Kılıçdaroğlu: Devleti FETÖ’ye teslim eden kişi Erdoğan’dır

“FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağım” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Devleti FETÖ’ye teslim eden kişi Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Kılıçdaroğlu: Devleti FETÖ siyasi ayağı teslim eden kişi Erdoğan
Kılıçdaroğlu: Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Erdoğan’dır

Kılıçdaroğlu: Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.


Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta gerçekleştirdiği CHP grup toplantısında bu haftayı işaret ederek, “FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağım” demişti. Kılıçdaroğlu, “Devleti FETÖ terör örgütüne teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağım, Bilal’e anlatır gibi anlatacağım. Kim bu siyasi ayak? Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir birimin raporu, “FETÖ devletin bütün kılcal damarlarına sızıyor” diyor, FETÖ terör örgütünün elemanlarını devletin tüm kılcal damarlarına km nasıl yerleştirdi. Polise, içişleri bakanlıklarına, paşalar, generaller, buralara nasıl yerleştiler. buraya terör örgütünü yerleştirenlere FETÖ’nün siyasi ayağı diyoruz.”

“İktidardaki parti madem ki bu atamaları yapmakla tek yetkili, bu parti terör örgütü üyelerini devletin kılcal damarlarına yerleştirirken ben bunların dürüst olduğunu sanıyordum, ben ihanet etmeyeceklerini, düşünüyordum diyebilir mi? Hiçbir yönetici hele hele devleti yöneten hiçbir yönetici de haberim yoktur diyemez. Neden izlerler? Devlet bakidir. Devleti yöneten siyasi parti ise geçicidir. İktidar partisinin süresi vardır. Devleti baki kılan devletteki liyakat sistemidir. Devletin bürokrasisi devletin hafızasıdr. O nedenle her türlü istihbarat bilgisi devletin arşivine vardır”

“FETÖ’nün faaliyetleri devlet tarafından izleniyor muydu? Evet izleniyordu. Eskiden beri. 3 Nisan 1991 tarihli MİT rapor, Fethullah Gülen’in siyasi hareketlerini o raporda yazmışlar.”

“Sadece 1991 yılında MİT rapor düzenlendi?”

“FETÖ ile ilgili istihbaratı sadece MİT mi topluyordu? Hayır emniyet, jandarma milli istihbarat da FETÖ ile ilgili istihbaratı düzenli topluyordu. Biraz daha yukarı çıkalım. MGK FETÖ ile mücadele edilmeli gerekli önlemler alınmalı diye bir karar aldı mı? Bu olay oturulup tartışıldı, konuşuldu mu? FETÖ’nün bir terör örgütü olduğuna dair bir tespit yapıldı mı? Evet. O kararın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

TC’nin bekasını koruyan geleceğini koruyan hangi siyasi parti olursa olsun bu ülkenin çıkarları için çalışması önceleyen MGK karar alıyor. Gülen hareketi tehlikelidir, derhal içeride ve dışarıdaki faaliyetlerine karşı önlem alın diye. Yürütme organlarına bunun duyurulması isteniyor.

MGK kararına karşın dönemin hükûmeti ne yapmıştır? Altına da basmış imzayı da ne yaptı? Dönemin müsteşarının yazdığı kitap: Tavsiye kararı başbakanlığa bildirildikten sonra, konuyu başbakanımıza açtım. Gelen yazıyı dosyasına kaldırmaya karar verdik. Bu karar metni, bakanlar kurulunda imzaya açılması hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Konudan MGK toplantısına katılan bakanlar dışında kimsenin haberi olmadı. Onları endişeye sevk edecek bir sonucun doğmamasına özen gösterildi. Bütün toplumsal ve siyasi riski hükûmet adına sayın başbakan üstlendi.

FETÖ’nün siyasi ayağı kim? Vicdanı olan herkese soruyorum; Bu memleketi sevenler adına soruyorum; FETÖ’nün siyasi ayağı kim?

