Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiği İsmailağa Cemaati’nin, Diyanet’ten 1 ay önce TOKİ ve Emlak Konut yetkilileriyle görüşerek konut kredisi faizi ile ilgili ‘caizdir’ fetvası verdiği ortaya çıktı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kamu bankalarından alınan konut kredisinin caiz olduğunu belirttiği fetvası tartışılmaya devam ediyor.
Söz konusu fetvada, kamu bankalarının TOKİ’nin yaptığı Sosyal Konut projesinden ev sahibi olmak isteyen vatandaşlara sağladığı faizli kredilerden gelir elde etmediği savunularak ödeme güçlüğü içindeki vatandaşların ev sahibi olmalarına yardımcı oldukları iddia edildi.
Fetvada şu ifadelere yer verildi:
İslam’da faiz, kesin olarak haram kılınmıştır. Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz değildir. İş kurmak veya genişletmek; ev, araba satın almak üzere kişi, kuruluş veya bankalardan alınan faizli krediler de bu kapsamdadır ve caiz değildir. TOKİ aracılığıyla devreye alınan son uygulama ise devletin, alt veya orta gelirli vatandaşlarına yönelik olarak ürettiği bir sosyal konut projesidir. Bu projede, peşinat haricindeki tutar, kamu bankaları vasıtasıyla kredilendirilmekte olup devletin söz konusu borçlandırmadaki amacı, faiz geliri elde etmek değil, aksine ödeme güçlüğü içindeki vatandaşlarının ev sahibi olmalarına yardımcı olmaktır.
Bu itibarla, devlet TOKİ’nin bu uygulamasında başka bir yolla konut alma imkânı tanımadığından, belirtilen niyet ve amaçlar doğrultusunda söz konusu projeden yararlanmak caizdir.
Bu fetvayı, Diyanet’in açıklamasından yaklaşık 1 ay önce, İsmailağa Cemaati’nin çok daha detaylı şekilde verdiği ortaya çıktı.
Detaylı fetva 1 ay önce İsmailağa Cemaatinden gelmiş
Independent Türkçe’nin haberine göre; İsmailağa Cemaati’nin Fıkıh Kurulu Üyesi Fatih Kalender, 27 Aralık 2019’da İsmailağa Net’te yayınlanan Güncel Fıkhi meseleler programında, Sosyal Konut projesiyle ilgili detaylı bir inceleme yaptıklarını ve konuyla ilgili yetkililerle de görüşüldüğünü belirtti.
Nasıl caiz olmaz?
“Siz TOKİ’den daireyi alıp daireye olan borcunuzu bankadan kredi kullanarak öderseniz bu bankanın devlet bankası olması sonucu değiştirmeyecek. Bu caiz olmayacaktır. TOKİ’nin sahibi de devlettir, devlet bankasının sahibi de devlettir, kamudur, dolayısıyla patron tektir. Dolayısıyla kurumlar farklı olsa da benim yapacağım akit bir akit hükmündedir, bunda faiz yoktur denilemez” diyen Kalender, “Önce TOKİ’den malı alıp, zimmetimize borç olarak yerleştirip, daha sonradan bankayla ikinci bir kredi sözleşmesiyle borcumu oraya ödettirerek bankaya fark ödeyerek bunu yaparsam bu elbette caiz olmaz” ifadelerini kullandı.
“Üst düzeyde vazife yapan arkadaşlarla görüştüğümüzde…”
“Konuyla alakalı sistem içinde aktif, üst düzeyde vazife yapan bazı arkadaşlarla bir vesileyle görüştüğümüzde, konuyu biraz irdelediğimizde bize şöyle söylediler: Bahsedilen iki banka ki bunlar kamu bankası, bunlar kredi vermeyecekler. Bunlar sadece TOKİ’nin tahsildarlığını yapacak” şeklinde konuşan Kalender şöyle devam etti:
Vadeyi yapan kurum bizatihi evi satan kurumun kendisidir. Yani Toplu Konut İdaresi’dir. Peki, bunların (bankaların) vazifesi nedir? Parayı sizden alacaklar ve parayı tekrar sizin namınıza kuruma verecekler. Bu işlemi yaptıklarından dolayı komisyon alacaklar ve bu sabit bir komisyon. Belirli bir komisyon rakam olarak. Burada sizin borçlu olduğunuz kurum TOKİ olacak, tabi bize anlatım bu şekildedir.
Ev fiyatıyla ilgili vadeyi TOKİ’nin kendisinin yapacağını tekrar eden Kalender, TOKİ’nin “Bu vadeyi git falan banka üzerinde öde” dediğini çünkü TOKİ’nin bir veznesinin olmadığını aktardı. “Bu durumda fıkhen herhangi bir mahsur lazım gelmeyecektir. O kurumun faizli bir kurum olmasının bir önemi yok” diyen Kalender, isteyenlerin kuraya girebileceğini vurguladı.
