İklim değişikliği sağlık ve yaşam alanlarını nasıl etkileyecek?

2030 yılından sonra iklim değişikliğinin dünyada en az 250 bin kişinin ölmesine neden olacağı tahmin ediliyor.

İklim değişikliği sağlık ve yaşam alanlarını nasıl etkileyecek?

İklim değişikliği sağlık ve yaşam alanlarını nasıl etkileyecek?

Prof. Dr. Hakan Yaman

İklim değişikliği insanların yaşam alanlarını ve sağlığını doğrudan etkilemektedir. Soluduğumuz havanın temizliği, yediğimiz gıdaların niteliği ve miktarı, barındığımız  konutların güvenliği iklime bağlıdır. 2030 yılından sonra iklim değişikliğinin dünyada en az 250 bin kişinin ölmesine neden olacağı tahmin edilmektedir. Etkilerinin ishal, beslenme yetersizliği, sıtma ya da sıcak çarpması şeklinde olması beklenmektedir. Özellikle alt yapısı yeterli olmayan az gelişmiş ülkeler bu değişikliklerden çok etkileneceklerdir.


Birçok ülke ekolojik yaklaşımlarla bunun önüne geçmeye çalışmaktadır. Sera gazlarını azaltmak için otomobillerde yapılan iyileştirmeler ve gıda ve enerji tüketimine ilişkin tedbirleri bunların arasında saymak mümkündür. Son 50 yıldır tüketilen fosil kaynaklı enerji kaynaklarının hakimiyeti dünyanın 0.85 C ısınmasına neden olmuştur. Eriyen kutuplar deniz seviyesinin artmasına neden olmuştur.

Küresel ısınma birçok bölgede kışların daha ılık geçmesini sağlamasına rağmen, sıcak bölgelerde mevsimsel ısı artışlarının tahammül sınırlarını geçmesi ve kuraklığın baş göstermesi sorunlara neden olmaktadır.

Aşırı sıcaklar özellikle yaşlılar ve bebekler gibi hassas grupları ilk etapta etkilemektedir. Yaşlılarda özellikle kalp damar ve solunum sorunlarına bağlı ölümlere neden olmaktadır. Sıcağın doğrudan etkisi olduğu kadar havadaki ozon, polen ve hava kirliliğinin artmasıyla bu tarz bir etki görülmektedir.

Doğal afetler ise 1960’lardan bu yana üç misli artmış ve 60 bin kişinin ölümüne neden olmuştur. Özellikle gelişmekte olan ülkeler bundan çok etkilenmişlerdir. Dünya nüfusunun yarısından fazlası deniz kıyılarına 60 km’lik mesafe içerisinde yaşamaktadır. Dolayısıyla yükselen deniz seviyeleri ve deniz kökenli afetlerin bu nüfusu doğrudan etkileme olasılığı bulunmaktadır.


Temiz su büyük sorun olacak!

Yağışların düzensiz olması ise temiz su tedariki konusunda sorunları ortaya çıkaracaktır. Hijyen etkilenecek ve içme suyu ihtiyacı karşılanamayacaktır. Hijyen yoksunluğu ise gıda güvenliğini tehlikeye sokacak ve böylece bulaşıcı hastalıkların çoğalmalarına neden olacaktır. Düzensiz yağışların ürünü olan seller ise temiz su kaynaklarını kirletip, yine bulaşıcı hastalıklara neden olacaktır.

Yeni bataklıkların oluşması ise sivrisinek gibi yeni vektörlerin yayılmasına ve hastalık taşımalarına neden olacaktır. Sellerin doğrudan yarattıkları tehlikeleri de olacaktır. Kişiler boğulacak, yaralanacak ve evleri, bağları ve bahçeleri zarar görecektir. Kentlerin alt yapısı da tahribata uğrayacaktır.

Geçimini tarımdan sağlayan ve beslenmesi buna bağımlı olanlar ise yeterince gıda maddesi üretemeyeceklerdir. Açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır (dünyada yetersiz beslenmeden dolayı yılda 3.1 milyon kişi ölmektedir).

Küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri vektörlere bağlı hastalık bulaşma mevsimlerinin uzamasına ve coğrafi dağılımının genişlemesine neden olmaktadır. Şistozomiazis, malaria ve dengue ateşi buna ilişkin tipik örneklerdir.

Özellikle küçük adalarda, sahil kesimlerinde, mega kentlerde, dağlık bölgelerde ve kutup bölgelerinde yaşayanlar iklim değişikliklerinden etkileneceklerdir. Yoksul bölgelerde yaşayan çocuklar, yaşlılar, kronik hastalıkları ve engelleri olanlar en fazla etkilenecek olanlar arasındadır. Alt yapısı yeterli olmayan bölgeler ise başa çıkma potansiyeli en düşük olan yerler olacaktır.

Bunun önüne geçmek için;

  • Sera gazı etkilerini azaltmak için yönergeler ve mevzuatlar uygulanmalıdır. Toplu ulaşıma yer verilmeli ve yakın mesafelerde bisiklet gibi araçlar kullanılmalıdır. Bu yeni ulaşım biçimleri için alt yapı çalışmaları yapılmalıdır.
  • Bireysel düzeyde bu bilincin aşılanması ve karbon emisyonu düşük araç kullanımı konusunda vatandaş teşvik edilmelidir.
  • Bilimsel araştırmalarla iklim değişikliği ile hastalık gelişimi arasındaki ilişkiye ilişkin kanıtlar ortaya konmalıdır.
  • Mevcut düzenlemelerin uygulanması konusunda titiz davranılmalıdır.

Kaynaklar:

  1. Climate change and health. Erişim: who.int/news-room/fact-sheets/detail/climate-change-and-health . Erişim tarihi: 04.01.2020.
  2. How does climate change affect disease? Erişim: https://earth.stanford.edu/news/how-does-climate-change-affect-disease#gs.pkrg4d . Erişim tarihi: 04.01.2020.
  3. CDC’s Climate and Health Program. Erişim: https://www.cdc.gov/climateandhealth/default.htm . Erişim tarihi: 04.01.2020.
  4. Cho R. How Climate Change Is Exacerbating the Spread of Disease. Erişim: https://blogs.ei.columbia.edu/2014/09/04/how-climate-change-is-exacerbating-the-spread-of-disease/ . Erişim tarihi: 04.01.2020.

Avustralya yangını ile ilgili korkutan uyarı: En riskli zamanlar yaklaşıyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.