THY uçağı İstanbul Havalimanı’nda kuş sürüsüne çarptı!

Türk Hava Yolları’nın (THY) ait İzmir-İstanbul seferini yapan yolcu uçağının iniş sırasında kuş sürüsüne daldığı ve uçağın gövdesinde hasar oluştuğu bildirildi.

TK2313 sefer sayılı uçuşu yapmak üzere İstanbul Havalimanı gelen TC-JJM kuyruk tescilli uçak kuş sürüsüne çarptı
THY uçağı İstanbul Havalimanı’nda kuş sürüsüne çarptı!

Airporthaber’in haberine göre, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan havalanarak TK2313 sefer sayılı uçuşu yapmak üzere İstanbul Havalimanı’na gelen TC-JJM kuyruk tescilli uçak, İstanbul Havalimanı inişe hazırlandığı sırada kuş sürüsüne çarptı. B777-300ER tipi uçağın sol kanadında hasar meydana geldi.

Güvenli bir şekilde İstanbul Havalimanı’na iniş yapan uçağın Toronto-İstanbul seferine verilmesi planlandığı belirtilirken, teknik inceleme sonrası uçak seferden çekildi.


thy uçağı kuş sürüsü
THY TC-JJM kuyruk tescilli TK2313 sefer sayılı uçağının kanat görüntüsü

Haziran ayı sonunda da İstanbul- Antalya seferini yapan THY uçağı, kalkıştan kısa bir süre sonra kuş sürüsüne çarpmış, uçak İstanbul Havalimanı’na geri dönmek zorunda kalmıştı.

Bilim insanları uyarmıştı!

Uzmanlar, Kuzey Ormanları üzerinde yapılan havalimanının dünyanın en önemli kuş yollarından birinin ortasında konumlandığını, bu sebeple yılda en az iki-üç büyük uçak kazası yaşanabileceğini belirtiyor.

istanbul havalimanı kuş sürüsü
THY TC-JJM kuyruk tescilli TK2313 sefer sayılı uçağının kanat görüntüsü
TC-JJM kuyruk tescilli TK2313 sefer sayılı uçağının kanat görüntüsü
THY TC-JJM kuyruk tescilli TK2313 sefer sayılı uçağının kanat görüntüsü

Kuşların göç yolu üzerine inşa edilen havalimanı: “Uçağıma yüksek irtifada kuş vurdu, bunları Atatürk’te görmüyorduk”

422 South adında veri görselleştirme şirketinin, üzerine GPS cihazı yerleştirilmiş leyleklerin göç istikametini gösteren çalışması
422 South adında veri görselleştirme şirketinin, üzerine GPS cihazı yerleştirilmiş leyleklerin göç istikametini gösteren çalışması.

Raporlar ne diyordu?

O dönem adı ‘3. Havalimanı’ olarak geçen ancak Atatürk Havalimanı’nın kapatılmasıyla eldeki iki taneden birine dönüşen İstanbul Havalimanı’na dair hem Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB), hem de Kuzey Ormanları Savunması‘nın hazırladığı 2014-2015 tarihli raporlarda, inşaatın Türkiye’nin önemli kuş göç yollarından birinin geçtiği rota üzerinde olduğu ısrarla vurgulanıyordu. Aynı bilgi, daha sonra Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın sitesinden kaldırılan ÇED raporunda da vardı.

Kuzey Ormanları Savunması raporunun, ornitolog Kerem Ali Boyla tarafından yazılan  bölümünde havalimanının İstanbul Boğazı’nı geçen ‘süzülen göçmen kuşlar’ın rotası üzerinde kaldığı belirtilerek kaza riski yaratan leylek ve yırtıcı kuşların sayısının ilkbaharda 450 binin üzerine, sonbaharda da 200 binin üzerine çıktığı kaydediliyordu.

Termal hava akımlarını kullanarak İstanbul Boğazı’nı geçen kuşların genellikle 150 gr ila 4 kg ağırlığında, –dolayısıyla uçaklarla çarpışmalarda çok ciddi etkileri olan- leylek, kartal, şahin ve benzeri yırtıcı kuşlar olduğuna dikkat çekilirken; bunun da Atatürk Havalimanı’na kıyasla göçmen kuşlarla çarpışma/kaza riskini 3-4 kat artırdığının altı çiziliyordu.

