Harvard ve MIT profesörlerinden corona salgını konusunda önemli uyarılar

Harvard profesörü Gökhan Hotamışlıgil, corona salgını ile ilgili önümüzde bekleyen 4 senaryoyu ve acilen alınması gereken 5 aksiyonu açıkladı. MIT profesörü Daron Acemoğlu ise “Ekonomi üzerindeki etkisi çok derin olacak!” diyerek sosyal mesafe önlemlerinin 1-2 yıl sürebileceğine dikkat çekti.

Harvard Gökhan Hotamışlıgil ve MIT profesörü daron acemoğlu Sosyal mesafe 1-2 sene daha sürebilir!
Harvard ve MIT profesörlerinden corona salgını konusunda önemli uyarılar

Harvard ve MIT profesörlerinden corona salgını konusunda önemli uyarılar…

Harvard Üniversitesi Genetik ve Karmaşık Hastalıklar Bölüm Başkanı Gökhan Hotamışlıgil ve Massachusetts Institute of Technology (MIT) İktisat Profesörü Daron Acemoğlu DEİK’in düzenlediği online seminerde konuştu.


Gökhan Hotamışlıgil: Aşının kısa vadede bulunması pek olası değil!

Tüm ülkelerde “kurumsal erozyon” yaşandığını söyleyen Hotamışlıgil, bu krizin virüslerin konvansiyonel silahlardan daha zarar verici olabileceğini gösterdiğini vurguladı.

Dünyanın her yerinde bilim insanlarının rekor hızda aşı araştırmasını sürdürdüklerini aktaran Gökhan Hotamışlıgil, “Aşının kısa vadede bulunması pek olası değil. Çünkü bir aşının kitlelerce kullanımına izin verilmeden önce güvenlik, etkinlik, koruyucu aşamalarının geçilmesi gerekiyor. Bu test süreçleri çok uzun sürüyor. Her türlü yan etkisini gözlemleden bir aşının piyasaya çıkmasına izin verilemez” dedi.

Independent Türkçe’nin haberine göre, Henüz salgının birinci dalgasında olunduğunu ifade eden Harvard Üniversitesi Genetik ve Karmaşık Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, yeni dalgaların olabileceğini, hazırlığın iyi yapılması gerektiğini, sonraki dalgaların ülke çapında kapatmalara ve tedarik zincirlerini kırmaya gerek kalmadan, çok daha küçük ölçekli müdahalelerle atlatılabileceğini söyledi.

Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil
Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil (Harvard University)

Önümüzde dört senaryo var!

“İnsanoğlunun tamamen steril, kimseyle temas etmediği bir toplum yapısına geçeceğimize inanmıyorum” diyen Hotamışlıgil, önümüzde dört senaryo olduğunu aktardı:

1- Bir uçta, bütün ülkelerin eş zamanlı ve kuvvetli bir şekilde önlem alarak virüsü yenmesi. Ancak ülkeler arası dengesizlikleri göz önüne alırsak, bu çok düşük bir ihtimal.

2- Diğer uçta ise ‘sürü bağışıklığı’ politikası var. Ben bunun kabul edilebilir ve insani bir strateji olmadığına inanıyorum. Ancak ilginçtir ki İsveç şu anda adı konmamış bir sürü bağışıklığı stratejisi uyguluyor. Keza Brezilya da, Türkmenistan da. Bu çok riskli bir senaryo. Sağlık sisteminizin müthiş kuvvetli olması lazım. İsveç’in başarıp başaramayacağını göreceğiz.

3- Bu iki uç senaryonun arasında bir yol da, toplumun çoğunluğu bağışıklık kazanana kadar salgını kontrol altına almaya çalışmak. Bu, Türkiye dahil hemen hemen tüm ülkelerin senaryosu.

4- Dördüncüsü de, orta vadede ilaçların da çıkmasıyla, Covid-19’u hayatımızın bir parçası haline getirmek. Yani bir noktadan sonra grip gibi yaşamaya alışık olacağımız bir noktaya gelebiliriz.

