Salda Gölü’ne yapılacak olan Millet Bahçesi ihaleye çıkıyor

‘Türkiye’nin Maldivleri’ olarak bilinen Burdur’daki doğa harikası Salda Gölü’nün kenarında yapılacak 150 dekarlık dev Millet Bahçesi ihaleye çıkarılıyor. Göl çevresi, geçtiğimiz Mart ayında Cumhurbaşkanı Kararı ile doğal sit alanına göre daha gevşek bir koruma statüsü sayılan Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edilmişti.

Salda Gölü ne yapılacak olan Millet Bahçesi ihaleye çıkıyor

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca (TOKİ) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 19’uncu maddesine göre açık ihale usulüne göre yapılacak Salda Gölü Millet Bahçesi ve Millet Bahçesi’ne ait sosyal donatılar inşaatıyla altyapı ve çevre düzenlemesi işinin ihalesi 31 Temmuz Çarşamba günü TOKİ İstanbul Hizmet Binası’nda gerçekleştirilecek.

İşin yapım süresi yer tesliminden itibaren 360 takvim günü olarak belirlendi.


Toplu Konut İdaresi (TOKİ), 185 metreyi bulan derinliği ile Türkiye’nin en derin göllerinin başında gelen Salda Gölü kıyısında Millet Bahçesi inşa etmek için kolları sıvadı. Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü, son yıllarda doğal güzelliği ile ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyordu.

Bu ilgiyi tanıtım fırsatı ve ekonomik kazanç olarak gören yerel idareciler ve belediyeler ise göl kıyısındaki ziyaretçi trafiğini düzenleyecek adımlar atmaya başladı. Ancak Salda Gölü’nün çevresiyle birlikte 1. Derece doğal sit alanı statüsünde bulunması yapılaşmanın önündeki en büyük engellerden biriydi.

Salda Gölü’nde 150 dekarlık millet bahçesi için ihaleye çıkılıyor

Bu engeli aşmak için Salda Gölü ve yakın çevresi doğal sit alanına göre daha gevşek bir koruma statüsü sayılan Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edildi. Geçtiğimiz Mart ayında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ÖÇK ilan edilen alanda daha çok ziyaretçiyi ağırlamak için de çalışmalara başlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz Şubat ayında Burdur’da yaptığı mitingde Salda Gölü kıyısında millet bahçesi yapılacağını duyurmuştu. Tartışmalara neden olan bu açıklamanın ardından milet bahçesiyle ilgili çalışmalar da netleşmeye başladı. TOKİ, Salda Gölü kıyısında yaklaşık 150 bin metrekarelik alanda yapılması planlanan millet bahçesi için 31 Temmuz’da ihaleye çıkacak.

Salda Gölü sosyal donatı inşaatları ve çevre düzenlemesi işi

“Salda Gölü Millet Bahçesi ile Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi” başlığı ile ihale tarihini ilan eden TOKİ’nin duyurusunda, 360 günde tamamlanması planlanan proje kapsamında yapılacak çalışmalar ise şöyle sıralandı: “140.496,07 m² Alanda Millet Bahçesi Genel Altyapı İşleri ve Rekreasyon Alanları İle Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatıları Yapımı İşi.”

“Bilinçsizce üzerine basılıp geçilen canlı oluşumlar”

TOKİ eliyle millet bahçesi yapılmasını eleştiren Türkiye’nin önemli göl ve sulak alan uzmanlarından Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, konuyla ilgili dikkat çekici uyarılarda bulundu. Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fak. Emekli Öğretim Üyesi ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Kurulu Üyesi Kesici, Salda Gölü’nün millet bahçesi değil, bir dünya bahçesi olduğunun altını çizerek, “Burası bir dünya mirası. Bunu sağlayan özelliği ise doğal yapısıdır.

