Deşifre – Nitelikli dolandırıcılık: Ön ödeme dolandırıcılığı

Az para ile büyük kazançlar elde etmeyi kim istemez ki? Ne yazık ki bu istek sonucunda dolandırılmak çok daha kolay hale geliyor. Dolandırıcılar bu zaafı çok iyi bildikleri için kurbanlarından bir ön ödeme yapılmasını talep ediyorlar. Nitelikli dolandırıcılık suçları arasında olan ön ödeme dolandırıcılığı konusunu Av. Ezgi Yüce ile konuştuk.

Deşifre - Nitelikli dolandırıcılık: Ön ödeme dolandırıcılığı
Deşifre – Nitelikli dolandırıcılık: Ön ödeme dolandırıcılığı

Dolandırıcılık hikâyelerine bakıldığında güven telkin edici çok fazla unsurun var olduğu görülmektedir. Dolandırıcılar zaaflarımızı suiistimal ederek önce güvenimizi kazanır, sonra da paramızı çalarlar.

Dolandırıcılar insan davranışlarını, zaaflarını, tepkilerini çok iyi biliyorlar. İnsan psikolojisini istismar eden pek çok farklı satış yöntemleri ile bizleri para vermeye yöneltiyorlar. Her şeyi gerçeğe yakın kurguladıkları için tuzağa düşmemiz kolay oluyor.


Jandarma 2010 ve 2014 yılları arasında yaptığı araştırmalar sonucunda toplam 15 üst başlık altında 69 dolandırıcılık türü tespit etmiştir. Görülen o ki dolandırıcıların kendilerini güncellemesi sebebiyle daha pek çok dolandırıcılık türüne rastlayacağız.

Deşifre adını verdiğim bu röportaj serisinde onlarca dolandırıcılık çeşidini, onlarca hukukçuyla tek tek işleyeceğiz. Ön Ödeme Dolandırıcılığı konusunu Sayın Av. Ezgi Yüce‘ye sorduk.

Röportaj: Av. Ezgi Yüce

Dolandırıcılık suçu nedir?

Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanunu’nun mala karşı işlenen suçlar bölümünde, 157 ve 158. Maddelerinde düzenlenmiştir. Madde metninde hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun yararına ve başkasının zararına olarak, kendisine ya da bir başkasına yarar sağlamak olarak tanımlanmıştır.

Bu suçu nitelikli dolandırıcılık haline getiren sebepler neler?

Türk Ceza Kanunu’nun 158. Maddesinde nitelikli dolandırıcılık suçu düzenlenmiştir.

  1. Suçun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
  2. Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
  3. Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
  4. Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
  5. Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
  6. Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
  7. Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
  8. Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, sigorta bedelini almak maksadıyla, kişinin kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlenmesi halinde dolandırıcılık suçunun nitelikli halinin oluşacağı belirtilmiştir.

Dolandırıcılık suçunun Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen diğer suçlardan farkı ve bu suçlarla ilişkisi nedir?

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine ya da bir başkasına yarar sağlaması gereklidir.

Dolandırıcılık suçunu diğer suçlardan ayıran en önemli unsur; hiledir. Yani dolandırıcılık suçunda failin amacı malı mağdurdan bir şeyi çalmak değil, mağduru hileli hareketlerle kandırıp kendisine ya da bir başkasına menfaat sağlamaktır. Mağdur bu hileli hareket sonucu faile kandıysa suç oluşmuş kabul edilecektir.

Somut olayda hilenin bulunmadığı hallerde olayın niteliğine göre hırsızlık ve yağma gibi suçlar söz konusu olabilmektedir. Mal, mağdurdan rızası dışında alındıysa hırsızlık, zorla alındıysa yağma, hileli hareketler sonucunda alındıysa kural olarak dolandırıcılık suçu oluşmaktadır.

Dolandırıcılık suçunun temel halinin cezası bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasıdır.

Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir. Eflatun

Nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası ve ayrıntıları nelerdir?

Nitelikli dolandırıcılık suçunun işlenmesi halinde üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Ancak suçun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, sigorta bedelini almak maksadıyla, kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlenmesi halinde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

Suçun 3 ya da daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde bir kat artırılır.

Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikâyet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur

Suçun teşebbüs halinde kalması halinde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir. 

Dolandırıcılık suçunun faili ve mağduru kimler olabilmektedir?

