İşverenlere göre asgari ücret ne kadar olmalı? TİSK’ten açıklama

İşverenlere göre asgari ücret ne kadar olmalı? Türk-İş’in ‘en az 2.578 TL olmalı’ dediği asgari ücret için TİSK’ten ‘en fazla 2 bin 262 TL olabilir’ yanıtı geldi. İşverenler, asgari ücret için devletten de 200 TL destek istiyor. TİSK yetkilisi, işverene sağlanan devlet desteğinin 100 liradan 200 liraya çıkarılması şartıyla asgari ücrete yüzde 12, yani bu yıl sonu beklenen enflasyon oranı kadar zammın makul olacağını söylüyor. İşverenler asgari ücretin daha yüksek olması durumunda işçi çıkarmak zorunda kalacaklarını; çoğu iş yerinin kapanacağını ve işsizlik rakamlarının katlanarak artacağını ifade ediyor.

İşverenlere göre asgari ücret ne kadar olmalı? TİSK ten açıklama
İşverenlere göre asgari ücret ne kadar olmalı? TİSK’ten açıklama

İşverenlere göre asgari ücret ne kadar olmalı? TİSK’ten açıklama…

Önümüzdeki yıl uygulanacak asgari ücreti belirlemek için taraflar yarın üçüncü kez bir araya gelmeye hazırlanırken, Türk-İş’ten sonra işveren temsilcisi Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu‘ndan da (TİSK) asgari ücret önerisi geldi.


100 Lirası devletten

Buna göre işveren tarafı halen 2 bin 20 TL olan asgari ücretin 2020’de en fazla 2 bin 262 TL olmasını istiyor. Bu da ilave 100 lirası devletten olmak üzere 242 liralık artışa karşılık geliyor. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, bir kişinin yaşam maliyeti olan 2 bin 578 liranın altındaki hiç bir teklifi kabul etmeyeceklerini açıklamıştı.

Asgari ücret zammına yönelik görüşlerini paylaşan TİSK temsilcisi, önümüzdeki yıl asgari ücrete yüksek bir zam olmayacağını, bunun için önlerinde 3 kuvvetli neden bulunduğunu söyledi. TİSK temsilcisi, ‘3 kuvvetli neden’ olarak ise; işsizliğin rekor düzeye ulaşması, yakın zamanda seçim olmaması ve kayıt dışılığın artmasını gösterdi.

TİSK temsilcisi, “2020 için kafanızdan geçen asgari ücret nedir? Örneğin, bu yıl sonu için tahmin edilen yüzde 12’lik Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) artışı kadar bir zamma nasıl bakıyorsunuz?” sorumuza, “Yüzde 12’lik bir zam, ancak devletin asgari ücrete sağladığı 100 liralık desteğin 200 liraya çıkarılması şartıyla makul karşılanabilir.

Yani 2 bin 262 liralık bir asgari ücret 200 liralık destekle uygun olabilir. Devletin asgari ücrete desteği yıllardır hiç değişmedi, hep 100 lirada kaldı. Destek 200 liraya çıkarılmazsa yüzde 12 gibi bir zam işveren için de işsizler için de ülke için de iyi olmaz” dedi.

TİSK temsilcisi, asgari ücrete yüksek zam yapılmasını engelleyecek nedenleri şöyle açıkladı:

İşsizlik rekor düzeyde

Asgari ücret beklentilerimizin üzerinde artarsa rekor düzeydeki işsizlik yeni rekorlar kırabilir. Özellikle Anadolu’daki işverenler bu ücretleri kaldıramaz ve ne yazık ki işsizler ordusuna yeni işsizler eklenir. (En son ağustos itibarıyla dar anlamda 4 milyon 650 bin, geniş anlamda 9 milyon 136 bin işsiz var.)

Asgari ücret desteği nedir?

TİSK’in yüzde 12’lik bir zam için 200 liraya çıkarılmasını şart koştuğu asgari ücret desteği, ilk olarak 2016 yılında yapılan yüzde 30’luk sürpriz zammın işverene yükünü hafifletmek için uygulandı. O dönemde 300 liralık zammın 100 lirasını devlet karşıladı. Sonraki yıllarda bu destek aynen devam etti. Halen 500 ve üzerinde işçi çalıştıran işverenlere işçi başına 100.8 TL, 500’ün altında işçi çalıştıranlara 150 TL asgari ücret desteği veriliyor.

Asgari ücret nasıl belirleniyor?

Asgari ücreti, yasa gereği 5’er işçi, işveren ve devlet temsilcisi olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. Bu komisyonda, işveren tarafını TİSK, işçi tarafını ise en fazla üyeye sahip konfederasyon olduğu için Türk-İş temsil ediyor.

