Erdoğan’dan Metin İyidil’in beraat kararına tepki: Yargımız için çok üzücü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişiminin ardından yargılandığı davada “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırılan ve istinaf başvurusunda beraat ve tahliyesine karar verilen Korgeneral Metin İyidil’in tekrar gözaltına alınmasına yönelik eleştiriler üzerine konuştu: “Yargı camiamız için gerçekten çok çok üzücü bir adım olmuştur.”

Erdoğan mahkemenin metin iyidil beraat kararına tepki: Yargımız için çok üzücü
Erdoğan’dan Metin İyidil’in beraat kararına tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mahkemenin eski EDOK komutanı Korgeneral Metin İyidil hakkında beraat ve tahliye kararı vermesine tepki gösterdi: Yargımız için çok üzücü!

Erdoğan’ın “FETÖ yargılamlarında aynı sanığa bir mahkeme ömür boyu hapis verirken başka bir mahkemenin beraat vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıt şöyle:


• Yargı camiamız için gerçekten çok çok üzücü bir adım olmuştur. İlginç olan şey şu; tabii bunların hepsinin talimatlarını da verdik, yani kararı veren kişi veya kişilerin de FETÖ’cü olması bu işin nerelere vardığını gösteriyor. Bunun arkasında daha ne gibi oyunlar olabileceğini de çok açık ve net gösteriyor. Ama bir gerçek var ki hak er veya geç yerini buluyor.

• Düşünün müebbet hapse mahkûm olmuş bir kişi kalkıp hemen beraat ettirme veyahut da tahliyesini verme gibi bir yol bir mahkeme nasıl gidebiliyor? Bu anlaşılabilir bir şey değil. Ve sağolsun Adalet Bakanlığımız ve Savcılığımız bu noktada adımlarını attılar. İçişleri Bakanlığı ile beraber yaptıkları operasyonla da yakaladılar.

“Yunanistan Almaya’ya davet edilmediği için rahatsızlık içinde”

Yunanistan’ın Hafter’le görüşmesine tepki gösteren Erdoğan, Yunanistan’ın Almaya’ya davet edilmediği için ciddi bir rahatsızlık içerisinde olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

• Libya ve Türkiye arasında atılan imzalar Yunanistan’ı zaten çıldırtmıştı” ifadesini kullandı. Erdoğan devamında, “Bunun ardından kiminle anlaşmaya gidelim ki bir rövanşist anlayışla bunu geri alalım dedi. Tabii Hafter’in bir kıymeti harbiyesi yok. Sarrac BM tarafından tanınmış bir lider. Burada tuttular Hafter’in Yunanistan’a davet etti. orada verdikleri pozlarla acaba Almanya’ya gitmeyişin arından bu rövanşist bir anlayış nasıl farklı bir yere varır gibi bir adımla bu görüşmeleri yaptılar. Bizim nazarımızda hiçbir kıymeti yok.

“Miçotakis oyunu yanlış oynuyor, attığı adımlar doğru değil”

“Kiriakos Miçotakis oyunu yanlış oynuyor. Attığı adımlar doğru değil. Bu sürece iyi başlamadı” diyen Erdoğan, “Türkiye ile münasebetlerinde de iyi adımlar atmıyor. Kendisiyle NATO’da bir buçuk saat konuştuk” sözlerini kaydetti.

“Libya’da bir seçim atmosferi içerisine girilmesi olumlu bir gelişme olur”

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berlin Konferansı’ndaki 6 sayfalık taslak metnin sızdığı iddiasının sorulması üzerine şunları kaydetti:

• Bize ulaşmış böyle bir metin yok. Akşam geç saatlerde Dışişleri Bakanımla da görüştüm. Böyle bir durum söz konusu değil. Böyle bir şey olsa herhalde benim de haberim olurdu. Berlin’e gittiğimizde önümüze böyle bir şey gelir mi gelmez mi göreceğiz. Ama BM’nin riyasetinde Libya’da bir seçim atmosferi içerisine girilmesi aslında olumlu bir gelişme olacaktır. Aksini iddia etmek yanlış olacaktır. Ama bunun sağlıklı bir şekilde olması lazım. Yoksa silahların gölgesinde bir seçim düşünülemez.

“Doğmamış çocuğa don biçilmez”

Berlin Konferansı’ndan olumlu bir sonuç çıkmadığı takdirde Türkiye’nin yol haritasının nasıl olacağına yönelik soruya da yanıt veren Erdoğan, “Doğmamış çocuğa don biçilmez. Şimdiden şöyle olur böyle olur desek yanlış olur” dedi. Erdoğan toplantıdaki gelişmeleri ve sonuç bildirgesini gördükten sonra ne gibi adımlar atılacağının değerlendirmesinin yapılabileceğini söyledi.