Dolandırıcılık suçunun faili hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun yararına ve başkasının zararına olarak, kendisine ya da bir başkasına yarar sağlayan herhangi bir gerçek kişi olabilir. Tüzel kişilerin fail olması mümkün değildir ancak dolandırıcılık suçunun işlenmesi suretiyle tüzel kişilerin yararına haksız menfaat sağlanması halinde bu tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Fail herhangi bir gerçek kişi olabilmekle, Türk Ceza Kanunu’nun 158. Maddesinin 1. Fıkrasındaki ‘h’ bendinde belirtildiği üzere; tacir, şirket yöneticisi, şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle bu suçu işlemeleri halinde suçun nitelikli hali oluşacaktır.

Bunun yanında suçun failinin kamu görevlisi olması halinde ise dolandırıcılık suçundan değil, Türk Ceza Kanunu’nun 25. Maddesinde düzenlenen irtikâp suçu söz konusu olacaktır.

Algılama yeteneğinin bulunmaması halinde iradenin fesada uğratılması söz konusu olamayacağından suçun mağdurunun ise az da olsa algılama yeteneği bulunmalıdır.

Ön ödeme dolandırıcılığı nedir?

Ceza kanunumuzda ön ödeme dolandırıcılığından ayrı bir başlık altında bahsedilmemiştir ancak ön ödeme dolandırıcılığı uygulamada sıklıkla karşımıza çıkabilmektedir. Kısaca “kişilerin büyük kazançlar elde edecekleri vaadiyle, çeşitli adlar altında ön ödeme yapmaya ikna edilerek, dolandırılmasına dayalı bir suç türü” olarak tanımlanabilir. Fail mağdura büyük bir vaatte bulunmakta ancak bu vaade ulaşması için mağdurdan küçük bir miktar para istemektedir. Suçun e-posta, cep telefonu yoluyla ya da yüz yüze de gerçekleştirilmesi mümkündür.

Ön ödeme dolandırıcılığının dünya çapında 419 dolandırıcılığı olarak tanımlanmasının nedeni nedir?

Ön ödeme dolandırıcılığının organize şekilde ortaya çıkışı Nijerya’nın ekonomik olarak zayıflamaya başladığı döneme rastlamaktadır. Yaygın olarak 419 sahteciliği/dolandırıcılığı olarak adlandırılmasının nedeni de suçun ilk defa Nijerya Ceza Kanunu’nun 419. Maddesinde tanımlanmış olmasından kaynaklanmaktadır.

Devletin hazinesi adalettir. Konfüçyüs

Ön ödeme dolandırıcılığı, uygulamada karşımıza hangi şekillerde çıkmaktadır?

Çekiliş/ kampanya: Değerli müşterimiz çekiliş kampanyamızdan 10.000 TL ödül kazandınız, ödülünüzü alabilmek için lütfen danışma hattını arayın şeklinde mesajlar atılarak mağdurun verilen numarayı araması sağlanmakta, ödülü alabilmesi için farklı gerekçelerle mağdurdan küçük miktarlarda para istenmektedir.

Mevduatta biriken para: Banka kartından kesilen paraları iade edeceğiz vaadiyle kişiler aranmakta ancak parayı alabilmesi için mağdurdan vergi ya da ön ödeme adı altında ödeme yapması gerektiği bildirilmektedir.

Afrika kökenli ön ödeme: Genellikle, e-posta ile mağdura ulaşılarak kurgu bir senaryo ile yakınından kalan yüklü miktarda parayı yurt dışına aktarmak için hesap numarasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir. Bu aşamada mağdurdan, ileride fazlasıyla geri iade edilmek şartıyla transferin gerçekleştirilebilmesi için küçük bir miktar transfer ücreti talep edilmektedir.

Diğer vaatler: Dolandırıcılık suçu çok çeşitli şekillerde karşımıza çıkabilmektedir. Vergi borcu sildirme, hacca yazdırma, geçmişe yönelik kredi kartı aidatlarını geri alma şeklinde birçok şekilde karşımıza çıkabilir.


Emeklilik vaadi: Emeklilik hakkı kazandırılacağı vaat edilerek takip işlemleri için belirli bir miktar para talep edilmektedir.