Bakanlığın belirlediği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp, oy çokluğuyla karar veriyor. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın çoğunluğu sağladığı kabul ediliyor.

İşverenlere göre asgari ücret ne kadar olmalı?

“İki eleman daha çıkartırım”

Antalya’da yaklaşık 5 yıldır market işleten ve 5 kişiyi istihdam eden Ramazan Yeşim, asgari ücret ile ilgili durumu, “Aşağıya tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” şeklinde özetledi. “İşveren kendi tarafından baktığı zaman maliyetler yüksek, işçi kendi tarafından baktığı zaman geçim sıkıntısı var.” diyen Yeşim, “Geçen yıl asgari ücret bin 600 liraydı, 2 bin 20 liraya çıkınca ben bir çalışanımı çıkarttım” ifadelerini kullandı.

Asgari ücretin 2 bin 500-2 bin 600 olması durumunda 2 eleman daha çıkartacağını belirten Yeşim, “Benim gibi düşünen işletme de çok olur. İşsizlik sayısı daha da artabilir diye düşünüyorum. Çünkü piyasa hiç iyi değil. İşveren de sıkıntıya girer, işçi de. Şu anda bir işçinin bana maliyeti 4 bin liranın üzerinde. Ülkenin durumu ortada. Bizler işveren olarak şu an para kazanmıyoruz. Devlete çalışıyoruz. Bu yüzden de ne işçinin, ne de işverenin yüzü gülüyor. Ülke olarak mutsuzuz.” açıklamasında bulundu.

“Domino taşı gibi bizi çok ciddi etkileyecek”

Eskişehir’de 30 yıldır restoran işletmeciliği yapan Bahar Bilen aynı zamanda Eskişehir Lokantacılar Oda Başkanı. İşletmesinde 12 sigortalı personel çalıştıran Bilen, asgari ücret zammına ilişkin şöyle konuştu:

“Asgari ücretin işverenlere de yüklü bir maliyeti var. Asgari ücretten vergilerin kaldırılması gerekiyor. Vergiler kaldırıldığı takdirde Türk-İş Başkanı’nın yaptığı açıklama gibi 2 bin 500 ila 3 bin lira arası makul bir rakam. Asgari ücretin yüksek bir rakam açıklanması durumunda işverene etkisi büyük olur. Tsunami olarak adlandırıyorum ben bunu. Çünkü işletmelerde asgari ücretle çalışanların yanı sıra performansa göre veya uzun yıllardır çalışan personel var.


Asgari ücreti 2 bin 500 liraya çıkarttığımızda şu anda o rakama çalışan veya 3 bin liraya çalışan personelin de maaşına zam yapmamız gerekiyor. Bu dolayısıyla domino taşı gibi bizi çok ciddi etkileyecek. Asgari ücretin yükselmesi işsizliğe neden olabilir mi? Onu bilemiyorum. Ama insanların refah seviyesini yükseltmiş olur. Bizler de yükselmesini isteriz.

Çalışanların refah seviyesinin yükselmesine bağlı olarak çalışma performansları da artıyor. İşveren açısından tabi çok zor bir durum. Gönül istiyor asgari ücret 3 bin lira olsun. Ama vergileri mutlaka kaldırmaları lazım. Gemilerin mazotundan vergi almıyorsunuz, pırlantadan vergi almıyorsunuz. Asgari ücretliden vergi alınıyor. Buna bir düzenleme getirilmesi gerekiyor.”

“Maksimum 2 bin 250 lira olmalı”

Konya’da otomotiv yedek parçası üreten bir fabrikanın sahibi olan İbrahim İyicora, asgari ücretle ilgili olarak şöyle konuştu;

“İşletmemde şu an 25’e yakın işçim var. Bir işveren olarak emekçi arkadaşlarımızın en yüksek asgari ücreti almalarını isterim ama biz işverenlerin içerisinde bulunduğu ekonomik daralma da her geçen gün artıyor. Elektrik maliyetlerimiz arttı. Üretimimiz azaldı. Dış pazarda rekabet edebilecek durumda değiliz.

Şu an bir asgari ücretli çalışanımız bütün masraflarıyla birlikte bize 3 bin 500 liraya geliyor. Devletimiz asgari ücretliyi düşünecekse asgari ücretliden aldığı vergiyi kaldırmalı. Aksi bir durumda asgari ücrete yüksek bir artış gelirse mecburen işçi çıkartmak zorunda kalacağız ve bu da istihdamı etkiler. Asgari ücrette vergi kaldırılmayacaksa maksimum 2 bin 250 lira olmalı”

“Devlet işvereni de korumalı”

Bursa’da tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirketin ortağı olan Nihat Taş, 28 yıldır bu işte olduğunu belirterek Bursa’da bulunana iki imalathanede 90 çalışanının bulunduğunu belirtti. Asgari ücretin 2 bin 500 TL sınırında olmasına sıcak baktığını söyleyen Taş, “Çalışanların bugünkü asgari ücretle geçinemediği ortada. Bu da çalışan aileler arasında bazen trajedik olaylara yol açabiliyor.

