Süleyman Soylu: Bu yıl ortalama 80 bin göçmeni sınır dışı edeceğiz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Geçen yıl toplam 56 bin kaçak göçmeni sınır dışı ettik. Bu yıl itibariyle de ortalama 80 bin, yani geçen seneden neredeyse, yüzde 40-50 civarında bir fazlalıkla sınır dışı işlemi gerçekleştireceğiz. Gerçekleştirmek zorundayız.

Süleyman Soylu: Bu yıl ortalama 80 bin göçmeni sınır dışı edeceğiz

Kamusal Asayiş Analiz Nitelik Geliştirme (KAAN) ve Özel Güvenlik Bilgi Sistemi Otomasyon (ÖGNET) projelerinin açılış programına katılan Soylu şöyle konuştu:

— Bir göç dalgasıyla karşı karşıya kaldığımız aşikardır. Size bir rakam vermek istiyorum. Sadece 2016 yılında Türkiye sınırına gelip de geçmek isteyen kaçak göçmenlerin engellenme sayısı 729 bin 370. Yani Doğu ve Güney sınırımızda Türkiye’ye girmek isteyip de bizim engellediğimiz insan sayısı 729 bin 370. 2018’de bu rakama 547 bin 857.


— Yine 2019’da şu ana kadar bu rakam 167 bin 874. Bu rakamın bu kadar düşmesinde bir taraftan da bu sınırlarda almış olduğumuz, almaya çalıştığımız ve alacağımız tedbirlerde var. Yine size bir rakam vereyim. 2017 yılında 175 bin kaçak göçmen yakalamışız Türkiye’de, sınırlarımız içinde.

— 2018 yılında 268 bin kaçak göçmen yakalamışız, bu yıl da yaklaşık 160 bin kaçak göçmen yakaladık. Yıl sonunu 300 bini aşarak bitireceğimizi tahmin ediyoruz.

“Yakaladığımız organizatör sayısı 16 bin”

— Polis ve jandarmamız, sahil güvenliğimiz, hatta sınırlarda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz sadece asayiş ve güvenlikle ilgili adım atmıyor. Aynı zamanda Afrika’dan Afganistan-Pakistan hattına kadar, Kafkasya hattına kadar, neredeyse sınırlarımızın üzerinden bir hedef ülke olarak Türkiye, transit ülke olarak Türkiye’nin üzerinden dünyaya geçmek veya Türkiye’ye gelip biraz para kazanıp, kendi memleketine biriktirdiği para ile dönmek için. Bunun organizatörleri var. Şu ana kadar, 2017, 2018, 2019’da yakaladığımız organizatör sayısı 16 bin.

“Türkiye’yi bir kaçak göç merkezi yapmamak için büyük bir mücadele ortaya koyuyoruz”

— Büyük bir mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi Türkiye insanlık adına vermektedir. Bunu yaparken de kolluk kuvvetlerimiz ile bunu gerçekleştiriyor, hakikaten Türkiye’yi bir kaçak göç merkezi yapmamak için büyük bir mücadele ortaya koyuyoruz. Bu esnada da 3 milyon 630 bin Suriyeli kardeşimiz de ülkemizde misafir ediyoruz.


— Geçen yıl toplam 56 bin kaçak göçmeni sınır dışı ettik. 20 Temmuz itibariyle rakam 43 bin. Bu yıl itibariyle de biz ortalama 80 bin, yani geçen seneden neredeyse, yüzde 40-50 civarında bir fazlalıkla sınır dışı işlemi gerçekleştireceğiz. Gerçekleştirmek zorundayız.

Dr. Cavidan Soykan: İnsanlar geri gönderildiklerinde başlarına neler gelebileceğini bilebilecek durumda değiller!

Hakkında sınır dışı kararı verilen kişilerin gönderilecekleri yerde işkenceye, insanlık dışı veyahut onur kırıcı bir ceza veya muameleye tabi tutulmayacağının ilgili valilikler tarafından araştırılması gerektiğini belirten mülteci haklarıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan, Göç Araştırma Derneği’nden Dr. Cavidan Soykan, “Yabancı, yapılan araştırma sonucunda tehlikelerle karşılaşılacağının anlaşıldığı ülkeye sınır dışı edilemez veya gönderilemez. Bu Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklı en temel sorumluluğudur” ifadesini kullanıyor.

Sınır dışı edilen bazı Suriyelilere belge imzalatıldığı iddialarıyla ilgili T24‘e yaptığı yoruma “Gönüllü geri dönüş adı altında yapılan usulsüz bir sınır dışıdır” diye başlayan Soykan şöyle devam ediyor:

“Çünkü insanlar geri gönderildiklerinde başlarına neler gelebileceğini bilebilecek durumda değiller. Bu güvenlik hesabını yapmak devletin görevidir ve şu anda Suriye geri dönüşler için güvenli değil. Bu konuda BM’nin kabul ettiği raporlar var. Türkiye mülteci hukukunun en temel ilkesi geri gönderme yasağına uymak zorunda.”

Türkiye’nin Suriyelilere yönelik politikası değişiyor mu?

Soykan’ın dikkat çektiği noktalardan biri de, ülkedeki Suriyelilerin yeniden “mülteci” yerine “misafir” olarak anılmaya başlaması. Onun “Neden bu söylem değişikliğine gidilmiştir” sorusu ışığında “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın ‘Suriyelileri ülkelerine dönmeleri için teşvik edeceğiz. Suç işleyenleri sınır dışı edeceğiz’ dediği iddiasından Türkiye’nin Geri Kabul Anlaşması‘nı askıya almasına uzanan süreçte Türkiye’nin Suriyelilere yönelik politikasında bir kaymadan söz edebilir miyiz” diye sorduğum; yıllardır bu konuda çalışan ancak siyasi parti bağlantısı nedeniyle isim vermek istemeyen bir uzman özellikle de İstanbul Valiliği’nden gelen açıklama ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından yapılan askıya alma duyurusunun neredeyse aynı dakikalara denk gelmesine dikkat çekerek, “Avrupa’ya bir mesaj vermek isteniyor olabilir” diyor.


İçişleri Bakanı Soylu, cuma günü ‘düzensiz göçle’ mücadelenin süreceğinin altını çizdiği konuşmada “Türkiye bu işi kararlılıkla yürütmezse Avrupa’daki hiçbir hükümet 6 ay dayanamaz. Bunu net söylüyorum. İsterlerse deneyelim” ifadesini kullanmıştı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da pazartesi günü Gündem Özel programında İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar‘a ‘konuyla ilgili ‘AB ile Geri Kabul Antlaşması ve vize serbestisi aynı anda yürürlüğe girecek, Geri Kabul Anlaşması’nı askıya aldık” açıklamasında bulunmuştu.

İstanbul Valiliği, Suriyeliler için tarih verdi: 20 Ağustos!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.