AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’dan, Nevşin Mengü, Canan Kaftancıoğlu, ve Berna Laçin’e yönelik taciz içerikli paylaşımlar yapan ‘yeşil toplu’ sosyal medya hesapları hakkında yeni açıklama geldi. T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz’ın “Sapıklarla işimiz olmaz demiyorlar. Kötülük, işte böyle sıradanlaşıyor.” ifadelerine de tepki gösteren Ünal, suçun kişisel olduğunu savundu.
AKP’li Mahir Ünal’dan taciz içerikli ‘yeşil toplu’ hesaplarla ilgili açıklama: Suç kişiseldir
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, 12 maddelik sosyal medya etik kurallarını açıkladıktan sonra ‘Etik kurallara uyacağım” ve “milli hesap” anlamına gelen yeşil top emojisini kullanmaya başladığını duyurmuştu. Bunun üzerine birçok sosyal medya hesabı o işaretleri profiline eklemeye başladı.
Bu hesapların ilk işi ise kadınlara taciz mesajları atmak olmuştu.
Nevşin Mengü, Canan Kaftancıoğlu, ve Berna Laçin’e taciz mesajları atan yeşil toplu hesaplar ile ilgili konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “Bu farkındalık çalışması bir kez daha kadim bir ahlaki sorunu gün yüzüne çıkardı. Bu ahlaki sorun, hiçbir konuda öz eleştiri yapmamak, kendisi ile asla yüzleşmemek ve bir farkındalık çalışması üzerinden bile düşmanı olarak gördüğü gruba nefret kusmak sorunudur.” ifadelerini kullandı.
Ünal, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Covid-19 salgını sürecinde herkes evlere kapanmışken sosyal medyanın daha çok kullanılmaya başlandığını belirtti.
“Suç kişiseldir”
Bu konuda yaptıkları çalışmayı anımsatan Ünal, şunları kaydetti:
• Sosyal medya etik kuralları adı altında 12 madde yayımladık, amaç bir sosyal medya farkındalık çalışması yapmaktı. Her birimiz sosyal medya kullanıcıları olarak bir duralım, düşünelim istedik. Hangi görüşten, düşünceden olursak olalım sosyal medyada davranışlarımıza bir ayna tutalım istedik. Bu kurallara uyacağını taahhüt edenlere hesaplarına yeşil ikon koymalarını söyledik.
• Bu farkındalık çalışması bir kez daha kadim bir ahlaki sorunu gün yüzüne çıkardı. Bu ahlaki sorun, hiçbir konuda öz eleştiri yapmamak, kendisi ile asla yüzleşmemek ve bir farkındalık çalışması üzerinden bile düşmanı olarak gördüğü gruba nefret kusmak sorunudur.
Etik olmayan veya suç içeren davranışların iki şekilde yaptırım göreceğine işaret eden Ünal, ahlaki sorunun “kınama ve ayıplama”, suçun ise “hukuki” yaptırımla karşılaşacağını, suçun kişisel olduğunu söyledi.
Mahir Ünal, ahlaksızlığın, kişisel olan üzerinden o gruba ait olduğunu düşündüğü herkese saldırmak olduğunu ileri sürerek; “Bu etik kurallara uymayı taahhüt etmek yerine düşmanlık eden bu zihin yapısına şunu söyleyebilirim, sizin ruhunuzu kaybetmenize neden olmuş nefret ve ön yargı dili zaten sadece sosyal medya değil herhangi bir konudaki ‘etik kuralları’ anlamanızı imkansız kılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Mahir Ünal’dan Mehmet Yılmaz’a tepki
Mehmet Yakup Yılmaz’ın köşe yazısını eleştiren Mahir Ünal, “Biz kimsenin özel hayatını merak etmiyoruz bay yazar, yaptığı işle ilgileniyoruz. Biz bir olumsuzlukla karşılaştığımızda hatalı olanın o birey olduğunu düşünüyor ve tepkimizi belirliyoruz. O birey üzerinden bir grubu nefretimizin hedefi haline getirmiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Mehmet Yılmaz ne demişti?
