Kadın: Her şeyimize karıştınız, peki karışmadığınız ne kaldı?

Giydiğimiz kıyafete, bekaretimize, evlenmemize, kaç tane doğurmamız gerektiğine, nerede konuşup nerede susmamız gerektiğine, okuyup okumayacağımıza, neden güldüğümüze, neden ağladığımıza her şeye karıştınız. Peki karışmadığınız ne var?

Kadın: Her şeyimize karıştınız, peki karışmadığınız ne kaldı?

Kadın: Her şeyimize karıştınız, peki karışmadığınız ne kaldı?

Her şeyimize karıştınız! Giydiğimiz kıyafete karıştınız. Yakamızın açıklığına, eteğimizin boyuna, bekaretimize, evlenmemize, neden çocuk doğurup doğurmadığımıza, kaç tane doğurmamız gerektiğine, nerede konuşup nerede susmamız gerektiğine, okuyup okumayacağımıza, okuyacaksak nerede okumamız gerektiğine, neden güldüğümüze, neden ağladığımıza, duygusallığımıza, neden duygusal olmadığımıza, yaptırdığımız dövmeye, yaptığımız makyaja, saçımıza, saçımızın rengine hatta saçımızın boyuna bile karıştınız. Peki karışmadığınız ne var?


Ecem Balcı

Ecem Balcı

Mesela Ecem var! Kansere kafa tutan Ecem! Daha gençliğinin başında Ecem var, yani vardı en azından! Ama katledildi, Ecem! Daha 19’unda katledildi! Katili uzun çabalar sonucu içeride baba hala mahkemelerle uğraşıyor. Mesela buna karışmak istediniz mi? Bu adaletsizliğe ses verdiniz mi?

Çocuk Gelin (!)

çocuk gelin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kadın: Her şeyimize karıştınız, peki karışmadığınız ne kaldı?

Mesela hiç bir zaman adını bilmediğimiz genelde iki harf arasına konulan noktayla anılan adına “Küçük Gelin” denilen aslında yok olmuş hayatlara karıştınız mı hiç. “Çocukluğumda, diğer çocuklar gibi oynamaya gitmedim. Üstüme böyle güzel bir kıyafet giymedim. Köydeydik. İşte koyuna, sürüye, tarlaya. Oraya buraya git, onun için çocukluğumu hiç yaşamadım. Küçüktüm, amcamın oğlunu sevdiğimde. O zamanlar o ortaokula gidiyordu. Ben de on üç yaşındaydım. Evlerimiz yakındı beraber oyunlar oynardık. 

Nişanlandığımda 13 yaşındaydım. O gece gerdeğe girecektik aşırı korktum. Hiç kimse de anlatmamıştı. Daha yeni adet olmuştum. Çok korktum, titreme oldu bende. Ağladım sabaha kadar. Kanamam olduğu zaman, çarşafı aldılar. Sağdıç elinde tabancayla havaya bir el ateş attı. Ondan da çok korktum. Babamlar duydu.

O zaman korkunun yanına bir de utanma eklenmişti. İlk başlarda eşimle anlaşamıyorduk. Ağlıyordum. Sonra alıştım.” diyen çocuğun hayatına da karıştınız mı mesela? Sen çocuksun kır dizini oku dediniz mi mesela? Bir çocukla evlenmeyi yan yana getirebilen erkeğe bunun sapıklık olduğunu dile getirdiniz mi mesela? Yoksa “Onbeşinde kız ya erde ya yerde” diyenlerden misiniz?

Emine Bulut

Emine Bulut

“Ölmek istemiyorum” diye bağıran, Emine’nin hayatına karıştınız mı mesela? “Anne ne olur ölme!” diye haykıran kızının hayatına karıştınız mı? Elinizde cep telefonunuzla adım adım ölüşünü çekerken hiç aklınıza hayatına karışmak, hayatta tutunmasını sağlamak geldi mi mesela?

Özgecan Aslan

Özgecan Aslan

Özgecan, okurken bir minibüste katledildi! O’nun hayatına karışmak geldi mi hiç içinizden yada tersten soralım Özgecan’ın canına kasteden oğlunuza delilleri karartmak için yardım etmek yerine insan gibi yetiştirmeyi düşündünüz mü hiç? Yoksa ağzınızı yaya yaya “O saatte orada ne işi varmış?” mı dediniz?


Kapı kapı dolaşıp iş arayan ama sırf kadın olduğu için yüzüne kapı vurulan kadınların hayatına karışmak geldi mi aklınıza? Yoksa sizde, “Kadın, çalıştığı için işsizlik artıyor.” diye düşünenlerden misiniz?

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Bugün 8 mart: Dünya Emekçi Kadınlar Günü! Her yerde kadının çiçekliğinden, özverisinden bahsediliyor ya yarın? Yarın dinecek mi bu söylemler:

“Kadın mıdır kız mıdır belli değil?”, “Kadın tecavüze uğradıysa, kadın ölsün. Neden bebek ölsün?”, “Kadın iş aradığı için işsizlik var.”, “Hamile kadının dışarıda dolaşması uygun değildir.”, “Bir kadın olarak sus!”, “Öyle de gülünmez”, “adam akıllı”, “erkek gibi”, “işinin eri”, “Öyle giyinilir mi kesin yolludur?”,   “Ya bir kadın nasıl o makama gelir, kesin patrona veriyordur!”, “AMK”, “Kezban bu da!”, “Kadın mevzu, namus mevzu”, “O’na ben sahip çıktım.”, “Bayana uygun iş değil!”, “Karı gibi konuşma!”, “Ne dayağı, bir kere vurmuşumdur.” ve daha niceleri…

Dinmeyecek efendim. Çünkü sizler her şeyimize karışırken hep unuttuğunuz gibi unutacaksınız insanı! Erkekliğiniz yada erk kimliğiniz insandan önce gelecek. Bir yerde bir kadın yaşadığı tacizi, şiddeti sahiplenme olduğunu zannetmeye devam edecek.

Birileri bir yerde dininde, namusunda, ahlakın da kadın için olduğunu, erkeğin muaf olduğunu pazarlamaya devam edecek.

Bir yerde yeni kadınlar katledilmeye devam edilecek. Katiller bazen ne kadar çok sevdiğinden bahsedecek, bazen ne kadar kıskandığından… Mahkeme heyeti bazen “İyi hal” indirimi verecek, bazen sanığın “Erkeklik gururuma laf etti, dayanamadım hakim bey” lafına hak verecek. Kadın ölecek dava bitecek!

Evet, bugün 8 Mart! Elbette kutlayın hayatınızdaki kadınların gününü. Ama düşünün; bir kadın olduğu için değil, hayatınızda olduğu için, sizin için kıymetli olduğu için düşünün. Bir kadına verilebilecek en kıymetli hediye ne bir pırlanta ne son model bir araba… Düşünülmektir, unutmayın!


Emek mücadelesi veren, yılmayan, yıkılmayan tüm kadınların günü kutlu olsun!

Kadınların ‘Ya Basta!’sı


Elif Aver
Elif Aver; 1987 yılında İstanbul'da doğdu. Cumhuriyet Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği bölümünden 2010 yılında mezun oldu. Özel sektörde mesleğini yapmakta, ayrıca TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetim kurulu üyesi. Yazmak, çizmek ve okumak çocukluğundan beri en büyük tutkusu. Ondan sebep söz yitene kalem bitene kadar yazanlardan.