar:
— Binali Yıldırım kardeşimin karşısındaki aday, ’25 yıldır ne yaptınız?’ diyor. Adam sanki İstanbul’da yaşamamış.
— 31 Mart seçimlerinin sonuçlarına en çok sevinenlerin arasında Yunanlar vardı. Bu seçim onu çevirme seçimidir
— Erdoğan’ın akibetini Sisi’nin akibetine benzetenler, Sisi zihniyetidir. Biz bunlardan korkmuyoruz, biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık.
Darbelerden, krizlerden medet umar hale gelmişlerdir.
Duvarlara ne yazdılar: Zulüm 1453’te başladı dediler. Bunu yazanlar CHP zihniyeti. Şimdi bu zihniyet pazar günü sizden oy isteyecekler. Zulüm 1453’te başlamadı. Gönüllerin fethi 1453’te başladı. 31 Mart’ta seçimin neticesine en çok sevinenler arasından Yunanlar vardı. Gazetelerine attıkları başlıkları hatırlıyorsunuz değil mi?
Rahmetli Muhammed Mursi’nin darbeyle devrilmesiyle söylenen sözleri hatırlayınız. Bilhassa muhalefete yakın sosyal medya hesaplarından paylaşılan mesajları biliyoruz. Erdoğan’ın akıbetini Mursi’nin akıbetine benzetenler Sisi zihniyetidir. Biz kefenimizi giyerek zaten bu yola çıktık. Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz. Mursi mahkeme salonunda 20 dakika yerde çırpınıyor. Yetkililer Mursi’ye müdahale etmiyorlar, Mursi eceliyle değil, öldürülmüştür. Naaşını köyüne defnetmediler.
Önümüzde G-20 var. Gündeme getireceğimiz konulardan biri bu olacak. Bizler hakkın ve haklının yanıda olacağız. Zalimlerin karşısında olacağız.
Ülkemizi bu faşist zihniyete teslim etmeyeceğiz!
Ülkemizi ve İstanbul’u halk düşmanı bu faşist zihniyete pazar günü teslim etmeyeceğiz.
31 Mart’ta seçimin galibi hiç tartışmasız Cumhur İttifakı’dır. Peki o zaman neden 23 Haziran’da seçim yapıyoruz. Çünkü kasıtlı yanlışlar tespit ettik. İki aday arasındaki fark 29 binden 13 binli rakamlara kadar düştü. Bunun adı ‘oylar çalındı’dır. Birileri ısrarla diyor ki öyleyse hırsız kim? Onlara şöyle söylemek lazım, soruyu soran. AK Parti’nin oylarını buharlaştıran, bu tezgahı kuran kimse hırsız odur. İlla ismiyle mi söylemek lazım. Hırsız kendini bildiği için çırpınıp duruyor.
CHP’ye destek ya yurt dışından ya Kandil’den ya da Selo’dan geliyor.
Selo ne diyor? oylar CHP’nin adayına diyor, Kandil ne diyor. Oylar CHP’ye… İYİ Parti’ye oy veren kardeşlerim bu terör örgütünün desteklediği partiye oy verecek mi? Şimdi biz hani İstanbul’a belediye başkanı seçiyorduk. Terör örgütü niçin bu kadar yakından ilgileniyor. Bunların her şeyleri gibi siyasetleri de sahte. Bizim adayımız Binali Yıldırım’ın üzerine biz kimseyi tanımayız. Türkiye’nin en iyi proje adamını biz İstanbul’a aday yaptık.
İki adayın katılımıyla yapıyan program öncesi ve sonrası yaşanan hadiseleri takip ettiniz değil mi? CHP’nin adayıyla biraraya geliyor. Soruları konuşuyorlar. Moderatörlük yapacaksın bir tv progmana çıkacaksınız. Bu programdan önce soruları CHP’nin adayına veriyorsun. Eğer adilsen her iki adayı da davet edersin.
CHP adayı Sayıştay raporlarından belediye raporlarına kadar öyle yalanlardan bahsetti ki Binali bey hangisine cevap vereceğini şaşırdı. Yalan konusunda kendi genelbaşkanıyla yarışıyor. Programdan önce 45 dakika görüşmüşler. Bu görüşmeyi 2-3 dakika olarak açıkladı. Peki biz bu durum karşısında ne diyeceğiz. O kadar çok tutarsızlığı var ki artık çetelesini tutamaz olduk. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylenen bir durumla karşı karşıyayız.