Ayşe Tuba Arslan cinayeti: 23 kez suç duyurusu yaptı; eski eşi tarafından öldürüldü

Eskişehir’de eski eşi tarafından öldürülen Ayşe Tuba Arslan’ın ayrıldığı eşinden gördüğü şiddet ve uğradığı tecavüz ile ilgili verdiği 23 suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlandığı ortaya çıktı.

Ayşe Tuba Arslan cinayeti: 23 kez suç duyurusu yaptı; eski eşi tarafından öldürüldü
Ayşe Tuba Arslan cinayeti: 23 kez suç duyurusu yaptı; eski eşi tarafından öldürüldü

Ayşe Tuba Arslan, öldürülmeden önce yaptığı suç duyurusunda “Ölünce mi yardım edeceksiniz?” demişti.

Eskişehir’de sokak ortasında eski eşi tarafından öldürülen Ayşe Tuba Arslan‘ın ölümünün arkasındaki ihmaller bir bir açığa çıktı. Ayşe Tuba Arslan’ın eşinden gördüğü şiddete karşı 23 kez suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. 10 suç duyurusundan 5’i “delil yetersizliği gerekçesiyle” takipsizlikle sonuçlandı.


Saldırgan, yasanın gerektirdiği zorlayıcı hapis cezasına 1 gün bile çarptırılmadı. Arslan’ın Eskişehir Aile Mahkemesine yaptığı son başvuruda ise dilekçesinde “Bu şahıstan ölüm tehdidi alıyorum. Benim ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz” dediği ortaya çıktı.

Göz göre göre öldürüldü

Ayşe Tuba Arslan 11 Ekim’de Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinde uzaklaştırma kararı bulunan eski kocasının satırlı saldırısına uğradı. Ağır yaralanan Arslan, tedavi gördüğü hastanede 44 gün sonra hayatını kaybetti. 6 ay önce boşanan 2 çocuk annesi 45 yaşındaki Arslan’ın eski kocası tarafından nasıl göz göre göre öldürüldüğünü ortaya çıkan dilekçeler ortaya çıktı.

Arslan, eşinden gördüğü şiddet nedeniyle tedbir kararı için ilk kez 14 Eylül 2018’de başvuruda bulundu. Aynı gün alınan tedbir kararı birkaç kez uzatıldı. Bu arada boşanma gerçekleşti ancak boşanmaya ve hakkında uzaklaştırma kararı olmasına rağmen saldırgan Yalçın Özalpay’ın tehdit ve hakaretleri sürdü.

1 yılda 23 kez suç duyurusu yaptı, gitmedikleri karakol kalmadı

Arslan, ilk tedbir istediği tarihten saldırıya uğradığı tarihe kadar geçen bir yıl içinde tedbir kararlarına uymayan saldırgan hakkında 23 kez suç duyurusunda bulundu. “Korkuyorum, beni öldürecek” diyen Arslan’ın babası ve ağabeyi de aynı şikayette bulundu. Gitmedikleri karakol kalmadı. Ama bir sonuç çıkmadı. Sadece bu yıl yaptığı 10 suç duyurusunun 5’i takipsizlikle sonuçlandı. Gerekçe ise “delil ve tanık yokluğu.”

Arslan’ın başvurularından 5’i hakkında ise dava açıldı ancak hiçbir caydırıcı karar çıkmadı. 6284 sayılı Şiddete Karşı Koruma Yasası’nda tedbir kararına uymayanlara üç günden on güne kadar zorlama hapis cezası öngörülmesine rağmen toplam 23 kez bu tedbir kararlarını ihlal ederek tehdit, hakaret ve saldırıda bulunan katil, bir gün bile hapis cezasına çarptırılmadı.

“Ölünce mi yardım edeceksiniz?” demişti

ayşe tuba arslan Ölünce mi yardım edeceksiniz?" demişti

Arslan saldırıdan kısa bir süre önce Eskişehir Aile Mahkemesine el yazısıyla bir dilekçe gönderdi. Ölümünden sonra çantasında bulunan son suç duyurusundaki dilekçede şu ifadeler yer alıyordu:

“Defalarca şikayet etmeme rağmen hiçbir sonuç alamadım, uzaklaştırmam olduğu halde. Benim bu, Yalçın Özalpay isimli şahısla ilgili başvurmadığım hukuki işlem kalmadı. Bu şahıstan ölüm tehdidi alıyorum. Benim ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz. Ben çok mağdurum.”