Ben biliyorum neler söyleyeceğini. Nasıl bağıracağını da biliyorum. Çok bağrınca benim geri adım atacağımı sanıyor istediğin kadar bağır istersen borazanla bağır. Ben bu millete doğruları söyleyeceğim. Erdoğan 3 Ağustos 2016’da. ‘Dedi ki bir ortak yanımız vardı.  Aynı menzile giden farklı yollardan giden bu yapıyla bambaşka niyetlerinin sinsi planların örtüsü olduğunu görmedik, göremedik’ diyor. Bir başbakan düşünün imzasını inkâr ediyor. MGK kararını inkar ediyor. Bu kişi biliyorsunuz büyük orta doğu projesinin eş başkanıdır, bu kişinin Türkiye’nin bekası diye bir sorunu yoktur. 12 yıl önce önüne konur MGK kurulu kararı sonra hiçbir şey yapmazsınız.

MGK’nın bu kararına rağmen FETÖ devletin kılcal damarlarına sızmaya başladı mı veya devam etti mi? Sızma diyorum ama yerleştirme. Bu güzelim ülkeye ihanet etmeye devam ettiler. Devletin en hassas kurumlarına FETÖ’nün elemanlarını bir bir yerleştirmeye devam ettiler. TÜBİTAK, mit, YÖK, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na, ÖSYM’ye, soruların çalınıp FETÖ’cülere verilmesine, bunun bilinmesine rağmen susulmasına, bütün bunların tamamı aşama aşama gerçekleşti.

FETÖ’nün yürütme organının yetkilerini aşan talepleri nasıl yerine getirildi? TBMM FETÖ’nün taleplerini yerine getirmek için araç olarak kullanıldı. Yasa ile kitleler halinde atamaların yapılmasının önü açıldı. 6 bin 110 saylı kanun, Yargıtay ve Danıştay’a hâkimler sevk edildi. Ben bu kürsüden Yargıtay’a 160militan atadınız diye isyan etmiştim. Şimdi çoğu cezaevinde bazıları da kaçak. Kim haklı? Biz haklıyız. Bazen de KYK yetkisi alıyorlar.

Bakınız, devlette liyakatten söz etmiştim. Bir kişinin Danıştay, Yargıtay, Anayasa üyesi olması için belli bir süre o işi yapması lazım. KYK yetkisi aldılar. Danıştay ve Başsavcısı olmak için görev yapma sürelerini indirdiler. Yargıtay başkanı ve başsavcı seçilmek için gereken 8 yıllık süreyi 4’e indirdiler. Bunu yapan kim? Hangi başbakanın imzası var? AK Partiye destek veren partinin liderine de sormak isterim; bunları ben görüyorum da sen mi görmüyorsun? Sizin milliyetçiliğiniz her ortamda tartışılır. Bu kavgaların tamamını biz verdik arkadaşlar.


Toplu FETÖ’cü yerleştirme sadece Danıştay ve Başsavcılıkta mı oldu? Hayır orduda da oldu. 17-25 büyük rüşvet olayından sonra oldu. Bununla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı bir iddianame var.

Kimdir bu siyasi otorite? Bu siyasi otorite FETÖ’nün siyasi ayağıdır. Hükûmete yaptırıyor bunu. Parlamentodan zorla geçiriyor. Çoğunluğum var diyor. Milletvekilleri konusunda bir şy söylemek istemiyorum ama devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Herkes bilmeli bunu.

FETÖ ne zaman kendini devletin tek fiili, hakimi olarak görmeye başladı? Örgüt 2007 yılından sonra Erdoğan’ın sayesinde örgütlenmesini tamamlamış, güç dengesini sağlamış ve operasyon hünerlerini ortaya koymuştur. Anayasa değişikliği örgütü devlet içinde çok ileriye taşımıştır. 12 Eylül 2010 sonrasında artık örgüt kendini devletin tek hakimi olarak görmeye başlamıştır. Bunu yaptıran kimdir? Erdoğan’dır. Anayasa değişiklikleri için ne diyordu Fethullah Gülen? ‘Ölüler bile mezarlarından çıkıp oy kullanmalı.’

2013 yılında 17-25 Erdoğan ve ailesinin yaptığı büyük rüşvet olaylarını hepimiz öğrendik. Yapılan yolsuzlukların tamamı doğrudur. Hortumun tamamı doğrudur. Bunu söyledim diye dava açtı. Avukatımız sağ olsun tapeleri getirin dedi, vay sen misin tapeleri isteyen, şimdi avukatı FETÖ’cülükten içeri atmaya çalışıyorlar. Sanıyor ki geri adım atacak Celal Bey. Bizde geri adım atmak yok.”

