Antik Yunan’da müzik üzerine düşünceler

“Kutsal hymnos (ilahi) ve şarkılarla yatıştırmayı denediler tanrıyı gün boyu, güzel bir hymnos söyleyerek Akhaoğulları, yücelterek uzaklardan vuranı.” — Homeros 

Antik Yunan'da müzik üzerine düşünceler

Müziği harfler aracılığı ile sese biçim veren ve bellekte tutmaya yarayan bir ilim olarak tanımlayan Plutarkhos, insanoğlunun en başta gelen ve en kutsal vazifelerinden biri olan konuşma yetisi ile tanrıları övmesinin müzik ilmi sayesinde olduğunu ve dönem içinde müziğin önemli bir yer tuttuğunu açıkça belirtir.

Bu dönemde müzik her türlü erdemin kaynağı sayılmıştır ve eğitim alanında önemi büyüktür. Dönem içinde Platoncular’ın büyük bir bölümü eski müziğe ve sahip olduğu o ilk mükemmelliği neden kaybettiğine dair çok sayıda eser yayınlamış, birçok dil bilgisi uzmanı ve müzisyen de aynı konu üzerine uzun süre çalışmış ve müziğin gelişimini eleştirel yönde incelemiştir. 


Müzik kelimesinin etimolojisi 

Müzler’e ait olan anlamına gelen müzik kelimesi kökenini bu ilham perilerinden almaktadır. Müzler tanrıların kralı Zeus ile bellek tanrıçası Mnemosyne’in kızlarıdır. Bu yüzden bu ilham perilerine “Bellek’in Kızları” veya “Ahenk’in Kızları” da denilmektedir.  

Müziğin ortaya çıkışıyla ilgili görüşler

Herakleides Müzik Derlemesi’nde Zeus ve Antiopenin oğlu  Amphion‘un şiirlerini kithara (telli antik bir çalgı) eşliğinde okuyan ve bu tür şiiri bulan ilk kişi olduğunu dile getirmiştir. Amphion‘un yeteneğiyle ürettiği müzik ile taşları yerinden oynatabilecek ustalığa sahip olduğu rivayet edilmiştir.

Herakles’in müzik hocası olarak da bilinen Linos‘un da birkaç ağıt bestelediğini ifade eder. Mousalar‘ı onurlandıran şiirler, Artemis ve Apollon‘un doğumunu anlatan şarkılar, tapınaklarda yapılan dansların düzenlenmesi de bu döneme denk gelmektedir.    

Yunanlı filozof, coğrafya bilgini ve tarihçi olan Aleksandros Polyhistor Phrygia Derlemeleri’inde müzik ilminin gençliğinde Marsyasın gözdesi olan Olympos’un aulosa (antik flüt) has eserleri ilk kez Yunanistan’a getirmesiyle ortaya çıktığını söylemiştir. Hyagnis aulos eşliğinde şarkı söyleyen ilk kişi olarak belirtilmiş, kithara müziğinin, sadeliğini İ. Ö. 5.yüzyıla kadar koruduğunu ifade etmiştir. 


Platon’un öğrencisi olan Aristoteles müziğin görkemli ve ilham verici olduğuna inanıyordu. Ahengin ilkelerine, doğuştan gelen duyumlarla rastlanılabileceğini ve kökeninin göksel ve ilahi olup Tanrı ile ortak olan görme, işitme yanında alt duyumlarda da bir uyum sezilmesiyle varılacağını söylemiştir. 

Müzik ruhun gıdasıdır: Büyük bir piyanist olacaktım