TTB: Türkiye’de corona ölümleri DSÖ kodlarına göre raporlanmıyor!

Türk Tabipleri Birliği (TTB): Sağlık Bakanlığı, corona virüsü Covid-19 ölümleri için Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği uluslararası kodları neden kullanmıyor? PCR testi negatif ise kayıtlara Covid-19 diye geçirilmiyor! Bu durum ölüm sayılarının az gösterilmesine yol açıyor!

TTB: Sağlık Bakanlığı corona ölümlerini DSÖ kodlarına göre raporlamıyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB) corona virüsü (COVID-19) için açıklanan ölüm ve vaka oranları ile ilgili yaptığı açıklamada Sağlık Bakanlığı’nın corona ölümleri için neden DSÖ’nün uluslararası kodları kullanmadığını sordu. Adli Tıp ve Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. A. Coşkun Yorulmaz‘ın yorumlarının yer verildiği açıklamada, bu durumun ölüm oranlarının az gösterilmesine yol açtığı vurgulandı.

İşte TTB’nin flaş açıklaması:

Sağlık Bakanlığı Covid-19 ölümleri için Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği uluslararası kodları neden kullanmıyor?

Pandemi gibi halkın büyük bölümünün sağlığını ilgilendiren acil durumlarda, mortalite sürveyansı salgının toplumdaki yaygınlık derecesini izlemek, halk sağlığı önlemlerine ve bunların etkisini ölçmeye rehberlik etmek için vazgeçilmez öneme sahiptir. Mortalite sürveyansının en önemli araçlarından biri ölüm belgelerindeki ölüm nedenlerinin takip edilmesidir. Ölüm belgelerinin doğru biçimde düzenlenmesi epidemiyolojik analizler ve halk sağlığı çalışmaları için doğru ve güvenilir bilgilerin oluşturulması için zorunludur.


Doğrulanmış olgu sayıları ile ölüm sayıları arasında paralellik yok

Türkiye’de COVID-19 pandemisinin ölümler üzerinden değerlendirilmesinde soru işaretleri bulunmaktadır. Son günlerde açıklanan ölüm sayıları epidemiyolojik dağılımlara uyum göstermemekte; doğrulanmış olgu sayıları ile ölüm sayıları arasında paralellik bulunmamaktadır. Kuşkusuz ölüm sayılarının artış göstermemesi çok memnuniyet verici bir durumdur, ancak dünyanın diğer ülkelerinde gözlenen örüntü ile örtüşmemesi dikkate alınması gereken bir durumdur.

PCR testi negatif ise kayıtlara Covid-19 diye geçirilmiyor!

Birliğimize bağlı hekimlerden yapılan bildirimler, bilgisayarlı tomografisi ve/veya klinik bulguları hastalığı desteklediği halde, PCR testi pozitif olmayan hastaların yaşamlarını yitirdiklerinde kayıtlara COVID-19 olarak geçmediği, bunun yerine ‘viral pnömoni’, ‘doğal ölüm’ veya ‘bulaşıcı hastalık’ olarak geçebildiği biçimindedir.

Oysa Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) COVID-19 pandemisi sırasında ölüm kayıtları için iki farklı uluslararası kod önermektedir.

Bu kodlar;


U07.1: COVID-19, virüs tanımlanmış (laboratuvar testi (PCR) ile kesinleştirilmiş olgular) ve
U07.2: COVID-19, virüs tanımlanmamış şeklindedir.

DSÖ, (U07.2) kodunun, klinik ve epidemiyolojik olarak COVID-19 tanısı konulan ancak, laboratuvar testi ile kesinleştirilmemiş olası/kuşkulu olgular için kullanılması gerektiğini belirtmektedir (https://www.who.int/classifications/icd/covid19/en/). Ölüm bildirimlerinde de bu kodların kullanılması önerilmektedir (https://www.who.int/classifications/icd/COVID-19-coding-icd10.pdf?ua=1).

Ülkemizde, ölüm belgelerinin düzenlenmesi için kullanılan Ölüm Bildirim Sistemi (ÖBS) 06.04.2020 tarihi itibarıyla incelendiğinde; (U07.1) tanı kodunun karşılığında MERS COV HASTALIĞI, (U07.2) kodunun karşılığında AVİAN İNFLUENZA ENFEKSİYONU bulunduğu, tanı kodlarının DSÖ kararları neticesinde düzenlenmediği görülmektedir. Adli Tıp ve Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. A. Coşkun Yorulmaz’ın konuya ilişkin yazısı çarpıcıdır.

“Ölüm sayılarının az gösterilmesine yol açıyor”

Sağlık Bakanlığı’nın DSÖ tarafından önerilen kodları neden kullanmadığı merak konusudur. ABD’de Hastalık Önleme Merkezi (CDC) söz konusu kodların olabildiğinde spesifik olmasını, viral pnömoni gibi daha geniş ve spesifik olmayan tanımlamalardan kaçınılması gerektiğini önermektedir. Bu kodların DSÖ gibi uluslararası kuruluşların önerdiği biçimde kullanılmaması COVID-19 pandemisi sırasında ölüm sayılarının az gösterilmesine yol açmakta, böylece sorunun boyutunun tam olarak belirlenememesi ve alınması gereken halk sağlığı önlemlerinin yeterli düzeyde alınamaması riskini doğurmaktadır.

Sağlık Bakanlığı’nı hemen DSÖ tarafından belirlenen COVID-19 kodlarını kullanmaya, Şubat ayından itibaren ölüm kayıtlarını bu yaklaşım üzerinden gözden geçirmeye ve gerekmesi halinde sözel otopsi tekniğini uygulamaya çağırıyoruz. Ölüm kayıtlarının açılması halinde, Türk Tabipleri Birliği bu sürece katkı sunmaya hazırdır.


Kaynak: Sözcü, Türk Tabipleri Birliği (Turkish Medical Association)

Dünya Sağlık Örgütü’nden Türkiye açıklaması: Dramatik bir artış!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.