İstanbul deprem araştırması: Ne kadar hazırlıklıyız?

NG Araştırma İstanbulluların depreme ne kadar hazırlıklı olduğunu öğrenmek için bir araştırma yaptı. Her 10 kişiden 3’ü evinin depreme dayanıklı olmadığını düşünüyor.

İstanbul deprem araştırması: Ne kadar hazırlıklıyız?

NG Araştırma İstanbul deprem araştırması: Ne kadar hazırlıklıyız?

Bu çalışma 26 Kasım – 15 Aralık 2019 tarihleri arasında benderimki.com online kamuoyu araştırması platformunda yapıldı. 15 yaş üzeri ve İstanbul genelinde 2160 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen araştırma sonucunda ulaşılan sonuçlar bir hayli ilginç.


İstanbul deprem araştırması

Depremin yaşandığı andan itibaren özellikle medya kanalları başta olmak üzere tüm uzmanlar, bu konuda ne gibi önlemler alınması gerektiğine dair açıklamalarda bulundu.

Katılımcılara deprem anında yapılması gerekenler hakkında ne kadar bilgiye sahip oldukları sorulduğunda yüzde 46’sı televizyon/radyo gibi yayın organlarından uzmanları dinlediklerini; diğer yüzde 46’sı ise bu konu üzerinde araştırma yaptığını veya bir eğitime katıldığını belirtti.

Bu konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmayanların oranı ise yüzde 8. Sonuçlara göre medya kuruluşlarının halkı bilgilendirmedeki rolü ve etkinliği oldukça yüksek.

Evlerin depreme dayanıklılığı

Araştırmaya katılan her 10 kişiden 4’ü evinin deprem yönetmeliğine uygun olduğunu düşünürken, 3’ü evinin depreme dayanıklı olmadığını düşünüyor. Kalan 10 kişiden 3’ü ise bu konu hakkında bir bilgiye sahip olmadığını söylüyor.

Deprem sigortası

Araştırmaya katılanların yaklaşık yarısı deprem sigortasının bulunmadığını belirtti. Deprem sigortası yaptıran her 5 kişiden 2’si son 5 sene içerisinde, diğer 3’ü ise 5 yıldan daha uzun süredir sigorta yaptırdıklarını belirtti.

Deprem sigortası bulunan katılımcıların yaklaşık yarısı deprem sonrası sigortadan yararlanmak için, geri kalan kesim ise fatura açtırma veya tapu işlemlerini gerçekleştirebilme gibi zorunluluklardan bu sigortayı yaptırdıklarını ifade etti.

Toplanma alanı

Deprem anında kendini güvende hissettiği yerler sorulduğunda, araştırmaya katılanların yüzde 85’i açık hava alanlarında bulunmayı tercih etti. Geri kalan yüzde 15’lik kısım ise evlerinde güvende olduklarını düşünüyor.

Katılımcılara evlerinin yanında deprem sonrası toplanma alanı olup olmadığı sorulduğunda ise çarpıcı sonuçlar çıktı. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 5’i evlerinin yakınında toplanma alanı olduğunu, 3’ü olmadığını belirtti. Her 10 kişiden 2 kişi ise bu konuda bilgisi olmadığını belirtti.


Deprem öncesi alınan önlemler

Bilindiği üzere deprem ne zaman başımıza geleceğini bilmediğimiz bir doğal afet. Bu nedenle katılımcılara, deprem yaşanmadan önce aldıkları önlemlerin listesi soruldu.

Araştırmaya katılanların yüzde 45’i deprem çantası hazırladıklarını, yüzde 40’ı deprem anında evlerinde düşme olasılığı bulunan eşyaları sabitlediklerini, yüzde 41’i deprem ile ilgili detaylı araştırma yaptıklarını belirtirken, yüzde 20’si herhangi bir hazırlık yapmadığını söyledi.

Katılımcılara deprem çantalarının içerisinde mutlaka bulunması gereken ürünler sorulduğunda cevaplar şu şekilde oldu: ilk yardım malzemeleri (yüzde 90), el feneri (yüzde 89), kolay bozulmayacak yiyecekler (yüzde 83), düdük (yüzde 82) ve su (yüzde 82).

Bölgelerin deprem derecesi

Hemen hemen herkesin dilinde olan ‘Büyük İstanbul Depremi’ cümlesinden yola çıkarak katılımcılara yaşadıkları yerin kaçıncı derece deprem bölgesi olduğu soruldu. Verilen cevaplara göre katılımcıların yarısı yaşadıkları yerin ne kadar güvenli olduğunu bilmiyor. Her 4 kişiden 1’i ise bulundukları bölgenin 1. derece deprem bölgesi olduğunu belirtirken, kalan kesim ise 2. veya 3. derece deprem bölgesinde yaşadığını belirtti.

Deprem anında yapılması gerekenler

Katılımcıların yüzde 15’i deprem olduğu anda binayı terk etmek gerektiğini düşünüyor. Fakat uzmanlar deprem anında bina içinde fazla hareket edilmemesini öneriyor ve depremin hemen ardından bina dışına çıkılması gerektiğini belirtiyorlar. Bu nedenle deprem anında bulunulan yerde güvenliği sağlamak öncelikli adım olmalı.

Araştırmada elde edilen veriler gösteriyor ki her 5 kişiden 1’i deprem sırasında cenin pozisyonu alarak depremin geçmesini beklemeyi düşünüyor. Bu yöntem DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) tarafından güvenli duruş pozisyonları arasında kabul ediliyor. Diğer taraftan her 3 kişiden 1’i sabit, dayanıklı ve büyük hacimli eşyaların yanına sığınarak hayat üçgeni oluşturmayı düşünüyor.

Deprem ve kader

Araştırmanın sonuçlarına göre her 5 kişiden 3’ü deprem yaşama olasılığını kader olarak görüyor.

Bugüne kadar yaşadıkları en yüksek deprem şiddeti sorulduğunda her 3 kişiden 2’si 6 ve üzeri büyüklükte deprem yaşarken, diğer 1’i ise 4-6 aralığında deprem yaşadığını ifade etti.

Deprem öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenler


Deprem öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenleri detaylı öğrenmek için aşağıdaki linklere tıklayarak AFAD resmî sitesine ulaşabilirsin. Depremle ilgili bilgini artırıp önlemlerini alarak hem kendini hem de sevdiklerini daha fazla güvence altına alabilirsin.

Marmara’da kilitli fay uyanıyor: Büyük depremi öne alan bir süreç!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.