İş bulma vaadi: Fail, mağdur ya da mağdurlara iş bulabileceğini vadederek onlardan giriş işlemlerinin yapılabilmesi yahut başka bir gerekçe ile kendisine haksız menfaat temin etmektedir.

İş bulma vaadiyle dolandırıcılık konusunda Yargıtay’ın görüşü ne şekildedir?

İş bulma vaadiyle dolandırıcılık uygulamada sıkça karşımıza çıktığı için Yargıtay’ın da bu konuda birçok kararı bulunmaktadır. Örneğin: Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2017/1855 Esas, 2017/ 20987 K. Sayılı kararında “İstanbul ilinin birçok bölgesinde, sanığın uzak yol gemilerinde yetiştirilmek ve çalıştırılmak üzere eleman aradıklarını belirterek, gazetelere ilan verdiği, değişik yerlerde küçük işyerleri kiralayarak, kısa süre içinde kimlikleri belirlenemeyen değişik bayanların sekreter ya da görevli olarak çalıştığı belirtilmektedir.

Bunlar aracılığı ile birçok kişiden, iş bulma vaadi ile inandırıcı olması için çeşitli belgeler ve para aldığı, ilanda belirtilen telefonların kendi üzerine kayıtlı olmadığı, katılanın gazetedeki ilan üzerine şüphelilerin açmış olduğu işyerine başvurup, uluslararası denizcilik şirketlerinde çalışmak için belirtilen işyerine gittiği, burada görevli bayanlara iş başvuruşu yapıp, makbuz karşılığı 800 TL ve diğer belgeler verdiği, daha sonra tekrar aynı yere gittiğinde işyerinin boşaltılmış olduğunu anladığı, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık savunmaları, katılan beyanları ve tanık anlatımları ile dosya kapsamına göre sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir” şeklinde karar vererek bu fiillerin cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir.

Ancak yine Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2013/32885 Esas, 2016/5305 K. sayılı kararında “Sanığın, bir tanıdığı vasıtasıyla tanışıp güven telkin ettiği katılana, kendisini bilinen bir işyerinde işe aldırabileceğini söyleyerek katılandan toplamda 508 TL aldığı iddia edilen olayda; katılanın, sanığa ileride kendisine iş bulabileceği inancıyla güvenerek borç para verdiğini, ancak, sanığın kendisine iş vaadinde bulunmadığını belirtmiş olması karşısında, sanığın katılana iş bulma vaadiyle hileli bir hareket yönelttiği sabit olmadığından verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

Afrika kökenli ön ödeme dolandırıcılığı uygulamada ne şekilde karşımıza çıkmaktadır?

Bu tip dolandırıcılıkta biraz önce de belirttiğim üzere genellikle, e-posta ile mağdura ulaşılarak kurgu bir senaryo ile yakınından kalan yüklü miktarda parayı yurt dışına aktarmak için hesap numarasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir. Bu aşamada mağdurdan, ileride fazlasıyla geri iade edilmek şartıyla transferin gerçekleştirilebilmesi için küçük bir miktar transfer ücreti talep edilmektedir. Benim e-posta adresime de bu şekilde birkaç mail gelmişti.

Dolandırıcılık maillerine örnekler

Bunlardan biri şu şekildeydi;

“Ben ABD askeri subayı Katie Higgins, Suriye’de Birleşmiş Milletler barış görevlisi olarak çalışıyorum. Ürdün pilotuna yönelik kurtarma görevimiz sırasında büyük miktarda para içeren iki kutuya rastladık, 9 donanma subayı olarak paranın aramızda paylaşılmasına karar verdik, elimde 4.7 milyon ADB doları var, bu parayı güvenlik kargo şirketine Suriye’deki acenteleri vasıtasıyla yatırdım, fonu sizin almanızı ve görüşene kadar güvende olmasını istiyorum, bazı birlikleri Suriye’den çıkarmayı planlıyorlar, ben de bunların arasındayım, bu yüzden seninle iletişim kurdum, bu kutuyu güvenli bir yere taşımam lazım, bu tekliften korkmuş olabilirsin ancak uzmanlaşmış bir güvenlik kargo şirketi ile anlaşma yaptım ve fonu herhangi bir kişiye diplomatik yöntemle teslim etme sözü verdiler, paranın size teslim edilmesinden sonra paranın yüzde otuzunu vermeye karar verdim, bu arada şirket kutunun içeriği hakkında bilgi sahibi değil, onlar kutunun aile hazinesi olduğunu söyleyeceksin, endişelenecek bir şey yok, senden haber almak için sabırsızlanıyorum.”

