Ülkemiz depreme hazır mı, değil mi tartışmaları havada uçuşurken, hala alınmayan önlemler konusunda ustalık sergilenmeye devam edilmektedir. Depremde kişinin kendine acil müdahalesi nasıl olmalı? Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu ile konuştuk.
1999 depreminde hayatlarını kaybedenler hangi bilgilere sahip olsaydı küçük bir ihtimal bile olsa kurtulma şansları olabilirdi? Büyük, küçük bireysel kendi önlemlerimizi almamız kesinlikle şart. Şartların ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz ama ya şartlar aşağıda gösterildiği gibi olursa?
Depremde kendi doktorunuz olabilir misiniz? Acil Tıp Profesörü Sayın Dr. Özgür Karcıoğlu ile depremler ve enkazda nelere dikkat edilmeli ve kendinize ilk müdahaleyi nasıl uygulayabilirsiniz konusunu en kısa ve öz haliyle sizlere anlatmak istedik.
Röportaj: Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu
Depremde ne yapmalıyız?
Dış ortamda iseniz oldukça düşük riskler olduğundan bu yazıda özetle geçilecektir.
- Önce kendi güvenliğinizden emin olun.
- Enerji hatları ve direklerinden, ağaçlardan, diğer binalardan ve duvar diplerinden uzak durun. Açık arazide çömelerek etraftan gelen tehlikelere karşı hazırlıklı olunmalıdır.
- Çevrenizde yardım edebileceğiniz/yardım alabileceğiniz kimse olup olmadığına bakın.
- Acil durum çantanızı yanınıza alın
- Toprak kayması olabilecek, taş veya kaya düşebilecek yamaç altlarında durmayın.
- Deniz kıyısından da kaçının.
- Cadde ve sokakları acil yardım araçları için boş bırakın.
- Bir tünelin içinde veya otoparkta iseniz ve çıkışa çok yakın değilseniz, aracınızı durdurup aşağıya inin ve aracınızın yanına yan yatarak cenin pozisyonu alın.
- Önce yakın çevrenizde acil yardıma gerek duyanlara yardım edin.
- Sonra mahalle toplanma noktasına gidebilirsiniz
Depremde bina içindeyseniz riskler nelerdir? Neleri yapmalı, neleri yapmamalıyız?
Depremde bina içindeyseniz riskler daha fazladır.
- Kesinlikle panik yapmayın.
- Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durun.
- Deprem sırasında sarsıntı durana kadar olduğunuz yerde kalın.
- Yaşam üçgeni: Sağlam ve vücudunuza koruma sağlayabilecek eşya yanına çökerek veya uzanarak oluşturulur. Başınızı iki elinizin arasına alarak veya bir koruyucu (yastık gibi) malzeme ile koruyun. Sarsıntı geçene dek bekleyin.
- Güvenli bir yer bulup, diz üstü “çök”, baş ve enseyi koruyacak şekilde “kapan”, düşmemek için sabit bir yere “tutun” hareketini yapın. Benzeri diz üstü çökmek yerine yerde cenin pozisyonu ile de yapılabilir.
- Cam, pencere, duvar ve kapılardan, aydınlatma tesisatı gibi üzerinize düşebilecek her tür eşyadan uzak durun.
- Sarsıntı başladığında yataktaysanız kalkmayın, orada kalın. Üzerinize düşecek ağır bir eşya yoksa bir yastıkla başınızı koruyun; tehlike varsa daha güvenli alana geçin.
- 112 veya 155’e yıkılan binaları yangınları bildirmek dışında telefonların kullanılmaması gerekir.
- Çok sağlam ve yüke dayanıklı (örn. çelik) kapılar dışında, kapı kullanmayın.
- Depremlerden sonra çıkan yangınlar en sık görülen ikincil afetlerdir. Bu nedenle eğer gaz kokusu alırsanız, gaz vanasını kapatın. Ocak, fırın vb. cihazları kapatın. Camları ve kapıları açın. Açığa çıkan gazların patlamasına yol açabileceğinden kibrit ve çakmak yakılmaması da önemlidir. Binayı hızlıca terk edin.
