BaşkentGaz’ın sahibi Torun: Madem yanlıştı Kızılay kabul etmeseydi

BaşkentGaz’ın sahibi Torunlar Holding’in sahiplerinden Mehmet Torun, Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na yaptıkları 8 milyon dolar bağış konusunda açıklama yaptı: Ben bu bağışın şerefiyesinin Kızılay’a kalmasını istiyorum. Madem yanlıştı, Kızılay kabul etmeseydi.

BaşkentGaz sahibi Mehmet Torun: Madem yanlıştı Kızılay kabul etmeseydi

Verdiği 8 milyon doların, 2017 yılı için çıkarılan vergi meblağından çok daha yüksek olduğunu belirten Torun, “Vergiden daha fazlasını bağışlamışım. İnsan daha fazlasını vergiden kaçınmak için bağışlar mı?” diye sordu. Torun, “Kamuyla bizim hak ediş nispetinde taahhüdümüz yoktur” ifadesini kullandı.

Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkenvekili Mehmet Torun, “TÜRGEV’e 31 ev almışsınız zaten, neden doğrudan yardım yapmadınız?” sorusuna ise, “Uygun görmüyorum, buna cevap vermeyeceğim” yanıtını verdi.


HaberTürk’ten Muharrem Sarıkaya‘nın sorularını yanıtlayan Mehmet Torun’un yanıtları şöyle:

Soru: Kızılay’a yardımı veriyorsunuz. Kızılay Ensar Vakfı’na aktarıyor; o da TÜRGEV’e aktarım yapıyor. Neden dolaylı bir yönteme başvurdunuz. Neden doğrudan vermediniz?

Torun: Bizim buradaki muhatabımız Ensar Vakfı… Kamu yararına çalışan bir vakıf olduğu kararı bulunan bir vakfa bağış yapmakla Kızılay’a bağış yapmak arasında hukuki ve ekonomik açıdan bir fark yoktur. Derdimizin herhangi bir ekonomik menfaat olmadığı bağışçı olmamızdan da anlaşılmaktadır.

Soru: Fark vardır, birinde vergi sıfırdır, diğerinde ancak %5 kısmını bağış yapabilirsiniz.

Torun: Kızılay’da matrahınız kadarını düşersiniz, diğerinde kurum kazancının yüzde 5’ini düşebilirsiniz. Yüzde 5’ini aşan kısmı vergiye tabidir. Yani 100 milyon liralık bir kurum kazancınız varsa 10 milyon da yardım yapmışsanız, bunun 5 milyonu vergi dışıdır, geriye kalan 5 milyonu ise vergiye tabidir. Takdir edersiniz ki bizim kazancımızın sınırı bu %5 oranını çok rahat karşılıyor. Biz Kızılay veya Ensar olsun hangisine yaparsak yapalım, matrahtan indireceğimiz kısım aynı.

Soru: Diyorsunuz ki Kızılay ile Ensar’a bağış yapma arasında hukuki ve ekonomik bir fark yok. O zaman neden doğrudan kendilerine yapma yerine dolambaçlı yol izlediniz? Siz Kızılay’a, Kızılay Ensar’a, Ensar da TÜRGEV’e. Bu da “Kızılay Keyman Adası mı?” eleştirilerini yaratıyor. Buna ne diyeceksiniz?

Torun: Bizim buradaki düşüncemiz şu; Kızılay ile bizim başka bağışlarımız da var. Bu işin şerefiyesi Kızılay’a ait olsun. Bağış da bizden kaynaklansın istedik. Yoksa biz kendi paramıza ne gibi bir şey düşünebiliriz. Zaten para bizim. Yani başkasının parası da antin kuntin yapalım, aradan götürelim diye düşünüldüğü söylenebilir. Ama para bizim. Bizim antin kuntin işimiz olmaz.

Soru: Ama kullandığınız araç kamunun ortak referans noktası olan Kızılay…

Torun: Kamunun ortak değerine halel getirecek bizim bir düşüncemiz de eylemimiz de yok. Kamunun değerli kuruluşunun aracı olması, yani şartlı bağışçı kurumda Kızılay adı geçiyor. Bizim adımız geçmiyor. Yani şerefiye diye bir şey vardır. Caddenin bile önde olanının bir şerefiyesi vardır, iki sokak arkada olan binaların bile farklı şerefiyesi vardır. Bunun dışında başka bir amaç varsa bunu çıksın biri söylesin.

Soru: Sadece şerefiyesi Kızılay’ın olsun mu?


Torun: Başka bir şey yok. Biz 15 Temmuz sonrası bağışlarımızı daha çok Kızılay üzerinden yapma kararı aldık. Bu bizim bir ilke kararımız…

Soru: Kızılay Genel Başkanı sizin “vergiden kaçınmak için yaptığınızı” söylüyor. Size böyle bir suçlaması var.

Torun: Vergiden kaçınmadığımı açıkladım. Buyurun işte. Bu şirketler bağımsız denetim ve uluslararası bağımsız denetim şirketleri tarafından da denetlenen şirketler. Benim keyfiyetimle yürütülen şirketler değil. Sorumluluğumuz var burada. Bir bağış yapmak yani %22 kurumlar vergisinden indirim için bağış yapmak gibi bir iddia akla sığmıyor. Yapacağınız bağış matrahtan düşüleceği için sadece %22’lik kısmından indirim alırsınız.

Kalan matraha da %22 uygularsınız. Bunun 8 milyonun vergi getirisi 1 milyon 600 bin olur. Ödeyeceğiniz vergiden de %5 düşmezsiniz. Vergiye tabi kurumlar vergisi diyelim 100 milyon lira ve 10 milyon bağış yaptıysanız bunun ancak %5’i kadarını düşebilirsiniz. Yani 5 milyon lirayı 100 milyondan düşüp, 95 milyon üzerinden vergi öderseniz. Bizim için bunun 5 milyonun çok üzerinde bir rakam söz konusu. 100 milyon olsa bile 5 milyona kadar vakıflara bağışa zaten kanun izin veriyor.

Soru: Ne kadar vergi verdiniz? 2017’de tahakkuk eden vergi matrahı ne kadardı?

Torun: Hatırlamıyorum, ama düşebileceğimiz %5’in çok üzerinde bir rakam. 8 milyonun çok üzerinde bir rakam. Ensar’a yapsaydık, matrahın %5’ini düşecektik; matrahın %5’i zaten var bizde. Biz ödeyeceğimiz vergiden 8 milyon doları düşmedik, matrahtan düşüyoruz. Onun için bir yere bağış yaparken vergi boyutunu düşünmüyor, vergiden çok daha fazlası cebinden çıkıyor.

Soru: O zaman niye Kızılay?

Torun: Söyledim işte… Bir şeyi değiştirmiyor. BaşkentGaz’ın vergiden kaçırma gibi bir durumu yok zaten…

Soru: TÜRGEV’e 31 ev almışsınız zaten, neden doğrudan yardım yapmadınız?

Torun: Uygun görmüyorum, buna cevap vermeyeceğim…


Röportajın tamamı

Başkentgaz’dan Kızılay aracılığıyla Ensar Vakfı’na giden ve Ensar’ın “Türken’e verdik” dediği para hesaplarda yok!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.