T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz, “Kötülüğün Standartlaşması” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
Bazı tipler ki bunların sosyal medya hesapları “etik kurallarına uyan milli hesaplar” olarak iktidar koalisyonunun yöneticilerince de tescil edilmiş, bazı kadın siyasetçi ve gazetecilere saldırıyorlar. Aralarında bir kadın oyuncu da var.
Bunların mesajları, kadınlar ile normal bir ilişki kurabilmiş bir erkeğin, hele kamuoyunun gözünün önünde söylemeyi aklından geçiremeyeceği cinsel tehditler içeriyor.
Bir başkası televizyona çıkıyor, ölüm listeleri hazırladığından söz ediyor. Onu televizyona çıkaran başını emme basma tulumba gibi sallayıp, hak veriyor.
Bir başka çete, toplu halde kamuflaj giysilerini giyip, otomatik silahlarla, bir koca mahalleyi tehdit ediyor, filancanın kılına zarar gelirse, şu mahalleyi yok ederiz gibisinden!
Ve bütün bunlar olup biterken, bu tartışmanın birinci kısmında aktif rol almış bu beylerden tık çıkmıyor.
Onlardan tık çıkmayınca savcılardan da tık çıkmıyor tabii.
Bir koalisyon düşünün ki en tepesinden en alt yöneticisine kadar hepsi üç maymunu oynuyor.
“Sapıklarla işimiz olmaz” demiyorlar.
En çok sevdikleri işi yapıp, savcıları göreve çağırmak akıllarına gelmiyor. Ki biliyoruz ki bunu yapmayı gerçekten çok seviyorlar!
Emniyet’te bunun için koca bir büro kurulmuş, her gün milyonlarca sosyal medya hesabı taranıyor, “zanlılar” savcılığa teslim ediliyor.
Ama bunu o kocaman büroda gören kimse yok. Bürodakiler kör olmuş görmüyor, dışardan görüp uyaran da yok.
Kötülük, işte böyle sıradanlaşıyor.
Ne olmuştu?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, 12 maddelik sosyal medya etik kurallarını açıkladıktan sonra ‘Etik kurallara uyacağım” ve “milli hesap” anlamına gelen işaretleri kullanmaya başladığını duyurmuştu.
Bunun üzerine birçok sosyal medya hesabı o işaretleri profiline eklemeye başladı.
Ancak bazı hesapların profilinde ‘etik kurallara uyacağım’ anlamına gelen işaretlerin yer almasına rağmen kullandığı dil dikkat çekti. Bazı hesapların bu işareti kullanarak taciz ve hakaret mesajları paylaştığı görüldü.
CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu, ekran görüntülerini paylaştığı tweet’leri alıntılayarak Mahir Ünal’a hitaben “Yardımcı olayım, etik kurallara sonuna kadar uyan hesaplarınızı takip etmeyi gözden kaçırdıysanız eğer. Haksızlık olmasın arkadaşlara. Unutmadan; etik kurallara uymak, işaret koymakla değil, etik ilkelere inanmakla oluyor. Hatırlatmayı görev sayarım” ifadelerini kullandı.
Canan Kaftancıoğlu’nun paylaşımının altına eklediği troller tarafından yapılan iğrenç paylaşımlardan bazıları şöyle:
Nevşin Mengü: İnsan müsveddeleri
Gazeteci Nevşin Mengü de cinsiyetçi ifadelere sosyal medya hesabından tepki gösterdi. Mengü, “Bu insan müsveddelerinin karşı cinsle başka türlü temas kurma şansları zaten yok. Rızasıyla bu adamlarla konuşmak bile isteyen kadın olmayacağı çok açık” ifadelerini kullandı.
Berna Laçin: Bu pislikler işte böyle ürer!
Berna Laçin de Twitter hesabından yaptığı paylaşımda cinsiyetçi tehditlere şöyle tepki göstermişti:
Gelen giden tehdit savuruyor ülkede,
“dağ başı mı burası” derler ya,
evet dağ başı burası!
Eh ortalara çıkıp “asarım, keserim, kan dökerim, şöyle ederim böyle ederim” diyenlere kimse ses çıkarmadıkça bu pislikler de böyle ürer işte, hele kadınsan bir de salyalılar çok bölgede!