- Sarsıntı sırasında binayı terk etmeye çalışmanın pratikte bir değeri olmamakla birlikte bazı riskleri daha fazladır. .
- Balkona çıkmayın ve yüksekten atlamayın.
- Asansör kullanmayın.
- Sarsıntı geçtikten sonra elektrik, gaz ve su vanalarını kapatın; soba ve ısıtıcıları söndürün.
- Acil durum çantası: Bagajınızda bulundurabilirsiniz. Çakı, mendil, diş fırçası, kâğıt, kalem, meyve suyu, kuruyemiş vb. işe yaramıyor. Bunların yerine; tiz ses çalan düdük, komando bıçağı, kanamayı durdurmak için bacak ya da kollara uygulayabileceğiniz lastik turnikeler, elastik yara sargıları, pasaport ve su. Kış aylarında ise, polar içlik, yün başlık, su geçirmez kaban gerekli olabilir.
- Çanta ve gerekli olan eşya ve malzemeyi yanınıza alarak binayı daha önce belirlediğiniz yoldan terk edip toplanma bölgesine gidin.
- Sarsıntı sırasında bir tünelin içindeyseniz ve çıkışa yakın değilseniz; araç durdurulup aşağıya inilmeli ve yanına yan yatarak ayaklar karına çekilip, ellerle baş ve boyun korunmalıdır. (ÇÖK-KAPAN-TUTUN)
- Kapalı bir otoparkta iseniz; araç dışına çıkılıp, yanına yan yatarak, ellerle baş ve boyun korunmalıdır. Aracın yanında olmanız yaşam üçgeni oluşturarak yaşamda kalmanızı sağlayacaktır. Araç içinde olursanız aracın üzerine düşen bir parça ile ezilebilirsiniz.
Yıkıntı altında kalanlar neleri yapmalı, neleri yapmamalıdır?
- Paniklemeden durumunuzu kontrol edin.
- Kibrit ve çakmak yakmayın.
- Gereksiz hareket etmeyin ve toz kaldırmayın.
- Ağzınızı ve burnunuzu mendil ya da temiz bir bez ile kapatın.
- Borulara ya da duvarlara vurarak yerinizi arama kurtarma ekiplerine bildirmeye çalışın ve ıslık çalın. Bağırmak toz yutmaya yol açacağından son çare olarak kullanın.
- Enerjinizi en tasarruflu şekilde kullanmak için hareketlerinizi kontrol altında tutun.
- Hareketiniz kısıtlanmışsa çıkış için riskli hareketlere kalkışmayın. Kurtarma ekipleri en kısa zamanda size ulaşmak için çaba gösterecektir.
- Organlarınızı kullanabiliyorsanız su, kalorifer, gaz tesisatlarına, zemine vurmak suretiyle varlığınızı duyurmaya çalışın.
- Kurtarma ekiplerinin seslerini duymaya ve onlara seslenmeye çalışın. Ancak enerjinizi kontrollü kullanın.
Depremde kol veya bacağınız ağır bir blok altında kaldıysa ne yapabiliriz?
Kendi olanaklarınızla yapabileceğiniz şeyler sınırlıdır. Önemli noktalardan biri, uzun süre beton blok vb altında kalan ekstremite birden rahatlatıldığında, kurtarıldığında bölgeye kan hücum etmekte ve bu ani değişiklik diğer yaşamsal organların kansız kalmasına yol açarak ölüme neden olabilmektedir.
Bunun yanında uzun süre kansız kalan organa kan dolaşımının sağlanması reperfüzyon hasarı dediğimiz istenmeyen duruma yol açarak da hasarla sonuçlanmaktadır. Sonuç olarak kurtarma ekibi o organı kurtarmadan önce damar yolu açarak kişiye serum vermeli, bu yolla sonra oluşacak dolaşım bozukluğuna karşı önlem almalıdır. Bu daha sonra oluşabilecek ezilme (crush) sendromu için de önemli bir tedavidir.