Ayşe Tuba Arslan: Şiddet ve tecavüze dayanacak gücüm kalmadı

Arslan’ın daha önce yine savcılığa başvurduğu dilekçesinde şu ifadelere yer vermişti:

“Tedbir kararı olmasına rağmen Yalçın Özalpay fiziksel şiddet göstermeye devam ediyor. Hayatımdan endişe ediyorum, Her gün işe giderken beni takip ediyor, yalnız sokağa çıkamıyorum. Uzaklaştırma kararı olduğu halde zorla evime girdi, ben evi terketmek zorunda kaldım. Çünkü fiziki şiddet uyguluyor ve tecavüz ediyordu, dayanamadım artık. Benim can güvenliğim yok, dayanacak gücüm kalmadı…”

Ayşe Tuba Arslan dilekçenin sonuna da “Tek başıma ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum” notunu düşmüş ancak bundan da bir sonuç alamamıştı.

Utku Çakırözer: Katil belli ama azmettirici olan sistem

Utku Çakırözer Katil belli ama azmettirici olan sistem

Konuyu Meclis gündemine getiren CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Genel Kurulda Arslan’ın son suç duyurusunu okuyarak kanunun öngördüğü caydırıcı cezaların uygulanmamasının Arslan’ın ölümüne yol açtığını dile getirdi. Çakırözer şöyle konuştu:

“Ayşe Tuba Arslan, ‘Kadına şiddeti önleyeceğiz’ diye nutuk attığımız gün hayata gözlerini yumdu. Arslan’ın görünen katili belli ama onu bir türlü korumayan koruma sistemimiz de bu cinayetin ve daha yüzlerce benzerinin azmettiricisidir. Toprağın altına koyunca mı koruyacağız onları! Polis, savcı, hakim, şiddet önleme merkezi sorumlusu; kim olursa olsun, yetkililer 23 kez dile getirdiği isyana gerçekten kulak verse Ayşe Arslan bugün yaşıyor olacaktı.”

Kadınları korumak için verilen önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi

Çakırözer, kadınları koruma sisteminin eksiklerinin belirlenmesi için verdiği Meclis araştırma önergesine TBMM Genel Kurulundan destek isterken “Kadınların ölmelerini beklemeyeceksek gelin bir komisyon kuralım, bu vahşete dur diyelim. Koruma sisteminin eksiklerini tespit edelim, başka Ayşeleri, Emineleri, Güledaları, Şuleleri ölümden kurtaracak somut, uygulanabilir, acil önlemleri birlikte alalım; kadınları yaşatalım” dedi. CHP’nin önergesi AKP ve MHP oyları ile reddedildi.

tuba arslan cinayeti cenaze

Avukat Karasu: 6284 uygulansaydı Ayşe aramızda olacaktı

Bu süreçte aileye hukuksal destekte bulunan Avukat Heval Yıldız Karasu; “Bu isyan önceden duyulsaydı, kanunun öngördüğü zorlama hapsi uygulansaydı, Yalçın Özalpay bu kadar rahat davranamayabilir ve Ayşe şu an aramızda olabilirdi” dedi.

6284 sayılı Kanun’un kadınları şiddetten korumak için çok hayati bir noktada olduğuna dikkat çeken Karasu şu değerlendirmelerde bulundu:


“Bu olayda açığa çıkan en büyük sorun şu ki; 6284 sayılı Kanun olması gerektiği gibi uygulanmıyor. Polisinden, ŞÖNİM personeline, savcısından hakimine kadar bu mesele ile uğraşan görevliler hâlâ 6284 yokmuş gibi davranıyor ve sorumluluklarını yerine getirmiyor. Bu sıralar bir de 6284’ün kaldırılması için kampanyalar yürütülüyor. Halbuki çok net biçimde burada görüyoruz ki 6284 uygulanmış olsaydı Ayşe şu an aramızda olacaktı. Yürürlükteki kanunun uygulanmaz hale getirilmesi kadınların canına mal oluyorken kaldırılmasını konuşmak bile bu çığlığı artırmak demektir. 6284 işlevsizleştirildiği için Ayşe göz göre göre ölüme gitti, onun çığlığı mektuplara, dilekçelere hapsoldu.”

Amcası tarafından istismara uğrayan 14 yaşındaki E.A’nın davası


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.