Salda Gölü’ne güzelliğini ve rengini veren yapı, göldeki hidromanyezit oluşumlar. Özellikle Beyaz Adalar olarak adlandırılan bölgede yoğunlaşan karnabahar görünümlü bu oluşumlar göl için yaşamsal önemdedir. Ancak bilinçsizce üzerine basılıp geçilen bu yapılar aslında biyomineral dediğimiz canlı oluşumlar. Adı üstünde: “Biyomineral!” Yani canlı demek. Bir böceğin üzerine basıp öldürmekle Salda Gölü’ndeki bu biyominerallerin üzerine basıp öldürmek arasında bir fark yok. İkisi de canlı çünkü” diye konuştu.

salda_gol_insan_baskisindan_uzak_oldugu_yillarda_foto_cneyt_oguztzn-atlas
Salda Gölü insan baskısından uzak olduğu yıllarda (Foto, Cüneyt Oğuztüzün-ATLAS)

“Salda Gölü dünya mirası, buraya millet bahçesi yapılamaz”

Salda Gölü kıyısında ayrıca endemik bitki türlerinin bulunduğuna da dikkat çeken Kesici, inşaat faaliyetleriyle bu türlerin de yok olacağını belirterek şöyle konuştu:

“Evet, Salda Gölü’ne insanlar gelsinler, bu doğal güzellikleri görüp yararlansınlar ama bu mutlaka denetimli ve kontrollü bir şekilde sağlanmalı. Alanın taşıma kapasitesine göre yapılmalı bu işler. Her zaman söylüyoruz; Pamukkale neyse Salda Gölü de odur. Pamukkale’deki beyaz travertenler için bugün gösterilen özen eskiden yoktu. Alan kararmaya başladıktan sonra farkına varıldı. Salda Gölü de aynı şekilde kararabilir. Bırakın millet bahçesini hiç bir bahçe yapılmamalı buraya. Bakın dünyaya mal olmuş bir doğal mirastan bahsediyoruz. Dünyada iki noktada böylesi bir oluşum var. Böylesi bir alana millet bahçesi yapmanın amacı nedir? Millet bahçesi yapmakla buraya daha fazla turist çekemezsiniz.

“Yılda 1 milyon insan Salda Gölü’nü 5-10 yıl içinde yok eder”

Bu alanın yoğun insan baskısından özenle korunup, kontrollü kullanıma izin verilmesi gerekirken ziyaretçi sayısını 1 milyona çıkarmayı hedefleyen bir girişimde bulunmak tam anlamıyla bindiği dalı kesmek anlamına gelir. Şimdiye kadar biz bu tür işlerde başarılı olmamışız. Kontrolsüz bir şekilde yapılan bu tür girişimlerle doğal alanlarımız yok olmuş. Buraya 25 bin kişi de gelse 1 milyon kişi de gelse tahribat yaratacak. Yılda 1 milyon insanın bu alana girmesi demek, Salda Gölü’nün 5-10 yıl içinde yok olması demektir.”


Yapılan hatalar bölge turizmine de kaybettirecek!

Herkesin her istediği yere dilediği şekilde girmemesi gerektiğini savunan Yard. Doç. Dr. Erol Kesici; “Geçtiğimiz yıl Yeşilova Belediye Başkanı Salda’ya yönelik ilgiden söz ederken ‘kasapta et, bakkalda ekmek’ kalmadı diyordu. Bu şekilde insanları bilinçsizce alana doldurursanız beş yıl para kazanırsınız ama 5 yılın ardından burası yok olur ve ortaya bütün doğal değerleri yok edilmiş çirkin bir alan kalır.

Bölge biraz turizmde öne çıkmaya başlamışken yapılan yanlışlarla bunları da kaybedecek. Salda zaten dünyada bilinen bir yer ama yapısız, doğal güzelliğiyle biliniyor. Ben bu gölün 30-40 yıl önceki doğal halini biliyorum. Çevresi çam ağaçlarıyla doluydu. Şimdi nereye gitti o ağaçlar? Geriye kalan dokuyu da yok etmek istiyorlar. Lütfen sadece bugün düşünmeyin, yarını da biraz düşünün” dedi.

salda

“Zaten Salda Gölü çevresinde alabildiğine işgal söz konusu”

Geçtiğimiz yıllarda Salda Gölü’nde dalgıçlarla yaptıkları inceleme sırasında, göldeki tatlı su süngerlerinin ve planktonların giderek azaldığını gözlemlediklerini kaydeden Kesici, “Bu yapılar kendiliğinden oluşmuyor. Gölün çevresinde bunu etkileyen bazı unsurlar var. Eğer biz biyoloji bilimine inanıyorsak, bu beyaz yapıları kaybedeceğiz.