“Emlak Konut’la, TOKİ’yle görüştük; caiz olan işleme faiz tabirini kullanmak bunu vade farkından çıkarmaz”
Kalender farklı bir gün yapılan programda ise aynı soruya şu şekilde cevap verdi:
Yetkili olan, Emlak Konut’la, TOKİ’yle birebir irtibatı olan, orada üst düzeyde olan kişilerle de bununla alakalı bir takım görüşmeler yaptık. İslam fıkhında bir kural vardır; akitlerde itibar lafza değil manayadır. Faiz haramdır ancak faizin ismine faiz dememek faizin haramlılığını ortadan kaldırmaz. Vade farkı caizdir. Caiz olan bu işleme faiz tabirini kullanmak da bunu vade farkından çıkarmaz. Helal olan bir işleme haram ifadesini kullanmak onu faiz konumuna sokmayacağı gibi faize kar payı demek de onu helal yapmayacaktır. Burada ifadelerden daha ziyade arka planda yatan işleyiş nedir, bu bizim için önemli olandır. Bu konuya takılmamız gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsmailağa Cemaatini ziyaret etmişti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz pazartesi günü merkezi Fatih’in Çarşamba semtinde olan İsmailağa Vakfı’nı ziyaret etmişti. Erdoğan burada cemaatin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun oğlu Ahmet Ustaosmanoğlu ile cemaat liderliğine halef olarak işaret edilen Hasan Kılıç’la görüştü.
Diyanet’ten faiz açıklamasına güncelleme
Diyanet İşleri Başkanlığı, TOKİ’nin faiz işletilen sosyal konut projelerinin caiz olduğunu duyurmasının ardından çıkan haberlerle ilgili yeni açıklama yaptı.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) sosyal konut projesi ile ilgili görüşünün ardından çıkan haberlere ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamada, kurulun öteden beri verdiği ‘fetva’larda, İslam’da faizin kesin olarak haram kılındığını açıkça ifade ettiği belirtildi.
TOKİ tarafından uygulanan ‘sosyal konut projesi’ özelinde vatandaşlardan gelen yoğun sorular sebebiyle Din İşleri Yüksek Kurulunun söz konusu projenin dini hükmünü bütün boyutlarıyla değerlendirdiği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Kurulumuz, halkımızla paylaştığı görüşünde, öncelikle faizin kesin olarak haram kılındığını, konut veya araç satın almak için faizli kredi kullanmanın caiz olmadığını çok açık ve kesin bir dille belirtmiştir. Bahse konu projenin, kira ödediği takdirde asgari geçimini zorlukla sağlayan ve ev sahibi olabilmek için faizsiz ödünç borç bulamayan alt veya orta gelirli vatandaşlara yönelik üretilen bir sosyal proje olduğu kanaatine ulaşmış ve bu projeden yararlanarak ev sahibi olmanın, dinen haram kılınan faizli işlem kapsamında değerlendirilmeyeceği sonucuna varmıştır.”
“TOKİ faizlerinde haksız kazanç yok”
Faizin, taraflardan birinin, sözleşmede karşılığı olmayan bir fazlalığı şart koşması ve bununla haksız bir kazanç elde etmesi anlamına geldiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Oysa bu projede devletin, verdiği borçtan kar etmek gibi bir amacı olmadığı gibi aksine peşin verdiği paranın yıllar sonra değer olarak daha düşük bir şekilde tahsili söz konusudur. Dolayısıyla İslamın haksız kazanç olarak gördüğü ve kendisine şiddetle savaş açtığı faiz; bu sosyal konut projesinde sonuç itibarıyla gerçekleşmemektedir. Nitekim Kurulumuz, daha önce de devletin yatırımları teşvik etmek, istihdam sağlamak ve kalkınmayı temin etmek amacıyla verdiği teşvik kredilerinin, şartlarına uygun şekilde alınıp kullanılmasının caiz olduğu ve bunun faiz kapsamında değerlendirilmeyeceği yönünde görüş bildirmiştir.
Kurulumuzun dar gelirli vatandaşlarımızın devlet desteğiyle ev sahibi olmasını amaçlayan TOKİ’nin sosyal konut projesi özelindeki son görüşü de bu kapsamda görülmelidir. Söz konusu görüş üzerinden Başkanlığımızın ve Din İşleri Yüksek Kurulumuzun faize cevaz verdiği veya devlet bankalarından alınan faizli kredilerin caiz olduğunu söylediği iddiası asılsız olduğu kadar kurumlarımızı yıpratma amacı taşıyan iyi niyetle bağdaşmayan bir algı operasyonu olarak değerlendirilmiştir.”
Diyanet İşleri Başkanlığı, dün, Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) sosyal konut projeleriyle ilgili bir soruya, bu projelerde ev satmak için kullandırılan kredilerin ‘faiz getirisi elde etmek amacı taşımadığı’ yönünde cevap vermişti. Diyanet, söz konusu projeden yararlanmanın ‘caiz’ olduğunu söylemişti.