Enkaz altındaki kişinin dayanma süresi nasıl uzatılabilir?
Enkaza ulaşılmış ancak henüz kişi kurtarılamıyorsa öncelikle oksijenasyon ve sıvı dengesine müdahale önceliklidir. Uzun süre susuz kalma tek başına önemli bir ölüm nedeni olduğundan kişiye su verilmeli, yapılabiliyorsa damar yolundan serum uygulanmalıdır. Bu tür durumlarda potasyum içeren sıvı verilmesinden kaçınılmalıdır.
Nefes alışverişi nasıl düzene sokulur?
Gereğinden fazla veya az soluk almak her durumda zararlıdır. Vücutta oluşan hasar her durumda kendi uyaranlarıyla kişinin nefesini ayarlamasını sağlayacaktır. Örneğin oksijen azaldığında nefesimiz sıklaşır, istirahatte ve yeterli oksijen varlığında nefesimiz normale döner.
Kötü koşullar altında kan kaybı varsa kişi ne yapabilir?
Dışa kanama odağı görülebiliyorsa tek ve en önemli önlem kanama noktasına doğrudan bası uygulamaktır. Koşullar elveriyorsa temiz bir bez kullanıp elimize eldiven giydikten sonra yaranın durumuna göre yumruk veya parmakla bası uygulanır. Yaraya tek bir nokta şeklinde bası uygulanamıyorsa turnike yardımıyla da kanama durdurulabilir. Turnike için hastanelerde kullanılan lastik bulunamıyorsa uzun bir bez parçası aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi üst kol veya üst bacak bölgesine uygulanabilir.
Yine koltuk altı, kasık gibi büyük atardamarların geçtiği bölgelerde damar atımı hissedilip onun üzerine bası yapılarak da kanama durdurulabilir.
Ağrı veya acıyı en minimuma indirgemenin hızlı yöntemleri nelerdir?
Ağrıya yol açan yaralanmalardan biri kırıklardır. Kırık parçalarının oynaması ve birbirine değmesi ile ortaya çıkan sinir uyarımı şiddetli ağrıya yol çar.
Bu kırık uçlarının sabitlenip yer değiştirmemesi için atelleme yapılmalıdır. Çok basit şekilde mukavva veya küçük tahta parçaları ile şekilde görüldüğü gibi atelleme yapılabilir. Bu kişiyi belirgin olarak rahatlatacaktır. Bunun dışında kişi enkaz altındayken ersinir uyarımı şiddetli ağrıya yol çar. Bu kırık uçlarının sabitlenip yer değiştirmemesi için atelleme yapılmalıdır.
Çok basit şekilde mukavva veya küçük tahta parçaları ile şekilde görüldüğü gibi atelleme yapılabilir. Bu kişiyi belirgin olarak rahatlatacaktır.
Bunun dışında kişi enkaz altındayken erişimi varsa doku ezilmelerinden kaynaklanan ağrılar için nonsteroid antiinflamatuar ajanlar kullanabilir. Kurtarma ekipleri kişiye ulaştığında sağlam uzuvlarından, kol veya bacağından damar yolu açarak ağrı kesici uygulama yapabilir.
Depremde kişi kendi yapacağı müdahale sırasında: Yaş, sağlık durumu gibi neleri hızla dikkate almalıdır?
Engelli bireyler burada özel bir grubu oluşturmaktadır. Kurtarma ekipleri açısından da öncelikle yardım edilmesi uygun olacaktır, çünkü bu bireyler kısıtlı algı ve hareketlilikleri nedeniyle daha kırılgan bir konumdadır. Çocuklar da benzer şekilde, yaşam beklentileri uzun ve yaralanmalarının iyileşme potansiyeli daha yüksek olduğundan öncelikle müdahale edilecek gruptur.