“Leylek ufak kuş gibi değildir, motorları dağıtır”

Deneyimli bir pilot, inişte alçalma hattında dönen bir leylek grubu gördüğünü söyleyerek, “Leylek, ufak kuş gibi değildir; Allah esirgesin, dağıtır motorları” sözleriyle uzmanların 5 yıl önce yaptığı uyarıların güncelliğini yitirmediğine dikkat çekmişti.


Pilotlar da sorunun varlığını teyit ediyor. Şimdiye kadar ‘şans eseri’ sürüyle karşılaşmadıklarını belirten pilotlar, Atatürk Havalimanı’nda yüksek irtifada karşılaşmadıları büyük kuş türlerini görmeye başladıklarını ifade ediyor. Hatta, bu kuşlardan biri içlerinden birinin uçağına da çarpmış.

Yıllar önce gerekli uyarıları yaptıklarını ve bu konuda herhangi bir adım atılmadığını belirten uzmanlar; aradan geçen sürede ‘gerçeklerin değişmediğine’ dikkat çekiyor ancak daha fazla açıklama yapmaktan da, isimlerini vererek konuşmaktan kaçınıyor. Uzmanlardan biri, pilotların yüksek irtifada da büyük kuşlarla karşılaşmasının ‘şaşırtıcı olmadığını’ belirterek, “Kuşlar boğazı geçebilmek için Anadolu’da yükseliyor, geçince alçalıp termale girerek devam ediyorlar. İlkbahar göçünde termale girip 2-3 bin metreye çıkabiliyor. Uçakların karşılaşması şaşırtıcı değil, daha da karşılaşırlar” diyor.

“İlkbahar ve sonbaharda süzülen kuşların yoğun geçtiği dönemde uçak kazası riski artacaktır”

TEMA’nın 2014 yılında yayımladığı, ‘İstanbul’un Geleceğini Etkileyecek Üç Proje’ başlıklı raporun Doç. Dr. Zeynel Arslangündoğdu tarafından kaleme alınan ilgili bölümünde de uçak kazalarıyla ilgili şu uyarıda bulunuluyordu:

“On binlerce yıldır devam eden kuş göçleri, havalimanı da yapılsa aynı yoğunlukta devam edecektir. İlkbahar ve sonbaharda süzülen kuşların yoğun geçtiği dönemde uçak kazası riski artacaktır. Su kuşları da kışın yoğun olarak yer değiştirmekte, havalara bağlı olarak göç etmektedir. Aynı risk bu kuşlar açısından da görülmektedir.”

Peki herhangi bir önlem alındı mı?

Uzmanlar bu konuda kendilerine herhangi bir bilgi gelmediğini söylüyor. İçlerinden biri, ÇED raporunda belirtilen çevre vegetasyonunun kısa tutulması gibi ‘çarelerin’ çözüm olmadığını belirterek, “Vegetasyonun kesilmesi bir şey ifade edilmiyor. Sıkıntı yaratacak olan büyük türler, onlar da vejetasyonla ilgili değil.

Duraklama için sulak alanları kullanırlar, oldukları yerden termal oluşunca yükselip devam ederler; çevredeki sulak alanların varlığı da devam ediyor” derken; bir diğeri ise havalimanına bir gözlem ekibi kurulduğunu ancak çalışmaların gidişatından haberdar olmadığını söylüyor. Bu ekiple ilgili teklif vermesi için kendisine de çağrı yapılmış, ancak son anda vazgeçmiş, sebebini söylediğinde de tehlikenin boyutu bir kez daha gözler önüne seriliyor:


“Bizden de izlemeyle ilgili teklif istediler, niyetliydim ama sonra vazgeçtim. Riskli bir şey, girmek istemedim…”

Pilotlar İstanbul Havalimanı’ndaki tehlikeleri anlattı!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.