“Devletin tüm kılcal damarlarına sızdılar” diyor FETÖ’ye ilişkin faaliyet raporu. Devletin tüm kamu kuruluşlarını sızıp. Bir terör örgütü devletin tüm kılcal damarlarına sızar? Bu nasıl olabilir? Bunları amacı devlete getirmektedir. O zaman asıl sorunumuz ne? Devletin kılcal damarlarına bunları kim yerleştiriyor? Polise, adalete, orduya bunları kim yerleştirdi?

Devletin en mahrem birimlerine, en önemli birimlerine FETÖ’yü yerleştirenlere FETÖ’nün siyasi ayağı diyoruz. Bunu neden diyorum? Bu yetkiyi sadece bazı kişiler kullanabilir. Bu yetki herkesin eklinde değildir. Bu kişiye FETÖ’nün siyasi ayağı denir. Bu kadar basit.

Bir çiftçiyi düşünün FETÖ’yü buraya getirebilir mi? Bir de düşünün FETÖ’yü devletin kılcal damarına Parlamento’da muhalif partiler yerleştirebilir mi? Hayır. Her şeyi reddiyorsunuz, düzenlemelerimize karşı çkıyorsunuz.

İktidardaki parti FETÖ’yü devletin kılcal damarlarına yerleştirirken, “Bun bunların böyle olduğunu bilmiyordum, benim bilgim yoktu” diyebilir mi? Kaymakam olarak, Emniyet Müdürü olarak atadınız bunları. Devletin hiçbir yöneticisi benim haberim yoktu diyemez.

Daha önceki grup toplantılarında da söyledim. Devlet bakidir. Ama iktidarı süresi vardır. Devletin bürokrasisi hafızasıdır. Her türlü bilgi devletin ishbaratında var.

FETÖ’nün faaliyetleri devlet tarafından izleniyor muydu? Liyakatin olduğu bir devlette izlenmesi lazım. Fethullah Gülen CIA olan bağlantısı 1991’de bu ülkenin namuslu bürokratları saptadı ve rapora değiştirdi.

“FETÖ’nün siyasi ayağı kim şimdi?”

“Bu memlekti sevenler adına soruyorum. FETÖ’nün siyasi ayağı kim? Ben bilmiyorum neler söyleyeceğini. Millete yalan söylüyor. 2004 yılında söylediler, sen imza attın buraya. İmzaladığı MGK kararını inkar ediyor. ”

“FETÖ’nün yürütme organın yetkilerini aşan faaliyetleri nasıl yaptı? O zamn diyor ki FETÖ’nün taleplerini getimek için yasa çıkarmalıyım. TBMM, FETÖ unsurları için yasa çıkardı. Yargıya 160, Danıştaya 51 FETÖ militanı atandılar. Ben bu kürsüden eleştrdiğimde bana tepki gösterdiler. Şu an şimdi hapiste. Kim haklı? CHP haklı.”

“Hakimlik sınavını 35’ten 45’e çıkardılar. Yargıtay olma süresini 8 yıldan 4 yıla düşürdüler. Sırf kendi adamlarını yerleştirmek için. Bir insanın en temel özelliği ülkesine koşulsuz bağlanmasıdır. Kusura bakmayın sizin milletçiliğiniz başka bir partinin yandaşlığına bağlıdır. Bakaın bu konuda hiçbir yorum yapmayacağım. Konuyla ilgli Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı bir bölüm okuyacağım. Emniyet terfi sırası gelmeyen şurasını daha kısa sürede atamıştır.”

“Örgüt 2010’dan itibaren kendini Türkiye Cumhuriyet’nin tek hakimi olarak görmeye başlamıştır. Bunu sağlayan Erdoğan’dır. 2010’da anayasa değişikliği için ölüler bile kalkıp oy vermeli diyordu Gülen, biz karşı çıktık, onlar destek verdi.”

“Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır”


Kimdir bu siyasi otorite? Bu siyasi otorite FETÖ’nün siyasi ayağıdır. Hükûmete yaptırıyor bunu. Parlamentodan zorla geçiriyor. Çoğunluğum var diyor. Milletvekilleri konusunda bir şey söylemek istemiyorum ama devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Herkes bilmeli bunu.

Gündem Haberleri


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.