Antalya’nın Kumluca ilçesindeki Olimpos ile ilgili 2004 yılında çalışmalarına başlanan Koruma Amaçlı İmar Planı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylandı. 1. derece SİT alanından 3. derece sit alanına çevrildi.
Olimpos imar planı onaylandı: 1. derece SİT’ten 3. derece SİT’e çevrildi
Ünlü tatil merkezi Olimpos’ta zaman zaman sekteye uğrayan, uzun çalışmalardan sonra hazırlanan Koruma Amaçlı İmar Planı onaylandı.
İmar planının ilk başvurusunu yapan Olimpos’ta muhtarlık yapmış isimlerden Kumluca Belediyesi meclis üyesi AKP’li Halil Karataş, “Uzun yıllardan beri üzerinde titizlikle çalışılan Olimpos Koruma Amaçlı İmar Planı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanmış olup, önümüzdeki günlerde Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde ve Kumluca Belediyesi’nde askıya çıkacaktır. Olimpos halkı olarak başta Kültür ve Turizm Bakanımızın nezdinde emeği geçen siyasetçi, bürokrat ve teknik olarak çalışan herkese teşekkür ediyoruz” dedi.
“Betonlaşma olmayacak”
Çalışmalar kapsamında Olimpos’un birinci derece arkeolojik SİT alanından, üçüncü derece arkeolojik SİT alanına çevrildiğini aktaran Halil Karataş; “Plan çalışmaları çerçevesinde Olimpos’ta yaşayanlar mağdur edilmeyecek. Betonlaşma olmayacak. Ahşap yapılar korunacak. Yeni yapıların da ahşap olması gibi belirgin kararlar alındı” diye konuştu.
Olimpos hakkında
Antik Likya kentleri arasında ilk sıralarda gelen Olimpos Antik Kenti, bu bölgede en çok ziyaretçi çeken yer şüphesiz. Beydağları Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan Olimpos Antik Kenti, Milattan Önce 168 yılında Likya Birliği’nde oy hakkın sahip 6 şehirden biri olmakla birlikte zengin flora ve faunasıyla da önemli bir ticaret merkeziydi. Günümüzde antik kalıntıların dört bir yanında karşınıza çıkacağı antik kentin özellikle iri taşlı plajına mutlaka uğramalı ve denize girmelisiniz.
Antalya’nın batı kesimindeki Kumluca ilçesine bağlı Olimpos Antik Kenti, geçmişten bugüne en önemli liman kentlerinden biri olma unvanını korumayı başarmış bir yerleşim yeri. 16 km kuzeyindeki Toroslar’ın uzantısı olarak bilinen 2375 metre yüksekliğindeki meşhur Tahtalı Dağı’nın eteklerinde eşsiz bir konuma sahip olan Olimpos Antik Kenti’ne giriş ücretli ve aynı zamanda Müzekart da geçerlidir.
Antalya il merkezine 87 km, Kumluca ilçe merkezine ise 28 km uzaklıkta konumlanan Olimpos Antik Kenti’nin girişindeki pansiyonlarda konaklayabilir ya da belirli bölgelerde kamp da kurabilirsiniz.
Helenistik, Roma ve Bizans başta olmak üzere daha pek çok dönemden izler taşıyan Olimpos Antik Kenti’nin tarihi ise Milattan Önce 100’lü yıllara kadar uzanıyor. Erken Bizans döneminden kalma bir kilise, antik tiyatronun tonozlu paradosları, poligonal şehir duvarları, nehrin yanı başındaki Büyük Hamam kalıntıları ve dahası ile sizi de ilk görüşte büyüleyecek bir yer Olimpos Antik Kenti…
Olimpos Antik Kenti’nde neler var?