Bunun yanında önceden kronik hastalıkları olanlar, diyalize girenler, belli aralıklarla insülin gibi ilaçlar kullanmak durumunda olan diyabet hastalarına özel dikkat harcanmalıdır. Antiepileptik kullanımı da benzer kapsamdadır. Kişinin erişimi varsa bu ajanları ihmal etmemeye çalışmalıdır, kurtarma ekipleri de bu bilgiye sahip olduklarında konuya uygun davranmalıdır.
Kazazede kendi nabız ölçümünü nasıl yapabilir? Normal değerler nelerdir?
Sağlıklı yetişkin kişide dakikada 60 ila 100 arası evrensel normal kabul edilmekle birlikte birçok dışsal ve içsel faktör bu sayıyı etkilemektedir.
Kişinin nabzını ölçmesi için kolayca ve sık kullanılan yöntem bir elinizin 2 ve 3. Parmaklarını kullanarak, diğer el bileğinin başparmak tarafındaki kemiğinin (Radius) üzerinde radial nabız alınabilir.
Bu nabzın alınması sistolik kan basıncının 80 mmHg ve üzerinde olduğunu gösterir. Nabzın sayısı dışında ritmik olduğu da not edilmelidir. Küçük çocuklarda daha yüksek değerler de normalde alınabilmektedir. 60 ve altındaki nabız sayısı çocukta yaşamsal tehlikeli bir durumdur ve resusitasyon uygulanmalıdır. El bileği dışında koltuk altı, kasık ve boyun damarlarından da nabız alınabilmektedir.
Enkaz altındaki kişi psikolojik olarak hızla kendini nasıl rahatlatabilir?
Eğitimsiz ve deneyimsiz kişiler için oldukça zor olsa da, kendi kendine teskin yöntemleri ile rahatlamak olasıdır. Kötü şeyler düşünmeyip olumlu düşüncelerle meşgul olmak en basit ve etkili yol olacaktır. Kişinin sevdiklerini ve gelecekteki mutlu günleri hayal etmesi olumlu etki yapacaktır. Bu konu daha profesyonel ele alındığında yoga, meditasyon yöntemleri, Benson Relaxation Method gibi farklı tekniklerle daha öngörülebilir şekilde rahatlama sağlanabilmektedir.
Depremin bizzat kendisi hakkında neler söylemek istersiniz?
Ülkemiz yüzölçümünün %90’dan fazlası, nüfusumuzun ise %95’i deprem tehlikesi altında yaşamaktadır. Ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98’i deprem bölgesindedir. Ülkemizde depremlerden her yıl ortalama 1000 kişi ölmekte ve 7000 bina yıkılmaktadır.
Depremde yapılardaki hasar beş gruba ayrılmıştır:
Hafif Hasar: İnce sıva çatlaklarının meydana gelmesi ve küçük sıva parçalarının dökülmesi.
Orta Hasar: Duvarlarda küçük çatlakların meydana gelmesi, oldukça büyük sıva parçalarının dökülmesi, kiremitlerin kayması, bacalarda çatlakların oluşması ve bazı baca parçalarının aşağıya düşmesi.
Ağır Hasar: Duvarlarda büyük çatlakların meydana gelmesi ve bacaların yıkılması.
Yıkıntı: Duvarların yarılması, binaların bazı kısımlarının yıkılması ve derzlerle ayrılmış kısımlarının bağlantısını kaybetmesi.
Fazla Yıkıntı: Yapıların tüm olarak yıkılmasıyla tanımlanır.
Ülkemiz dünyanın en aktif deprem bölgelerinden birinde bulunmaktadır. Sadece en çok konuştuğumuz Kuzey Anadolu fayı değil, Ege bölgesi ve Doğu Anadolu’da faklı aktif faylar da bulunmaktadır. Geçmişte bu bölgede birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de şiddetli depremler olması beklenmektedir.
