Tüketim çılgınlığı depresyona, depresyon da intihara sürüklüyor!

Tüketim çılgınlığı nedeniyle insan ruhu ihmal ediliyor. Bu ihmalkârlık da depresyon ve madde kullanımı sonucu kişileri intihara sürüklüyor. Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, bu süreçte sadece yetkinliği olan psikiyatrist ve psikologlardan yardım alınması gerektiği uyarısında bulundu.

Tüketim çılgınlığı depresyona, depresyon da intihara sürüklüyor!
Tüketim çılgınlığı depresyona, depresyon da intihara sürüklüyor!

10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında Dünya Sağlık Örgütü’nün her yıl bir tema belirlediğini anlatan Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, 2019 yılının temasının ‘İntihar’ olarak belirlendiğini açıkladı. İntiharın sebepleri hakkında bilgi veren Beyazyürek, herhangi bir ruhsal sorunu olan veya yardıma ihtiyaç duyan kişilerin psikiyatrist ya da psikologlardan yardım alması gerektiğini söyledi.

Ruhsal rahatsızlıklar içinde intihara en çok neden olan durumların depresyon ve madde kullanımı olduğunu belirten Beyazyürek, bunların altında yatan dinamiklerin araştırılması gerektiğini söyledi. Globalleşen dünyada Türkiye’deki sorunları diğer ülkelerdeki sorunlardan soyutlamanın mümkün olmadığı ifade eden Beyazyürek şöyle konuştu:


Bizde deprem oluyorsa bütün dünyada oluyor. Ya da ekonomik bir kriz yaşanıyorsa yine bu bütün dünyanın sorunu. Asıl sorun olarak son 50 yılda maddeleşen bir dünyadan bahsedebiliriz. Sürekli tüketen bir toplum olduk. İnsanın ruhsal yapısı ihmal edilerek, insana satılabilecek her şey satılarak insan bu şekilde mutlu edilmeye yöneltiliyor. ‘Buzdolabının çift kapılısı’, ‘Arabanın farklı modeli’ derken sanki maddedeki değişiklikler insanı mutlu edecekmiş mesajı veriliyor. Dağda akan su, pet şişelere doldurularak satılıyor. 30 – 40 sene önce buna gülüp geçerdim ama artık öyle değil.

Öğrenilmiş çaresizlik içerisindeyiz!

Manevi değerlerin bile dejenere edildiğini anlatan Beyazyürek, sözlerini şöyle sürdürdü:


İnsan kendini temsil eden maddeden çok daha başka bir şey. Bir ruhsal yapımız var ve bunun tatmin olması lazım. Dolayısıyla bu tüketim çılgınlığında insan bocalamaya başladı. Deprem ve ekonomik krizler ile işin içinden çıkılamaz oldu.

Ve maalesef yöneticiler insanlara çaresizliği öğrettiler. Biz öğrenilmiş çaresizlik içindeyiz şu anda. ‘Nasıl davranayım da ben kendimi daha mutlu hissedeyim?’in içinden çıkamaz olduk. Bankalara borçlandık. Basit geçimsizlikler, kadına, hayvana ve çocuğa şiddet, taciz arttı. Bütün bunların altında bir doyumsuzluk, ruhsal dünyamızın bir türlü toparlanamaması yatıyor. Bunların sonunda da intiharlar görülüyor.

Sorumluluğu olmalı


“Ruhsal bir sorunu olan kişiler psikiyatrist ve psikolog gibi sorumluluğu olan insanlara müracaat etmeli” diyen Beyazyürek, “Ben ev yaptıracaksam mimara giderim, bakkala değil. Eğer kişinin yaptığı işten bir sorumluluğu, yetkinliği ve belgesi yoksa ona müracaat etmeyin ve güvenmeyin. Bana gelen birinin beni şikayet edebileceği birçok yer var. Ancak kendine ‘Yaşam koçu’ diyen herhangi birine gittiği zaman bunun hiçbir sorumluluğu yok” uyarısında ve önerisinde bulundu.

Türkiye intihar verileri: Son 17 yılda 50 bin 378 kişi hayatına son verdi!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.