Bir diğeri ise şöyleydi;

“Adım Nashwa Azhari, 25 yaşındayım, Suriye’de tıp okumakta iken iç savaş nedeniyle eğitimimi tamamlayamadım, annem, babam, bomba patlaması sırasında öldü, ailemden tek hayatta kalan benim, Haziran 2012’den beri mülteci kampında çok zor şartlarda kaldım, kamptaki kolera salgını yüzünden birleşmiş milletler mülteci kampına taşındık, bu e-postayı bir kızıl haç enternasyonalinin yardımı ile gönderiyorum, yardımınıza ihtiyacım var, babamın mülkü ve yatırımlarını geri alma şansım var, ailemin ölümünden sonra Kızıl Haç Uluslararası Lojistik Acentesi bana yardımcı oldu, bana yardım etmeni ve 6.560.000 ABD doları olan paramı korumanı istiyorum, banka ile çok defa temasa geçtim ancak mülteci olduğum için bana para veremeyeceklerini, benim adıma birini bildirmem gerektiğini söylediler, lütfen bu konuda daha fazla bilgi ve bankanın ismi için benimle iletişime geç, yardım ederseniz toplam paranın yüzde kırkını sana ödeyeceğim, lütfen her şey hallolana kadar bu maili gizli tut, senden haber bekliyorum.”

Bu tür maillere cevap verilmesi halinde banka bilgileri verilmekte ve bu hesaplara çeşitli adlar altında para yatırılması talep edilmektedir.

İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. Victor Hugo

Son yıllarda ön ödeme dolandırıcılığında artış olmasının nedeni nedir?

Ön ödeme dolandırıcıları, ABD ve Avrupa’nın yanı sıra, yabancı sermaye çekmeye çalışan ve dış ekonomik ilişkileri giderek yoğunlaşan Ortadoğu ve Asya ülkelerine de yönelmeye başlamıştır. Bu nedenle vaka sayısında önemli miktarda artış olmuştur. Bu yöntemin önümüzdeki süreçte ülkemizi giderek daha fazla meşgul etmesi söz konusu olabilecektir.

Dolandırıcılık suçunun yargılaması hangi mahkemeler tarafından yapılmaktadır?

5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 11. Maddesine göre kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır.

Aynı kanunun 12. Maddesinde ise nitelikli dolandırıcılık suçu ağır ceza mahkemelerinin görevi kapsamında sayılmıştır.

Dolayısıyla dolandırıcılık suçunun TCK 157. Maddesindeki basit halinin işlenmesi halinde yargılama asliye ceza mahkemeleri, TCK 158. Maddesindeki nitelikli halinin işlenmesi halinde ağır ceza mahkemeleri görevli olacaktır.

Dolandırıcılık suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün müdür?

Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması, suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi olarak tanımlanabilir.

Kişinin etkin pişmanlık göstermesi halinde suçun niteliğine göre ceza indirimi veya cezalandırılmaması sonucu ortaya çıkar. Etkin pişmanlık kanunda sadece belirli suçlar için öngörülmüştür. Bu nedenle etkin pişmanlık hükümleri kanunda hangi suçlar için öngörülmüş ise sadece o suçlar için uygulanabilir.

5237 sayılı TCK’nın 168. Maddesine göre dolandırıcılık suçu da bu suçlar arasında sayılmıştır. Failin zararı kovuşturma aşaması başlamadan aynen ya da tazmin suretiyle gidermesi halinde verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmeden önce gösterilmesi halinde verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

Dolandırıcılık suçunda uzlaştırma hükümlerinin uygulanması mümkün müdür?

Uzlaştırma sanık ve mağdurun belli şartların bulunması halinde uzlaştırmacı tarafından bir araya getirilerek sulh yoluna gidilmesinin sağlanmasıdır. Uzlaştırma hükümleri kanunda hangi suçlar için öngörülmüş ise sadece o suçlar uygulanabilir.