- Antik kentin başında yer alan Güney Nekropol
- yüzyıldan itibaren gömü yapılmış olan Kuzey Nekropol
- Olimpos Çayı’nın ikiye bölen ve Kuzey Nekropol girişinin güneyinde konumlanan Nekropol Kilisesi
- Antik kentin doğusu ve batısı boyunca uzanan giriş kompleksi
- Piskoposluk Sarayı ve sarayın batı duvarlarına kadar ulaşan Kuzey Nekropol Caddesi
- Aurelius Artemias ve ailesine ait olan Alkestis Lahti
- Antik kentin kuzey kesimindeki Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait görkemli bir tapınak
- Güney Kent’te bulunan Olimpos Tiyatrosu
- Tarihi köprü
- Olimposlu Marcus Aurelius Arkhepolis ve ailesine ait olan Lykiarkh Mezarı
- Antimachos ve ailesinin olan Antimachos Lahti
- 90’lı yıllardan itibaren kazı çalışmalarının yapıldığı Mozaikli Yapı
- Omurga Dağı’nın yamaçlarının sınırladığı, enfes bir deniz manzarası sunan Akropol Tepesi
- Liman Anıtsal Mezarları
- Büyük Hamam olarak da adlandırılan Vespasianus Hamamı
- Üç nefli bir bazikila olan Liman Bazilikası
- Musa Dağı’nın eteklerindeki mükemmel konumu ile dikkat çeken Güney Yamaç Yerleşimi
Olimpos’un sönmeyen ateşi: Yanartaş
Kimera olarak da bilinen ve Olimpos bölgesine çok yakın bir mesafede olan Yanartaş, Kemer ilçe merkezinden de 35 km uzaklıkta bulunuyor. Olimpos ve Çıralı’nın tepelerinde, yaklaşık 230 metre yükseklikte konumlanan Yanartaş, doğal bir ateş kaynağı olmakla birlikte tam da bu nedenle “sonsuz ateş” olarak da adlandırılabiliyor.
Çıralı’nın girişinde bulunan köprüyü geçip sol tarafa dönüş yaptığınızda 3,5-4 km daha gidin ve karşınıza Yanartaş çıkacaktır. Çam ormanlarının çevrelediği bölge sadece ilginçliği ile değil, aynı zamanda sunduğu olağanüstü manzaraları ile de dikkat çekiyor.
Hafif eğimli patika yolları yürüyerek Yanartaş’a tırmanabilir ve ardından buranın akıllara durgunluk veren hikayesini bizzat yerinde dinleyebilirsiniz. Antik Likya şehri olan Kimera’nın (Chimaera) altından çıkan ateş kutsal sayılırmış; hatta bu rivayet için de Homeros metinlerinden alıntı denebilir. İlginç efsanelerin başkenti olarak kabul edilen Yanartaş, her şeyden önce doğal bir oluşum olduğu için günden güne daha çok turistin ilgisini çekiyor.
Olimpos’un hiç sönmeyen ateşi Yanartaş’a Antalya-Kumluca istikametinde ilerleyip, Ulupınar Köyü’nden saparak varmanız mümkün. Alevin esas kaynağının metan gazı olduğu Yanartaş, zamanında bilim insanlarının da bir türlü anlam veremediği olayların da başlangıç noktası esasında. Bunun en önemli sebebi de metan gazını oluşturabilecek jeolojik özelliklerin bu bölgede olmaması.
Yunan mitolojisinde de önemli bir yere sahip olan Yanartaş’ın Yunanlılara göre şöyle bir hikayesi var: Zeus’un oğulları arasında müsabaka yaptırdığı Olimpos Dağı’nda oğullarından biri olan Herakles 1. olur ve olimpiyat şelalesinin yakılması için Yanartaş’tan yardım alınır.
Evliya Çelebi‘nin de Yanartaş ile ilgili önemli bir izlenimi var elbette: “Gece vakitleri Mısır’dan ve Kıbrıs’tan gelen gemiler yüz mil uzaktan bu alevleri görür, selamette olduklarını bilir, sevinirler. Mucize bu, kim ki ateşlerin yanına bir adam varsa, bir ateş daha ortaya çıkar. İki, üç yahut on adam varsa, o kadar ateşler ortaya çıkar. Kükürt gibi kokusu vardır. Ama insan bedenine zarar vermez ve bunu seyreden insanlar gidince önceki ateşler kalır, sonradan çıkan ateşler kaybolur.”