Kalp check-up’ı yaptırmak neden önemli? Uzmanlar, ekokardiografi ve kalp ultrasonu yaptırmanın yaşam kalitesini ve ömrü uzattığına dikkat çekiyor!
Ülkemizde de kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümlerin 200 bin civarında olduğu ve bu rakamın 2020’de ikiye katlanacağı tahmin ediliyor.
Dünya Kalp Federasyonu, tütün kullanımı, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam gibi önlenebilir faktörlerin kontrol altına alınması ile kalp hastalığına bağlı erken ölümlerin en az %80’inin önlenebileceğini belirtiyor.
Kalp hastalığı riski bulunanlar, ailesinde kalp rahatsızlığı olanlar ne zaman check-up yaptırmaya başlamalı?
Özellikle ailesinde erken yaşta (50 yaşın altında ) kalp hastalığından ölümler olan ya da sebebi açıklanmamış ani kayıplar bulunan kişiler, yaşları ne olursa olsun yaşamları boyunca en az bir kez kalple ilişkili bir check-up çalışması yaptırmalıdır. Bu sayede ani ölüme yol açabilecek kalp yapısında, doğumsal kaynaklı bir rahatsızlık olup olmadığı anlaşılabilir, kalp damarlarında erken yaşta oluşabilecek bir tıkanmaya neden var mı?
Ailesel kolesterol yüksekliği ya da damar içinde pıhtı oluşmasına yatkınlık gibi bir durum mevcut mu? gibi önemli soruların yanıtı da alınabilir. Tetkikler sonucu normal sınırdaysa, 40 yaşına kadar benzer check-up tetkiklerinin 5 yılda bir yapılması, 40 yaşından sonra ise, kalp damar hastalığı açısından risk faktörü taşıyan, ailesinde birinci derece akrabalarında kalp hastalığı olan, sigara içen, tansiyon ve kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı olan kişilerde de kalp check-up’ı yılda bir defa yaptırmaları önerilmektedir.
Bunun yanında; toplu ulaşım araçları kullananlar, pilotlar, cerrahlar, yöneticiler de yıllık check-up programlarına dahil olmalıdır. Aktif spora başlayan ya da spor yapan kişiler ile profesyonel sporcular da belirli aralıklarla kalp checkup’ı yaptırmalıdır.
Kalp check-up’larında ne tür incelemeler yapılmaktadır?
Check-up paketleri kişinin özelliklerine ve yaşına göre değişmektedir. Kalp ve damar hastalığı gelişimine, damar içinde pıhtı oluşumu ihtimaline yönelik tarayıcı kan çalışmaları, checkup tetkiklerinin olmazsa olmaz bir parçasıdır. Kalp ultrasonografisi yani ekokardiyografi ile kalbin yapısı, kalp boşluklarında büyüme olup olmadığı, kalbin performansının ne düzeyde olduğu; kalp kapakları, duvar kalınlığı, kalp zarı ile kalpten çıkan büyük damarlarlar incelenmektedir.
Bazen ekokardiografi ile beraber yapılan efor testleri ile de kişinin anjiyografiye, yani bir kalp bypass ameliyatı ya da balonla damar açılmasına ihtiyacının olup olmadığı tespit edilebilir.
Bunların dışında değerlendirmeyi yapan uzman hekimler, ilk tetkiklerin sonuçlarına göre üç boyutlu ekokardiografiyi, çok kesitli tomografi ile kalp damarlarında kireç skorunun araştırabilir. Yine hekimin değerlendirmesine göre ritm bozukluğu olma ihtimali mevcut kişilerde mikrovolt T dalga alternansı özellikle ani ölüm riskini ortaya koymaktadır.
3 Boyutlu Ekokardiyografinin eski yöntemden farkı nedir?
Üç boyutlu ekokardiyografi ile kalp bir cerrahın göğsü açıp baktığı şekilde görülmektedir. 3 boyutlu ekokardiyografi ile kalbin gerçek zamanlı, üç boyutlu görüntüsü alınabilmektedir. Bu görüntü ile kalp sonsuz açıdan çevrilip, ince kesitler halinde de incelenebilmektedir.
Böylece insan sağlığını en çok tehdit eden kalp-damar hastalıklarının tanı ve değerlendirmesi, daha detaylı ve doğru bir şekilde yapılabilmektedir.
Stres ekokardiografiyle ise; koroner kalp hastalığının varlığı, kalp krizi geçirme riski, koroner anjiografiye gerek duyulup duyulmadığı, var olan koroner arter hastalığı için ilaç tedavisinin yeterli olup olmadığı, balonla damar açma (stent) ya da by-pass ameliyatına ihtiyaç olup olmadığı belirlenebilir. Kalp krizi geçiren kişilerde ekokardiografi ile kalp krizinin şiddeti, yarattığı hasar, kalp yetmezliğine neden olup olmadığı sorularını yanıtlamak mümkündür. Koroner kalp hastalıklarına bağlı gelişen kalp yetmezliklerinde pil tedavisinin gerekliliği de yine ekokardiografi ile ortaya Konulabilmektedir.
Kalp check-up’ı hangi durumlarda hayat kurtarmaktadır?
Toplum sağlığını en fazla tehdit eden sorunlardan biri olan kalp damar hastalıklarında kişiler her zaman yakınma duymamaktadır. Bazen de hissedilen şikayetler ne kişi ne de doktorları tarafından kalp hastalığı bulgusu olarak yorumlanmayabilmektedir. Bu gibi durumlarda checkup yaptıran hastalarda kalp hastalıkları riski önceden saptanabildiği için hastanın hayatı erken teşhis sayesinde kurtarılabiliyor.
