Ekrem İmamoğlu’ndan Celal Şengör’ün Habertürk’e bağlanmasına tepki

Ekrem İmamoğlu, Habertürk canlı yayınında soruları yanıtlarken, Kanal İstanbul projesinin depremi tetikleyeceği iddiaları gündeme geldi. İmamoğlu konuşurken programa telefon bağlantısı yapan Prof. Dr. Celal Şengör “Benim söylediklerim etrafında saçma sapan laflar ediliyor. Kanal İstanbul’a taraftarım veya karşıyım diyemem çünkü elimde delil yok. Kanal deprem tetiklemez” dedi. İmamoğlu, “Celal Şengör’ü buraya bağlamanız yanlıştı” diyerek moderatör Didem Arslan Yılmaz’a tepki gösterdi.

Ekrem İmamoğlu’ndan Celal Şengör’ün Habertürk’e bağlanmasına tepki

Ekrem İmamoğlu, Habertürk canlı yayınında moderatör Didem Arslan Yılmaz’a tepki göstererek; “Celal Şengör’ü telefona bağlamanız yanlıştı. Telefonda cevap vermem doğru değil. Ben herhangi bir konuğunuz değilim. 16 milyonluk kentin belediye başkanıyım. Celal Bey buraya gelse onunla yüz yüze sohbet ederdim. Bilim insanı olarak saygı duyduğum bir insan. Söyledikleri yüzde 30 anlalışdı, yüzde 70 anlaşılmadı telefon kalitesi yüzünden. Ben ana deprem fayını tetikleyecek demedim. Depremle ilgili sorunu var bu şehrin diye bir açıklama yaptım” ifadelerini kullandı.


Programda Ekrem İmamoğlu’nun konuşmalarından öne çıkanlar:

Katıldığı canlı yayında Kanal İstanbul projesiyle ilgili açıklama yapan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi durumunda onu ikna edebileceğini söyledi. İmamoğlu, “Ben bu işin içine konuyla ilgili bilgili arkadaşları sokarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikna edeceğime inanıyorum” diye konuştu.

Gazetecilerin ‘Peki siz ikna olur musunuz?’ sorusuna ise İmamoğlu, “Ben bir gün 70 kat bina gösterip yarın yatay yapılaşma demek zorunda kalmıyorum. Ben bir gün 500 bin kişilik kent deyip yarın 1 milyon 100 bin nüfuslu bir planı askıya asmıyorum. Mesela ben sıfır arsa hareketi deyip 30 milyon metrekare arsa hareketi var dediğimde yalanlanmıyorum. Böyle baktığınızda benim ikna olma ihtimalim yok çünkü ben çok tutarlıyım” cevabını verdi.

Kanal İstanbul siyasi mesele değil

Kanal İstanbul’un siyasi bir proje olmadığına dikka çeken İmamoğlu, “Bu konu benim şahsi meselem değil. Kanal İstanbul meselesi bizim için asla siyasi bir mesele değil.Bizim için hayati bir mesele. Dolayısıyla İstanbul için bu hususta tümüyle hukuka dayalı bir şekilde en son noktasına kadar mücadelemizi vereceğimizi, halkımızın da yoğun şekilde eşlik edeceğini, itirazlar, mahkemeler, hukukçuların önderliğinde yapacağımızı söylüyoruz” dedi.

16 milyonun seçtiği bir belediye başkanı olduğunu ve halka karşı sorumluluğunu yerine getireceğini kaydeden İmamoğlu şöyle devam etti:

“Bir kere ben Kanal İstanbul meselesine sadece bugüne dair ilgi duyan bir insan değilim. Yaklaşık 2011 seçimlerinde ortaya atıldığı andan itibaren, siyasi görevim dahil, ilçe başkanıydım, belediye başkanı olduğumda işin içine girerek, analiz eden, bilim insanlarıyla sorgulayan, seçim döneminde çok hazır bir belediye başkanıydım.

