Türkiye’nin Maldivler’i olarak anılan Salda Gölü’nün bulunduğu Burdur Yeşilova’nın Belediye Başkanı Mümtaz Şenel, göl çevresinde yaşanacak yapılaşmayı anlattı ve skandal bir iddia ortaya attı; “Benim son duyduğum da şu; burası Suudlara söz verilmiş” dedi.
Başkan Şenel, Çevre Bakanlığı’nın projesinde bungalov evlerden asansörlü ve klimalı sağlık yapılarına, mescit, kafeterya ve tuvalete kadar birçok betonarme bina bulunduğunu belirterek, “Burada başlayacak bir yapılaşma Saldivler’in sonu olur. Tıpkı Ayder ve Uzungöl’de yaşadığımız gibi” dedi.
Şenel, millet bahçesi için yapılan ihalenin gizli kapaklı yürütüldüğünü, milletvekillerinin dahi içeri alınmadığını söyledi. İhaleye katılan 7 firmadan birinin Ankara’da Melih Gökçek döneminde aldığı ihalelerle sık sık gündeme gelen Enam İnşaat olduğunu belirten Şenel, “Benim son duyduğum da şu; burası Suudlara söz verilmiş” dedi.
Salda Gölü’nün korunmak için özel çevre koruma içine alındığını aktaran Şenel, “Benim ilçemde çivi bile çakamıyoruz ama Salda’yı koruyamıyoruz. Hatta ÇED raporu olmadan göl yakınında bazı alanlara madencilik ruhsatı bile vermişler” ifadelerini kullandı.
Sözcü’den Özlem Gürses’in haberine göre, Mümtaz Şenel’in açıklamaları şöyle:
Şu anda biz Salda Gölü kenarında belediye halk plajı olarak hizmet veren yerdeyiz. Burayı kim, ne zaman almış belediye için?
27 yıl önce Milli Emlak’tan dönemin belediyesine ücretsiz olarak tahsis edilmiş bu bölge. Burada gördüğünüz bütün bu ağaçlar da belediye tarafından dikilmiş yıllar içinde. Gölün çevresi 43 bin kilometrekare. Kimi köy muhtarlığı, kimi özel idare tarafından işletilen birkaç plaj var kıyılarında; Doğanbaba, Beyaz Adalar gibi… Bizim bulunduğumuz halk plajı, 21 bin metrekarelik bir alan. Belediye o günden beri burayı çalıştırıyor. İçinde kamp alanları, küçük bir kafeterya, arka tarafta da duş ve tuvalet alanları var. Fakat kalıcı bir yapı yok, görüyorsunuz.
“Direneceğiz, çıkmayacağız buradan”
Ne süre ile belediyeye verilmiş bu alan? Millet bahçesi olarak planlanan da burası değil mi?
Tahsis anlaşmasında bir süre yok. Sadece üzerine bir yapı yapmamak kaydı var. Evet, tam burası. 31 Mart’ta biz seçildik, 1 ay sonra dediler ki “Biz buraya millet bahçesi yapacağız, burayı terk edin.” Mayıs ayında turizm sezonu başladı, “Biz nereyi terk edelim? Hem neden bizi buradan çıkartıyorsunuz” dedik. Çıkmayacağımızı belirttik.
Onlar da size ceza kestiler…
63 bin TL. Biz de dedik ki “Belediye 27 yılda 10 bin ağaç dikti. 2.5 milyon masraf etmiş. Kesin 63 bin lirasını üstünü verin bana.” Direneceğiz, çıkmayacağız buradan.
Neden?
Salda Gölü, Türkiye ve dünya kamuoyuna mal olmuş bir yer. Sadece benim ilçe belediyeme bırakılamayacak kadar da ciddi bir konu. Burada arazisi olan 5 vatandaşımız dava açtı. Avukat grupları konuyu takip ediyor. Saadet Partisi bir heyetle geldi, gördü, bizden de bilgi aldılar. Çevreciler, bilim insanları kampanyalar başlattı. Burada başlayacak bir yapılaşma buranın sonu olur. Ayder ve Uzungöl’de yaşadığımız gibi…
Proje çizimleri, Saldivler’e içinde asansörü ve kliması bile bulunan onlarca bina yapılacağını gösteriyor.
Kapalı kapılar ardında millet bahçesi ihalesi
Çevre ve Şehircilik Bakanı ısrarla “Yapılaşma yok” diyor…
Biz burada Burdur, Antalya, Denizli, Muğla milletvekilleri ile birlikte bir basın açıklaması yaptık, bunları anlattık. Bu planlar kamuoyunda tepki çekince Bakan dedi ki: “İlk 300 metreye bir şey yapmayacağız…” Ama durum tam tersi. Size teslim ettiğim projelerde de görünüyor, hem de her iki sit bölgesinde de var. Kıyı kenar şeridinden 50 metre yukarısı birinci sit, bir 50 metre daha yukarısı ikinci sit bölgesi… Bizzat Çevre Bakanlığı tarafından karar verilmiş sitler bunlar. Birinci sitte yürüyüş yolları, oturma alanları konmuş. İkinci sitte ise bungalov evler var. Asansörler, klimalı sağlık yapıları, betonarme binalar var. Aynı projede kafeterya, mescit, tuvalet bulunuyor. Hatta bazı kısımlara da kentsel dönüşüm alanları konulmuş.
Bu millet bahçesi projesinin ihalesi de yapıldı değil mi?
Yapıldı ama nasıl? Salda ihalesi planlar onaylanmadan yapıldı. Bizim milletvekilimizi bile içeri almadılar. Her şey gizli kapaklı, açık bir şey yok. “Ben yaptım, oldu” diyorlar! 7 firma katıldı, bunlardan ikisi Enam İnşaat ve İzbay İnşaat. Enam İnşaat, Ankara’da Melih Gökçek döneminde gündeme gelen ve sayısız ihale alan bir firma. İzbay İnşaat’ın ise merkezi Siirt’teymiş. Benim son duyduğum da şu; burası Suudlara söz verilmiş. İşin tuhafı, gölü korumak için burası Özel Çevre Koruma içine alındı, üç kişilik bir heyet kurdular, benim ilçemde çivi bile çakamıyoruz ama Salda’yı koruyamıyoruz. Hatta ÇED raporu olmadan göl yakınında bazı alanlara madencilik ruhsatı bile vermişler… (Sözcü)