Berlin Konferansı öncesinde kameraların karşısına geçen Erdoğan’ın açıklaması şöyle:

• Merkel’in ev sahipliğinde düzenlenecek Libya temelli Libya programını gündemini teşkil eden bugünkü zirvemizin özellikle çok çok farklı bir anlamı olacak. Ve bunun için de haftalardır, aylardır yapmış olduğumuz hazırlıkların, çalışmanın neticesinde biraz sonra Berlin’e hareket ediyoruz. Libya’nın içinde bulunduğu sıkıntılı durumu sizler de gayet iyi biliyorsunuz.

• Uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükûmet Nisan 2019’dan bu yana çok yoğun saldırılara maruz kalıyor. Darbeci Hafter ve desteklerince gerçekleştirilen bu saldırılarda şimdiye kadar yüzlerce sivil hayatını kaybetti. 400 bina yakın Libya’lı kardeşimiz evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yerlerinden edilen insanların bilhassa Tunus ve Cezayir üzerinde bir tepki oluşturduğunu ve bir göç baskısı oluşturduğunu görüyoruz. DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin Libya’da tekrar zemin kazandığına da şahit oluyoruz.

• Saldırılar Libya’nın yanı sıra komşu ülkeler başta olmak üzere tüm Akdeniz’in istikrarını tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Darbeci Hafter pervasız saldırıları karşısından uluslararası toplum maalesef gerekli tepkisi bugün kadar göstermemiştir. Darbeci Hafter’in ve desteklerinin BM Güvenlik Konseyi kararlarını alenen ihlal eden eylemleri uzun süre görmezden gelinmiştir.

• Bu zirvenin Trablus’a yönelik saldırıların başlamasından 9 ay sonra, Berlin süreci bağlamında sarf edilen 4 aylık bir çabanın ardından ancak bugün düzenleniyor olması elbette düşündürücüdür. Türkiye olarak krizin başladığı ilk günden bu yana tutarlı ve ilkeli bir duruş sergiledik. Libya’da kalıcı çözümün siyasi diyalogla sağlanabileceğini sürekli olarak her ortamda vurguladık. BM’de yürütülen çalışmalara destek verdik. Berlin sürecinin başarısı için elimizden gelen çabayı gösterdik. Bunun yanında Milli Mutabakat hükûmeti ile olan diyalog, istişare ve eşgüdümümüzü de artırdık.”

Libya’da sükûnet ateşkes çağrısı ile sağlanmıştır

• Türkiye gerek sahada gerekse diplomaside yürüttüğü mücadeleyle Libya’da barışın anahtarı olmuştur. Libya’da sükûnet 8 Ocak’ta Sayın Putin’le İstanbul’da yaptığımız ateşkes çağrısı ile sağlanmıştır. Bu çabalar da Berlin zirvesinin düzenlenmesi için gereken zemini oluşturmuştur. Darbeci Hafter ve destekçilerinin dizginlendirilmesinde ülkemizin kararlı tutumunun büyük payı vardır.

• Ülkemiz bu adımları ile Akdeniz’deki haklarını garanti altına almanın yanı sıra Libya’nın geleceğine de sahip çıkmıştır. Berlin zirvesini ateşkesin tahkimi ve siyasi çözüm yolunda özellikle önemli bir adım olarak görüyoruz. Ateşkes ve Berlin Zirvesi ile yeniden filizlenen umutlar kan ve kaos tüccarlarının ihtiraslarına kurban edilmemelidir.

• Zirvenin Libya halkının çektiği acıları sonlandıracak adımların atılmasına vesile olmasını diliyoruz. Son günlerde aciliyet gerektiren bir diğer husus da İdlib’deki durumdur. Ateşkese rağmen rejimin sivillere yönelik katliamlarını sürdürdüğünü görüyoruz. Önceki gün bir pazar yerine yapılan saldırı sonucu çoğu çocuk ve kadın 19 İdlib’li kardeşimiz şehit oldu.


• Ülkemiz sınırına yönelik göç hareketleri tekrar başladı. Rejimin vahşetine bir dur denilmesinin artık dur denilme vakti gelmiştir. Berlin’deki temaslarımız sırasında İdlib meselesini de gündeme getireceğiz. Berlin’deki görüşmelerimizin hem Libya hem Suriye hem de bölgemiz için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum.

Erdoğan: Yaptığımız hayırlı işlerin önünün kesilmesine izin vermeyeceğiz


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.