Ülkeler ve kıta futbolunun gelişmesinde veya bir şekilde evrilmesinde en önemli sorumluluk aktörlerinden birisi de elbette taraftardır. Taraftarlık algısı, zihniyeti ve profili ise bu anlamda sanılanın çok ötesinde bir öneme sahiptir.
Örneğin bir kısım taraftar kendisini kulübün veya takımın sahibi gibi görürken bu onun akılcı olmasına değil, fanatik olmasına yol açarak gerçeklerden uzak durmasına ve olumlu rol almasına da engel olur.
Bir kısım taraftar da müşteri rolündedir. Başka bir anlam ifade etmez. Varlığı gelir sağlamak için sadece nicel bir önemden ibarettir.
Bir kısmı ise farkında olmayanlardan oluşur. Güruhtan ibarettir. Sosyal bulaşma ve ilkel aidiyet hissi ile hareket eder (ettirilir).
Oysa taraftar kulüp için önemden öte bir “değere” tekabül eder ve/veya etmelidir. Çağdaş ve uygar toplumlarda ve bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren taraftar evrimi genel anlamda bu yöndedir.
Değer taşımak için değer görmek, değerli olmak ve değer vermek gerekir. Çünkü değer görmek, değerli olmak ve değer vermek bir bütündür. Birisi eksik kalırsa zincir kopar.
Kendini kulübün ve takımın sahibi görme eğilimi ve tipi taraftarlık kulübün yanlışlarına, eksiklerine veya hatalarına karşın rol almayan ve kulüp yararına tavır geliştiremeyen taraftar tipleridir. Günü yaşarlar. O yüzdendir ki gündelik popülist kararlara alkış tutarlar. Sorumluluk almazlar ve yanlışlıklardan kendilerini muaf sayarlar. Bir anlamda liberal taraftar tiplemesi bu tür taraftar anlayışı ve profili için oldukça uygun düşer.
“Vur kır parçala, bu maçı al” kültürü ve ahlakı bir şekilde egemen taraftar profili olduğu sürece, ve bu tip taraftar sayısı ve etkinliği fazla olduğu sürece kulüp ve takım için faydadan çok zarar oluşturacak potansiyel bir tehlike her zaman söz konusudur.
Oysa taraftarlık esas olarak bir nitelik meselesidir ve öyle olmalıdır. Taraftar ile genel kurul üyeliği arasındaki fark ne kadar büyükse, o kulüpler kötü bir kitleselliğe sahip kulüplerdir. Her taraftar esasen bir genel kurul üyesi profiline sahip olmak durumunda olmalıdır.
Taraftar kulübün ne sahibi, ne de yöneticisi değildir. Taraftar başka bir şeydir. Kendini bir yere ait hisseme ihtiyacı ile kulübün var olmasını sağlama ihtiyacının doğru, haddini ve sorumluluklarının farkında ve adil düzenlenmiş birlikteliğidir.