Türkiye’de yıllara göre deprem sayıları:
Biyografi: Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu
1969 yılında Aydın’da doğdu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1993 yılında mezun olup 1994’te Dokuz Eylül Üniv. Tıp Fak. (DEUTF) Acil Tıp AD Araştırma Görevliliğine başladı.
1998’de ‘Acil Serviste Kardiyopulmoner Resusitasyon Uygulanan Hastalarda End-Tidal CO2 Monitörizasyonunun Rolü’ konulu uzmanlık tezi ile Acil Tıp Uzmanı oldu. Ekim 2004’te DEÜTF Acil Tıp AD’da Doçent unvanı aldım. 2005 Nisan-2007 Eylül arasında aynı anabilim dalında başkanlık görevinde bulundu. 2007’den itibaren Sağlık Bakanlığı’na bağlı İstanbul Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Acil Tıp Kliniği eğitim direktörü olarak görev aldı. Ocak 2009’dan sonra Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve Bakırköy Acıbadem Hastanesi Acil Servis Sorumlusu olarak çalıştı. 2010 yılında Acıbadem Üniversitesi bünyesinde Profesör unvanı aldı.
Eylül 2007-2009 arasında Türkiye Acil Tıp Derneği Yönetim Kurulu üyesi olarak görev aldı. İstanbul Tabip Odası, Türkiye Acil Tıp Derneği, Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği, Acil Tıp Uzmanları Derneği, Tıp Eğitimini Geliştirme Derneği, American College of Emergency Physicians (ACEP), European Society of Emergency Medicine üyesi. 2014 yılında kurucusu olduğum Toplumsal Afet Derneği’nin Başkanlığını yürütüyor. TATD bünyesinde Sepsis çalışma grubunun başkanı, Travma ve Resüsitasyon çalışma gruplarında aktif üyesi. 2017 yılında “Fellow of Emergency Medicine Association of Turkey” (FEMAT) üyeliği ödülü aldı.
2012 ve 2016 yılında Amerikan Kalp Derneği (AHA) bünyesinde Temel ve İleri Kardiyak Yaşam Desteği (BLS ve ACLS) Eğitici Eğitimi Sertifikası aldı.
Bu süreç içinde DEUTF Acil Tıp akademik yapısı içinde yürütülen ve tamamlanan 22, diğer bir üniversitede 1 uzmanlık tez çalışmasında tez danışmanı olarak görev yaptım. Acil tıp ile ilgili uluslararası hakemli dergilerde 111, ulusal hakemli dergilerde 65 bilimsel yazı ve makale, editörlük yaptığı 2 çeviri, 3 özgün kitap ve 33 kitap bölümü yayınlandı. Halen ‘Trauma Surgery’ başlıklı orijinal İngilizce kitap editörlüğü projesi devam ediyor.
Üniversiteler ve uzmanlık dernekleri bünyesinde düzenlenen çeşitli sempozyum ve konferanslarda görev aldı. 2007’de İzmir’de düzenlenen III. Ulusal Acil Tıp Kongresi’nde Kongre başkanlığı yaptı. Ulusal ve uluslararası bilimsel kongrelerde sözlü veya poster olarak sunulan 116 bildiride katkısı oldu.
DEÜ Tıp Fakültesi’nde Dönem 5 ve Dönem 6 Kurulu Üyesi, Donem 5’te Acil Tıp Bloğu Başkan Yardımcısı, Uzmanlık Eğitimi Uygulama Komisyonunda Acil Tıp AD Sorumlusu görevlerini yürüttü. 2009-2015 arasında Acıbadem Üniv. SHMYO Paramedik (İlk ve Acil Yardım) Programının Başkanlığı görevini yürüttü. 2015 yılından beri İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği’nde çalışıyor. 2017 yılında Adalet Bakanlığı bünyesinde Adli Bilirkişilik unvanı aldı.