Dokunurken bile özenle davranılması gereken bir alana millet bahçesi yapmanın ne tür bir getirisi olacak bize bunu söylesinler. Zaten Salda Gölü çevresinde alabildiğine bir işgal söz konusu. Bu işgale son verilip alanın düzenlenmesi gerekirken üzerine bir de millet bahçesi yapmak kabul edilebilir değil” görüşünü dile getirdi.

“Beyaz kumsallar ışık almazsa çoğalamaz, üzerini kapatmayın”

Türkiye’de Özel Çevre Koruma (ÖÇK) alanlarının doğru dürüst korunamadığını savunan Kesici, millet bahçesi projesi kapsamında alanda yapılması düşünülen ahşap yürüyüş alanlarının da göl kıyısındaki hidromanyezit oluşumlara zarar vereceğini söyledi. Beyaz kumsalların ışık alması gerektiğini dile getiren Kesici;

“Bu oluşumların varlığını sürdürebilmeleri için ışık almaları da gerekiyor. Üzerleri kapatılırsa çoğalamazlar. Karnabahar görünümlü oluşumların en yoğun olduğu alan Salda Deresi’nin göle döküldüğü bölge. Bu dereye zaten bir gölet yapıldı daha önce. Şimdi de kıyıdaki yapılaşmalarla son darbeyi vuracaklar. Biz insanların bu tür doğal alanlardan yararlanmalarına elbette karşı değiliz ama bunun bir kuralı olmalı. Ekoloji ile ekonomi yan yana geldiğinde önceliğimiz ekoloji olmalı. Çünkü önceliği ekolojiye vermez isek ekonomik olarak da kaybedeceğiz” uyarılarında bulundu. (Odatv.com)

salda gölüne millet bahçesi ihalesi
Salda Gölü’nün beyaz kumsallarını oluşturan hidromanyezit oluşumları giderek insan baskısı yüzünden zarar görüyor.

Bakan Kurum’dan açıklama

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Millet Bahçesi projemizle Salda Gölü’nün doğal güzelliğini koruyacağız, çevresinde herhangi bir yapılaşmaya asla izin vermeyeceğiz. Burada tek bir çivi dahi çakılmaması için bu projeyi gerçekleştiriyoruz” dedi.

Kurum, Salda Gölü çevresine yapılacak Millet Bahçesi’nin gölün doğal güzelliklerine zarar vereceği iddialarına ilişkin, açıklamalarda bulundu.

“Türkiye’nin Maldivleri” olarak nitelendirilen doğa harikası Salda Gölü ile ilgili asılsız ve gerçekleri çarpıtan iddialarla kamuoyunun yanıltıldığını belirten Bakan Kurum, “Tabiat varlıklarımız bizlere emanettir. Bu güzelliklerimizi gelecek kuşaklarımız için muhafaza etmeliyiz. Biz Salda’ya dokunmuyoruz, bilakis Salda Gölü’nün korunması, doğal güzelliklerinin muhafaza edilmesi için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“KIYI ŞERİDİ KULLANIMI 600 METRE ÇEKİLDİ”

Kurum, göl ve çevresinin 1989’da “1. ve 2. Derece Doğal Sit Alanı” olarak belirlendiğini hatırlatarak şöyle konuştu:

“Salda Gölü’nün Özel Çevre Koruma (ÖÇK) alanı ilan edilmesiyle korunan alan 4 bin 400 hektar iken, gölün tüm çevresini de kapsayacak şekilde 29 bin 500 hektara çıkartıldı. Burada doğal sit alanları aynen geçerliliğini koruyor, eski sit durumu 5 bin 898 hektar iken yeni durumda 8 bin 474 hektar olacak. Salda Gölü etrafındaki doğal dokuya zarar verilmemesi için kıyı şeridinin kullanım alanını 500-600 metre kadar geriye çektik. Kıyı şeridini bir santimetrekare dahi istisna olmayacak şekilde koruma alanı ilan ettik.”


Göl ve çevresindeki doğal sit alanlarının aynen geçerliliğini koruduğuna dikkati çeken Kurum, “ÖÇK ile de korunan alan miktarı artırıldı. Bir diğer asılsız iddia da ‘ÖÇK alanlarının Doğal Sit Alanlarından daha esnek bir yapıda olduğuna’ ilişkin. ÖÇK bölgeleri, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynak değerlerinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekli olan kara, su ve deniz alanlarıdır” dedi.

AKP’li Terme Belediye Başkanı’ndan vatandaşlara: Şov yapmayın!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.