Bunlar boşanmaları ve cinayetleri de tetikliyor. Hepsi maddi sıkıntının nedeni. Asgari ücretin düşündüğüm rakamın üzerine çıkması halinde biz işverenleri haliyle zorlayacak. Bu da eleman çıkarmak demek. Asgari ücret artacaksa devlet işvereni de korumalı teşvik kapılarını açmalı. Biz de işçi çıkarmamış oluruz” ifadelerini kullandı.

“Asgari ücretli çalışandan vergi alınmamalı”

Kocaeli’de kafe işletmeciliği yapan Orhan Yılmaz, asgari ücretin insanca yaşanabilir bir seviyede olması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:

“Türkiye’nin koşulları ortada. Biz elimizden geldiğince asgari ücretin üzerinde bir ücretle arkadaşlarımızı çalıştırmaya özen gösteriyoruz. Asgari ücret şu anda 2 bin 750 civarında olmalı. 2 bin lira ile bu dönemde insanlar nasıl geçinebilir? Bir ev, çocuklar nasıl doyabilir? Bunu kimse kabul edemez. Bütün insanlar, insanca yaşayacakları, aç kalmayacakları ücretleri hak ediyor. Asgari ücret yükselmeli. Yükselirse bizim mevcut maaşımızla aynı seviyeye gelebilir. Böylelikle sadece benim çalışanlarım değil, bütün çalışanlar hak ettikleri ücretleri elde edebilir. Burada devlet de elini taşın altına koymalı ve asgari ücretli çalışanlardan vergi almamalı.”

“İşçi çıkarabiliriz”

15 yıldır restoran işleten Emre Bayık yanında 32 kişi çalıştırıyor. Asgari ücretin en fazla 2500 TL olması gerektiğini söyleyen Bayık şöyle konuştu:

“SSK, stopaj, vergiler artacak. Asgari ücreti 3 bin TL yapsın ama bizim üzerimizdeki yükü azaltsın. Biz de maliyet düşürmeye çalışacağız. İşçi çıkarabiliriz. İstihdam azalır. Piyasa zaten çok bozuk ve bir kriz yaşanıyor. Kesinlikle işsizliği artıracaktır. Geçen yıl artıştan sonra işsizlik arttı şimdi yüksek bir rakam açıklanırsa işsizlik daha da artacak.”

“Çok iş yeri kapanır ve işsiz sayısı çok daha katlanır”

Köyceğizli 38 yıllık turizmci ve yazar otel sahibi Ömer Oflaz şu anda bile maaş ödemekte zorlandığını belirterek “Devlet ciddi önlemler almazsa daha çok iş yeri kapanır ve işsiz sayısı çok daha katlanır” dedi.

Oflaz asgari ücretin artması durumunda küçük işletmelerin ayakta kalamayacağını savunarak, asgari ücrete zamdan önce işverenlerin sırtına yüklenen bazı kamburların kaldırılması gerektiğini söyledi.

Oflaz “Çalışanların ekonomik durumu gerçekten üzücü. Ama bugünkü şartlarda ülke gidişatına göre sıkıntılar gerçekten büyük. Herkesin şart ve durumu farklı. Bizim gibi küçük işletmeler ancak dar boğazı geçmeye çalışıyor. Asgari ücrete aslında yüzde 50, 60 ilave etmek gerekir. Ancak bu artışın karşısında sigorta ve vergi de artıyor. Elektrik başta olmak üzere her şey korkunç zamlandı. Tabii ki ücretin artmasından yanayız ama biz nasıl ayakta kalacağız bunu hiç düşünen yok” dedi.

“Şu anda boğuluyoruz, zam nasıl yaparız?”


Küçük ölçekli bir otel olmalarına ve çalışan sayısının 6 kişi olmasına rağmen yine de zorlandıklarını belirten Ömer Oflaz “Asgari ücret artışı bazı iş yerlerini kapatmaya kadar götürür. Otelin mülkü bana ait olmasına rağmen ben zorlandığım için gelecek ücret zammıyla ayakta durmam zorlaşır. Oteli kiraya vermeye kalksam kimse cesaret edemez. Daralıp büzülüyoruz. Vergiler artıyor. Zaten bir sürü işsiz insan var. Türkiye’nin birçok yerinde asgari ücretin yarısına çalışmaya hazır insanlar var. Onlar ne yapacak? İşsiz ne yapacak?” diye konuştu.

Türkiye’de işçilerin yüzde 40’tan fazlası asgari ücretle çalışıyor


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.