Beş aksiyonun alınması gerekir

Türkiye’nin birinci dalgada olduğunu aktaran Gökhan Hotamışlıgil, kısa vadede beş aksiyonun alınması gerektiğini önerdi:

1- Öncelikle sağlık kapasitesinin sıra dışı yöntemlerle artırılması gerekiyor. Örneğin burada Boston’da son sınıf tıp öğrencileri de hastaneye çağrıldı.

2- Sağlık personelini çok iyi korumamız gerekiyor.

3- Test sayısını acilen artırmalıyız.


4- Sahadaki çalışanlardan geri bildirim alınması ve buna göre pratik çözümler üretilmesi lazım.

5- Serolojik testlerin (Hastalığı geçiren kişilerin ve nasıl atlattıklarının analiz edilmesi) yapılması şart ve bunu Türkiye de yapabilecek kapasitede. Öyle çok büyük teknolojiler gerektirmiyor.

Daron Acemoğlu: Ekonomi üzerindeki etkisi çok derin olacak!

Massachusetts Institute of Technology (MIT) İktisar Profesörü Daron Acemoğlu
Massachusetts Institute of Technology (MIT) İktisar Profesörü Daron Acemoğlu

Salgının ekonomik boyutları hakkında bilgi veren MIT Profesörü Daron Acemoğlu ise söze “Ekonomi üzerindeki etkisi çok derin olacak” diyerek başladı.

Sosyal mesafenin kısıtlanması, karantinaya girme, ekonomiyi yavaşlatma gibi önlemlerin doğru adımlar olduğunu savunan Acemoğlu, “Devletin acil anlarda insan özgürlüklerini bir kenara atıp ‘siz evden çıkmayacaksınız’ demesi lazım” diye konuştu.

Çünkü Daron Acemoğlu’na göre bağışıklığı olmayan nüfus, hastalıklı nüfusla bir araya geldiği anda, belli bir iletişim oranıyla hastalığa yakalanıyor.

Önemli olanın bu kişilerin, iyileşen hastalara oranı olduğunu ifade eden Acemoğlu, “Bu oran yüzde 1’in üzerindeyse dinamik etkileri çok yüksek, vaka sayısı çok hızlı artıyor ve kontrol altına almak zorlaşıyor” diyor ve ekliyor:

Bunu kontrol altına almanın yolu insanları geri tutmanız gerek. İnsanları geri tuttuğunuzda bunun etkisi hem hastalıklı nüfusta hem bağışıklığı olmayan ve hastalığı kapmamış insanlar üzerinde görülüyor.

Kriz sonrası tüm ülkeleri etkileyecek şeyin hükümet-harcama tablosu olduğunu söyleyen MIT Profesörü, “Ekonominin hiç değilse bir bölümünü nasıl hızlı şekilde yeniden çalışmaya dönüştürebiliriz?” sorusuna şu yanıtı veriyor:

Hastalığa bağışıklık kazananların bir kısmını istihdama geri göndermek, daha az etkilenen yerleri yavaş yavaş açmak bir çözüm olabilir. Ancak hızlı şekilde değil. Yavaş yavaş bunların planlamasının yapılması lazım.

“Bence sosyal mesafe önlemleri en azından bir iki sene daha alınmaya devam edecek.”

İnsanlar eğer işe dönerse eskisi gibi olmayacak. Barlara ve restoranlara dönemeyeceğiz. Bunu bu şekilde yavaşlatmak çok önemli.

Doğru planlarla ekonomiyi batırmadan hızlı şekilde dönüştürmek mümkün. Ama bunun kısa ve orta vadede küreselleşmeye çok büyük etkileri olacak. Çünkü Afrika’ya yeni gidiyor. Türkmenistan’da ne olduğu belli değil. Bu hastalığı ABD ve Afrika’da kontrol altına alsanız bile, eğer insanlar rahat şekilde seyahat etseler bile yeniden başlayacak.

Sürü bağışıklığı olmamışsa, sosyal mesafe politikaları etkili olmuşsa, bağışıklığı olan kısım düşük olduğundan, büyük bir dalga yeniden gelebilir.


İnsanların dünyanın bir ucundan diğerine gitmesi çok daha yavaşlayacak en azından bir iki sene için.

Prof. Selim Badur: Evde kal uyarıları 2021 sonuna kadar devam edebilir. İkinci dalga daha ölümcül olabilir!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.