Alacağını hukuk davaları ve icra takipleri ile tahsil edemeyen kişiler, ceza mahkemelerini korkutucu etkisinden faydalanarak alacağına kavuşmak amacıyla, unsurları bulunmasa dahi dolandırıcılık suçunun mağduru olduklarını belirterek suç duyurusunda bulunmaktadır. Kanun koyucu bu hususu göz önünde bulundurarak Türk Ceza Kanunu’nun 157.maddede düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu, uzlaştırmaya tabi bir suç haline getirmiştir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. Maddesinde dolandırıcılık suçunun basit halinin işlenmesi halinde uzlaştırma hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Bununla birlikte dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde de uzlaştırma hükümleri uygulanacaktır.

Dolandırıcılık suçunda zamanaşımı süresi ne kadardır?

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66.maddesinin birinci fıkrası e bendi hükmüne göre; beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresi kural olarak sekiz yıldır. Bu nedenle aynı kanunun 157.maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçuna ilişkin dava zamanaşımı süresi, kural olarak sekiz yıldır.

Kanun’un 66.maddesinin birinci fıkrası d bendi hükmüne göre; beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresi, kural olarak on beş yıldır. Bu nedenle, Kanun’un 158.maddesinde düzenlenen suçun nitelikli hallerine ilişkin dava zamanaşımı süresi, kural olarak on beş yıldır.

Dolandırıcılar yüz kızartıcı bu suçları işlerken utanmıyorlarsa, biz de Kanun önünde deşifre etmekten asla utanmayalım!

Dolandırıcılık suçunun mağduru olmamak için nelere dikkat edilmelidir?

  • Bilmediğimiz kişilerden gelen e-posta, mesaj yahut aramalara cevap verilmemeli ve herhangi bir ödeme yapılmamalıdır.
  • Kişisel bilgiler veya kart bilgileri tanınmayan rastgele kişilerle paylaşılmamalı, yardım amacıyla yaklaşan kişilere karşı dikkatli olunmalıdır.
  • Kimliklerin taranmış görüntüleri bilgisayarlarda saklanmamalı, fotokopileri rastgele yerlerde bulundurulmamalıdır.
  • İnternet bankacılığı şifresi herhangi bir yere yazılmamalı ve kimseyle paylaşılmamalıdır.
  • Güvenliğinden emin olunmayan bilgisayarlardan işlem yapılmamalıdır.
  • Bilgisayarlarda lisanslı “anti-virüs” yazılımları kullanılmalı ve bu yazılımlar güncellenmelidir.
  • ATM’de yardım teklif eden şüpheli kişilerden yardım alınmamalıdır, bunun yerine varsa banka görevlisinden yardım alınmalıdır.
  • Güven vermeyen ve itibarı olmayan internet siteleri üzerinden alışveriş yapılmamalıdır.

Biyografi: Av. Ezgi Yüce


Biyografi: Avukat Ezgi Yüce kimdirAvukat Ezgi YÜCE 1992 yılında Bursa’da doğdu. İlköğretim ve lise eğitimini Bursa’da tamamladı. Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2014 yılında başarı belgesi alarak mezun oldu. Aynı yıl Bursa Barosu’nda başladığı staj eğitimini tamamlayarak 2015 yılında avukatlık ruhsatnamesini aldı. Pek çok hukuki konuda konferanslara katıldı. İyi derecede İngilizce bilmektedir. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk ve Uzlaştırma eğitimlerini almıştır. Halen Bursa Barosu’na bağlı olarak avukatlık görevini sürdürmektedir.

Deşifre – Sigorta dolandırıcılığı ve suistimal


Serpil Çavuşoğlu
1973 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanında gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim. Bağımlılık ile mücadele, kadın ve çocuk istismarına karşı destek, eğitime katkı amaçlı kütüphanaler kurulması, yardımlaşma derneklerinde faaliyetler, tüketicinin her tür hakkı (sağlık, hukuk...) üzerine destek çalışmaları, kültür sanat projelerine koçluk, danışmanlık, tutuklu çocukların topluma kazandırılması amaçlı eğitim organizasyonları, kan bağışı, organ bağışı, ilik bağışı üzerine organizasyonlarda koordinatörlük, özel eğitim öğretmeni olmam sebebiyle engelli çocuklarımızın ailelerine danışmanlık, okullarda çocuklarımızın yardımlaşma güdüsünü pekiştirme amaçlı seminerler ve sayamayacağım daha pek çok alanda, neredeyse hiç durmadan yıllardır gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim.