CHP’den Adalet Bakanı yorumu: Maklubeyi hep birlikte avuçladılar!

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün “Düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye kalkışmasın” sözlerini yorumladı. Öztrak, “Bu mesajın kime olduğunu bilemem. Maklubeyi hep birlikte avuçladılar. Bizim talebimiz FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkması” dedi. 

Öztrak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. BDDK’nın kurucu üyelerinden olduğunu anımsatan Öztrak, “BDDK mevzuata uymayan bankalarla ilgili gerekli işlemleri yapmalı. Uzunca bir süredir iktidar kendi çıkardığı ekonomik krizin sonuçlarını dış güçlere yıkmaktadır” diye konuştu.

“Batan 46 milyar liranın hesabını kim verecek?”

Öztrak, “46 milyarlık batık kredinin buzdağının sadece görülen kısmı olduğu görülmektedir. Batan kredileri hangi bankalar kimlere verdi? Zarar bankaların üstünde mi kalacaktır yoksa hazine mi giderecektir?Hiçbir şey yoktan var olmaz; varken de yok olmaz. Bu işler bu kadar kolay mı? Batan 46 milyar liranın hesabını kim verecek? Herkesi kucaklayan büyüme diyoruz, sürdürülebilirlik diyoruz, yandaşlar ‘CHP’nin çözümü yok’ deniyor. Derdin dermanı CHP’de. Borcu geri ödeyecek döviz bulamıyorlar. 17 yıldır geçmişimizi yediler, geleceğe de ipotek koydular” ifadesini kullandı.


CHP faik öztrak Adalet Bakanı abdülhamit gül yorumu Maklubeyi hep birlikte avuçladılar!

“50 milyon dolar yatırılacak diye Tank Palet Fabrikası’nı peşkeş çekmeye çalışıyorlar”

Öztrak, “Tank Palet Fabrikası’nı kiraya vereceklerini söylediler. Önümüzde kapı gibi Türk Telekom örneği var.  ‘Özelleştirme değil’ dediler, çıktık belgeyi ortaya koyduk. 50 milyon dolar yatırılacak diye Tank Palet Fabrikası’nı peşkeş çekmeye çalışıyor. Kararın da kararnamenin de ne olduğunu biliriz. Türkiye’nin gündemini aylarca meşgul etmiş bir kararın yayınlanmaması milletten kaçırılması demektir. Fabrika Katar ordusuna gitmiş. Yandaşınızın şirketine kaç tank alma garantisi verdiniz? Cumhuriyetin bize bıraktığı kamu mallarını sattılar doymadılar” dedi.

Öztrak açıklamasını şöyle sürdürdü: 

“Vatandaşın mı yandaşların mı beklentilerine cevap verecekler. Takke düştü kel göründü. Gelir dağılımı 2014’ten bu yana bozuluyor.  Saraydaki çıktıkları kibir  kulelerinden gençlerimizin durumunu görmüyor. Bunlar milleti unuttu, sarayda ejder suları, zırhlı Mercedes araçlar…

“Milletin çocuklarını kasaba üniversitelerine doldurdunuz, şimdi buradan çıkınca iş bulamama normal diyorsunuz!”

Kasaba üniversitelerini siz açtınız. Buradan çıkınca iş bulamaman normal diyorsunuz. ‘Milletin çoluğuna çoğuna iş bulmak benim görevim değil’ diyorsan ne yapacaksın sen?”

Öztrak, İyi Partili Lütfü Türkkan’ın Millet İttifakı’na yönelik açıklamasına ilişkin gelen soruya, “Son seçimlerde Millet ittifakı son derece değerli bir işlev görmüştür. Bu milletin makus talihini değiştirmiştir. Millet İttifakı’na değersizleştirmeye hakkımız yoktur” yanıtını verdi.

Öztrak, “FETÖ borsalarından, Tamince’nin istisnai muameleye tabii tutulmasından uzun zamandır bahsediyoruz” dedi.

NE OLMUŞTU?

HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu‘nun istifasına da neden olduğu öne sürülen “Pelikan çetesi”nin yeni hedefinin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül olduğunu söyledi.


Adalet Bakanı Abdülhamit Gül
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül

Ahmet Şık, “Parti içindeki çatlakları gören, Pelikancılara karşı yükselen öfkeyi arkasına alan Abdülhamit Gül, ‘Aynı maklubeye kaşık sallayanlar’ diye tarif ettiği Pelikan çetesi ile savaşın sertleşeceğinin mesajını verdi” dedi.

Davutoğlu’nu iktidardan indiren bildiri olarak anılan, AKP içindeki bazı isimlere yönelik operasyonel içerik üretip bunu sosyal medyadan yayan oluşum olarak da bilinen “Pelikan”, bu kez Adalet Bakanı Gül’ün adının yer aldığı bir olayla konuşulmaya başlandı.

18 Eylül sabah saatlerinde Ankara’da bir konuşma yapan Adalet Bakanı Gül, “Daha düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın” dedi.

Gül’ün bu sözleri akıllara Sabah yazarı Dilek Güngör‘ün önceki gün kaleme aldığı “Yargıda tehlikenin farkında mısınız!” yazısını getirdi. Güngör o yazıda birkaç gündür yargıda tuhaf işler olduğunu bazı ‘FETÖ’cülerin de kritik noktalara getirildiğini iddia etmişti.

Şu anda yargıyı ele geçiren bu grupların içine sızan FETÖ’cüler eliyle 17-25’teki gibi yeni bir kumpas davası hazırlansa o zaman kim, ne diyebilecek?” diye soran Güngör, “Tarih tekerrür ediyor ama kimse yargıdaki tehlikenin büyüklüğünü fark edemiyor” ifadesini kullanmıştı.

Pelikan Dosyası nedir?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu arasında yaşanan anlaşmazlıklara dair iddialar içeren ve Davutoğlu’nun istifasına da neden olduğu öne sürülen “Pelikan dosyası” 2016’da yayınlanmıştı.

“Pelikan Dosyası” adıyla WordPress’te açılan bir blogda Erdoğan ve Davutoğlu arasında yaşanan anlaşmazlıklara dair iddialar, medyada geniş yer bulmuştu. Yazıda, Erdoğan “Reis”, Davutoğlu “Hoca” olarak tanımlanıyordu. Pelikan dosyasının Cem Küçük, Cemil Barlas, Hilal Kaplan, Haşmet Babaoğlu ve Melih Altınok tarafından hazırlandığı iddia ediliyordu.


John Grisham‘in, ABD’de iki yüksek yargıcın öldürülmesi üzerine hükümete uzanan sırların ortaya çıkarılmasını ele alan ve beyaz perdeye de aktarılan kitabına atıfla, Mayıs 2016’da WordPress’te açılan bir blogdan adını alan “Pelikan doyası/çetesi” uzun süredir gündemdeki yerini koruyor.

AKP’de günün depremi: Başkaldırı sürecine giriyoruz dedi istifa etti!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.