Yanılmıyorsam sizin programınızda diye hatırlıyorum, Kanal İstanbul konusu geçse de geçmese de bu konuda ciddi çalışmalarım var. Görüyorum ki bugünün konusu değil. Seçim döneminde niye konuşmadım? Çünkü hiç gündeme getirmediler. Bir sabah kalktığımızda bir gazetede bakanın demecinde ‘ihaleye çıkıyoruz’ dediğinde konuyu açtık. Ben bu bilgiye sahibim.

Bana bunu aktaran çok güvendiğim onlarca bilim insanla bunu analiz etmiş bir belediye başkanıyım, bundan dolayı güvenle bu ifadeleri kullanıyor mu? Bunu kamuoyuna açmak istiyoruz. En baştan beri söylediğimiz tek şey, evet söylediğimiz bu ama buna bilim karar versin. Ne ben söylediğim için toplum hayır ne de sayın Cumhurbaşkanı söylediği için evet desin.”

Satılan araziler

Araplar tarafından alınan arazilere de değinen İmamoğlu, “1 milyon 200 bin dedim, sayın bakan 500 bin akıllı şehir yapacağız dedi. Ben dedim ki 30 milyon metrekareye yakın arazi hareketi oldu burada. Sayın bakan arazi hareketi yok dedim. 30 milyon metre kare 30 bin dönüm demek” ifadelerini kullandı.


Tespitlerin devam ettiğini vurgulayan İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:

“Bu söylediğiniz 3 firma, tesadüf Arap sermayeli çıktı. Bu sadece üçü. Burada bir başka husus var. Kamulaştırma yapılacak burada.

Kamulaştırmayla ilgili bir madde çalışıldı Resmi Gazete’de yayınlandı. Garibanların yerleri vardır muhtemelen kanalın olduğu yerde. Orayla ilgili çıkan tebliğ, bu günkü vasfı üzerinden oralar değerleme yapılacak kamulaştırmaya ihtiyaç duyulduğu dönemdeki, aradaki değerleme farkı üzerinden parası ödenecek.

Devlet tarla olarak orayı istimlak edecek. ’30 milyon metre’ dedim, burada arsa hareketi oldu. Ben bakanın yerine olsa İmamoğlu’nu bir gün sonra yalanlardım. Yanıltmak üzere kurulu bir düzenin yürüme şansı yok.”

Melen Barajı

Melen Barajı’na yönelik de açıklamalarda bulunan İmamoğlu, 2016’da açılacağı söylenen barajın hala açılmadığına dikka çekti. İmamoğlu, “Buraya ek bir ihale yapılmak zorunda. Bu uyarıyı yaptıktan sonra ödeneği çıkmadı” dedi.

İmamoğlu şu şekilde konuştu:

“Önce arkadaşlarım rapor sundu, atladım oraya gittim. Süreçten hiç bahsetmedim, çatlaklar var diye anlatmadım bile. Projeyi yerinde tespit ettik, paylaşımda bulunduk, inşallah bir an önce biter dedim. Arkadaşlarıma hemen atlayın gidin, ek maliyette, çatlakların giderilmesi işi, 600-700 milyon liralık ek proje. Bu yılın programına alındığını gazeteden okuduk, henüz teyit yok. Sayın Cumhurbaşkanı müdahale etmeseydi bunun bütçe işi reddedilmişti. Bu projenin yatırımın parasını İSKİ geri ödüyor. Daha rahmetli Özal döneminde ‘Melen İstanbul’un suyudur’ diye alınan karar üzerinden süreç yürüyor.

Biz tekrar televizyondan uyarı yaptık. İktidara yakın gazetede haber çıktı, sayın Cumhurbaşkanı ödeneğin çıkması konusunda talimat verdi diye. Ben ikna ettim. Aynı şekilde ikna ederim, bana fırsatı versin. Eğer size oradan yaklaşım, cevap hatta bazen küçümseyerek cevaplar verilince, çok af edersiniz ben de gayet saygılı, teknik, bilimsel cevaplar veriyorum. Ben dedim diye İstanbul’un hayati meselesine karşı çıkılır mı? Sayın Cumhurbaşkanı dedi diye evet de denilemez. Ben bu işin içine konuyla ilgili bilgili arkadaşları sokarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikna edeceğime inanıyorum.”

Programın tamamı:


Mansur Yavaş karla mücadele eleştirilerine yanıt verdi


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.