Sağlık taraması (check up) hangi durumda ne zaman yapılmalı?

Sağlıklı bir yaşam sürmede erken teşhisin önemine değinen uzmanlar, kişinin ailesinde kalıtsal bir hastalık mevcut ise bulunduğu yaşın 10 yaş öncesinden kişiye sağlık taraması yapılmasını öneriyor. 50 yaşında kansere yakalanan bir kişinin çocukları, 40 yaşından itibaren mutlaka check-up yaptırmalı.

Kalıtsal hastalıklarda 10 yaş öncesinden tarama yapılmalı check up
Hangi kalıtsal hastalık için ne zaman sağlık taraması (check up) yapılmalı?

Örneğin 50 yaşında kansere yakalanan bir kişinin çocukları, 40 yaşından itibaren check-up yaptırmalı. Uzmanlar meme kanseri, prostat kanseri ve kolon kanserinde erken teşhisin önemine işaret ediyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, erken teşhisin önemine işaret ediyor.


Sağlık taraması ve tetkikler kişiye özel olmalı

Sağlık kurumlarının çeşitli check-up paketleri altında yaptığı sağlık taraması ve tetkiklerin erken teşhis olduğunu ifade eden Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, “Bu check up ve tetkiklerin kişiye özel olması gerekmektedir. Hasta ile öncelikli olarak görüşülüp şikayetlerini, alışkanlıklarını, yeme beslenme düzenini, mesleğini, aileden kaynaklanan genetik hastalıkların bilinmesi önceden konuşulması gerekmektedir. Gerekli bilgiler edinildikten sonra sistemik olarak muayene yapılarak yaş grubu ve risk faktörlerine göre sağlık taraması testlerinin belirlenmesi lazım” dedi.

Çok basit testlerle önlem almak mümkün

Bu sağlık taraması testlerinin cinsiyet ve yaş grubuna göre farklılık gösterdiğini ifade eden Yıldırım, “Örneğin erkeklerde sık görülen prostat kanseri, basit bir check up ile ortaya çıkabiliyor ve tedavisi çok basit ve kısa sürmektedir. Kadınlarda görülen meme kanseri ve rahim ağzı kanseri dünyada oldukça yaygın görülmektedir.

Çok basit testlerle kişinin bu hastalığa sahip olup olmadığı tespit edilebilir ve öncesinde önlem alınabilir. Yine çok sık karşılaşılan ve ölüm oranın yüksek olduğu kolon kanserinin çok basit tetkikler ile ortaya çıkması ve önlem alınması mümkündür” dedi.

Ailede kalıtsal hastalık varsa mutlaka sağlık taraması yapılmalı

Kişinin ailesinde kalıtsal bir hastalık mevcut ise bulunduğu yaştan 10 yaş öncesinden kişiye sağlık taraması yapılması gerektiğini ifade eden Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, “Örneğin 50 yaşında kansere yakalanan bir kişinin çocukları, 40 yaşından itibaren check-up yaptırmalı. Meme kanseri için 40 yaş üstünde mamografi, 20’li yaşlarda el muayenesi ve 30 yaşından itibaren meme ultrasonları ile tetkikler gerçekleştiriyoruz.

Kolon kanseri belirli bir yaştan sonra çok sık görüldüğü için dünya genelinde özel bir yaş aralığı belirlendi. 50 yaşının üstünde dışkıda kan testi, 10 yılda bir kolonoskopi yöntemi ile çıkan sonuçlara göre takiplerini, periyotlarını belirlemek durumundayız” dedi.


Takip ve tedavilerle hastalarına kişisel check-up yaptıklarını belirten Dr. Yıldırım, erken teşhis uygulamalarında akciğer filmi, kalp grafisi, kanda bakılan biyokimyasal parametreler, idrar tetkiği, ultrason ya da daha ileri teknolojik ürünleri hastalara sunduklarını ifade etti.

Yapılan bu check-up’ların paket olarak adlandırıldığını ifade eden Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, “Örneğin 30 paket yıl diye hitap ediyoruz yani 30 yıl boyunca günde 1 paket sigara gibi de ifade edilebilir ama 15 yıl boyunca günde 2 paket sigara da 15 çarpı 2’den yine 30 pakete tekabül ediyor. Ailede akciğer kanseri, 30 yıldan fazla sigara kullanma gibi durumlarda ve sigara bırakalı 15 yıldan fazla süre geçmemişse 55 yaş üstü hastalarda düşük doz ilaçlı akciğer tomografisi çekiyoruz.” dedi.

Check-up’ın amacı hastalık bulmak değildir

Kişilerin check-up tanımlamasını yapabildiğini ancak önlem alma konusunda farkındalıklarının olmadığını kaydeden Yıldırım, “Kişiler kilosu ile ilgili, beslenme alışkanlığı ile ilgili sorunlar yaşıyor ama bir şey olmaz diyerek sağlık taraması yaptırmaya ihtiyaç duymuyor. Check-up’ın amacı kişide bir hastalık bulmak değil, o bölgelerin, o dokuların sağlıklı olduğunu kendilerine ifade etmektir. Hekimin karşısında kaygılanmalarına neden olacak bir durum yok” dedi.

Bu makinaya nasıl daha iyi bakarım?

Günümüzde kronik hastalık koyma tanılarının yaş itibarıyla giderek düştüğünü ifade eden Yıldırım, erken teşhisin önemli olduğunu belirterek şu tavsiyelerde bulundu:

“20’li yaşlarda hiper tansiyon tanısı koymaya başlıyoruz. Bunun nedeni endüstriyel beslenme ve hareketsiz kalma gibi etkenler olmaktadır. Vücudumuzu bir makine olarak düşünmemiz gerekiyor. İstediklerimiz dışında, ağız tadımıza göre beslenme seçimi yapmak yerine bu makineye nasıl daha iyi bakabilirim diye düşünmemiz gerekiyor. İnsanlar aracına bile bakım yaptırıyor ama öncelikle kendi bedenimiz için bakım yapmamız gerektiğini bilmeliyiz. Tabii bunun için doğru elleri tercih etmemiz gerekiyor, doğru yaklaşımlar tercih edilmeli, hekim ile bilfiil konuşulmalı.”

Tüm branşlar değerlendirme yapmalı


Erken teşhiste tüm branşların değerlendirme yapmasının önemine işaret eden Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, “Kadın doğum, üroloji, kulak burun boğaz gibi uygun yönlendirmelerin de yapılması gerekiyor. Hastaların sadece fiziki tedavisi değil ihtiyaç durumunda düşünsel, mental durumları ruhsal durumlarına yönelik psikolog ve psikiyatriye de yönlendirilmesi gerekiyor” uyarısında bulundu.

Check up: 40 yaşından sonra yapılması gereken testler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.