Kalpteki yapısal değişiklikler, özellikle genç yaşlarda yaşanan ani ölümlerin en sık rastlanan nedenini oluşturmaktadır. Kalbin sağ tarafını etkileyen ve ritim bozukluğu yaparak öldüren, sol tarafta doğumsal olarak ortaya çıkan kalınlaşma gibi rahatsızlıklar özellikle fiziksel aktivite gösteren ya da sporla uğraşan kişilerde hayatın sonlanmasına neden olabilmektedir.
30-45 dakika süren, hiçbir ıstırap ya da risk içermeyen bir ekokardiografi ve kalp ultrasonu çalışması, böyle bir hastalığı ortaya çıkarabilmektedir. Kişinin kalp damar hastalığı gelişim risklerini ortaya çıkaran kardiyolog değerlendirmesi ve kan tetkikleri, zamanında önlemlerin alınmasını sağladığı için insanların hayatını uzatabilmekte, kişileri riskten koruyabilmektedir.
Uzmanlardan kalp sağlığınız için 5 yaşam önerisi:
Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Kabukçu, kalp hastalıklarından korunma yolları hakkında bilgi verdi.
1- Sigara en önemli neden
Tütün kullanan her iki kişiden biri bu nedenle yaşamını kaybetmektedir. Dünya genelinde önlenebilir ölüm nedenlerinin yaklaşık yarısından tütün kullanımı sorumludur. Özellikle sigara içen çocukların ve gençlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Sadece kullanmakla değil pasif maruziyetle bile bebeklerde ani ölümler ortaya çıkabilir.
Yapılan bir çalışma, sigara içen bir kişiyle bir arada yaşamanın, kalp hastalığı riskini %34 artırdığını ortaya koymuştur. Genç nesillere tütün kullanmanın tehlikelerini anlatmak ve sigaraya başlamalarını engellemek bir sosyal sorumluluk görevidir. Tütün kullanımını bırakmak kalp hastalıklarına yakalanma riskini büyük oranda düşürmektedir.
2- Kalp dostu besinler ömrü uzatıyor
Sağlıksız beslenme alışkanlıklarının, dünyada en sık görülen 10 ölüm nedeninden 4’ü ile direkt bağlantılı olduğu gösterilmektedir. Şeker, tuz, doymuş yağ ya da trans yağ içeriği yüksek olan işlenmiş gıdaların tüketimi günümüzde giderek artmaktadır.
Bu besinlerden uzak, meyve ve sebze açısından zengin bir beslenme alışkanlığı, kalp hastalığı ve inmeden korunmak için faydalıdır. Yapılan çalışmalarda yağ içeriği düşük, meyve ve sebzeden zengin beslenme şeklinin hipertansiyonu olan ve olmayan bireylerde kan basıncı yüksekliğinin azaltılabileceği gösterilmiştir.
3- Günde 1 tatlı kaşığı tuz yeterli
Kalp dostu beslenmede meyve, sebze, balık, kümes hayvanları, tahıl ve kuruyemişlere yer verilmelidir. Ayrıca magnezyum, kalsiyum, potasyumdan zengin, lif içeriği fazla, protein ağırlıklı besinler tüketilmeli, kırmızı et, tatlı ve şeker içeren içeceklerden uzak durulmalıdır. Ayrıca tuz tüketimi günde 5 gramdan (1 tatlı kaşığı) fazla olmamalı ve alkol kullanımı mümkün olduğunca sınırlandırılmalıdır.
4- Çocuklarda obezite kalp hastalığı riskini artırıyor
Dünyada ölümler, her yıl ortalama %6’ı nedenle hareketsiz yaşamdan kaynaklanmaktadır. Hareketsizlik beraberinde aşırı kilo ve obezite sorunlarına yol açmaktadır. Çocukluk çağında görülen obezite, diyabet ve fiziksel aktivite eksikliği, erişkin dönemde kalp hastalığı gelişme riskini büyük oranda artırmaktadır.
Çocukluk çağında ve erişkinlerde televizyon izleme süresi ve araba kullanım sıklığı gibi bu iki sedanter yaşam tarzının süresindeki artışın, kalp damar sistemi ile ilişkili yaşam kayıplarının sıklığı ile paralellik göstermektedir. Fiziksel aktiviteyi artırmak için çocuklara gerçekçi hedefler konulmalıdır.
Bahçede, evde ya da sosyal yaşamdaki tüm aktivitelere çocuklar da dahil edilmeli ve spor dışında da hareketli yaşam sürmeleri sağlanmalıdır. Haftada 5 kez 30 dakika süreyle yapılan orta zorlukta aktiviteler, kalp hastalığı ve inme riskini azaltır, kan kolesterol düzeyini düzenler.
5- Sağlık kontrollerini düzenli olarak yaptırmak hayat kurtarır
Düzenli check up yaptırmak kalp hastalıklarının önlenmesi ya da hastalığın erken teşhisi için önem taşımaktadır. Kan basıncı, kolesterol değerleri, kan şekeri düzeyleri, kilo ve vücut kitle indeksi ölçümü düzenli olarak yapılmalıdır.
Hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, aşırı kilo ve obezite, tütün kullanımı veya diyabet gibi risk faktörlerinin tetiklediği, kalp hastalıkları ve inme önlenebilir hastalıklardır. Toplam kardiyovasküler hastalık riskinin uzman bir doktor tarafından hesaplanmasının ardından sağlıklı yaşam planı için bir yol haritası çizilebilmektedir.