Uzmanlardan kenevir çağrısı: Açın mucizenin önünü!

Otomotivden inşaata, tekstilden gıdaya 50.000 çeşit üründe kullanılabilen ve oksijen konusunda oldukça zengin bir bitki olan kenevir için uzmanlar çağrıda bulunuyor: “Çiftçimizin yüzde 15-20’si kenevir üretimine devam etse bugünlere düşmezdik. Açın mucizenin önünü!”

Uzmanlardan kenevir çağrısı: Açın mucizenin önünü!

Başta ABD, Kanada, Almanya, Avustralya, İsrail, Hollanda, Fransa olmak üzere birçok ülke süratle üretim sahaları oluşturuyor. Hal böyle olunca da kenevir lobileri de çığ gibi büyüyor.

ABD ekim alanını yüzde 150 arttırdı. Lobiler, araştırma tesisleri ve sivil toplum kuruluşları kurulan ABD, 2013’de 581 milyon dolar olan üretim değerini arttırmayı hedefliyor. İsrail’de, tıbbi kenevir üretimi için yapılan Ar-Ge’ler sonucunda Sağlık Bakanlığı’ndan kanun geçirildi.


İsrail kenevir üretiminde dünya liderliğine oynuyor

Medikal kullanımında dünya liderliğini elde etmek isteyen İsrail, 10 yılda 100 milyar dolarlık pazarı yönetecek çözümlerle uğraşıyor. Hollanda’da kenevirin ekim ve üretimi yüzde 200 arttırıldı. 30 bin dönüm kenevir ekimi yapılan Fransa’da 2 milyar dolarlık pazar için ekim sahalarını arttırmaya çalışılıyor.

Fransa, yemek endüstrisi, inşaat malzemeleri ve selülozu yüksek sak ve lifler üzerinde de araştırmalarına devam ediyor. Almanya ise tıbbi kenevir talebine yetişilemiyor. Yeni nesil otomobillerinde özellikle kaporta ve koruma barlarında kenevir bazlı ürünleri kullanmaya karar veren Almanya, uzun vadede 50 milyar Euro’luk bir endüstri oluşturmaya çalışıyor.

“Kenevir ekimi süreci başlatalım”

Türkiye’de 2016 yılı sonunda yönetmelik değişimi yapıldı; Amasya, Antalya, Bartın, Burdur, Çorum, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Malatya, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat ve Zonguldak’ta kenevir üretimi serbest bırakıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 16 ay önce, “Bize bir zamanlar afyon ekimini yasaklayanların kendileri cayır cayır afyon ekiyorlar. Gelin yeniden bir kenevir ekimi süreci başlatalım. Çünkü kenevir ekiminin çok farklı alanlarda çok farklı faydalarının olduğunu göreceğiz” açıklamasında bulundu.

Sözcü’den Mehmet Pişkin’in haberine göre, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, kenevirin çok yönlü kullanılan bir bitki olduğuna dikkat çekti. Tohum, sap, lif ve yapraklarından faydalanılabildiğine işaret eden Aytaç, bu bitkinin doğal yaşamın sürdürülebilmesi açısından oldukça önemli olduğunu vurguladı.

2016’da yönetmeliğin değiştirilmesiyle birlikte üretim için mülki amirlerin kapılarını çaldıklarında uyuşturucu etkisi nedeniyle uzak durulması gerektiği anlayışının olduğunu ancak Cumhurbaşkanının açıklamasıyla birlikte bu algının birçok kişide yıkıldığını anlatan Aytaç, şunları söyledi:

“Bir üretim modeli olmalı”

• Kenevire farklı bakış oldu. Üretim sahası 5-6 kat arttı. Çiftçiye ilgi gösterdiler. İyi gelişmeler fakat yeterli değil. Daha fazla artış olmasını istiyoruz. Birçok ürünün halk tarafından kullanılmasını istiyoruz.

• Gıda, gıda takviyesi, barınma, giyinme, yemden tutun da, ekmeklerde kenevir etkisi olsun istiyoruz. Daha sağlıklı daha doğal bir ürün. Kimyasala ihtiyaç duymadan üretim yapabiliyoruz.

• Sanayiciden atılım bekledik ama göremedik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemek istediğini bürokrasi anlamadı. Bankalarda kenevir üreticiliğine yönelik kredi yapılmasını istedik. Devlet bankaları bunu rahatlıkla yapabilir. Bu olmayınca biraz yavaş gidiyor. Beklediğiniz hızda gitmiyor.

“Çiftçimizin yüzde 15-20’si kenevir üretimine devam etse bugünlere düşmezdik”

• Bir üretim modeli olmalı. Biz şu anda sözleşmeli üretim modelini öneriyoruz. Çiftçi üretecekse alıcısı hazır olsun ki, çiftçi de üretsin. Türkiye, kenevirle ilgili boşlama yaptı, keneviri imha ettik. 1960’tan bahsetseydik güçlü bir kenevir üreticisiydik. 1980’den sonra ektiğimizi kaybetmeye başladık, kenevirle ilgili kısıtlamalar koyduk.

• Çiftçimizin yüzde 15-20’si kenevir üretimine devam etse bugünlere düşmezdik. Fransa hiç bırakmadı. Özellikle tohum üzerine Fransa’yı yakalamak için çok çalışmamız lazım. Belçika gibi Avrupa ülkeleri sürekli tekstilde kendilerini yeniledi. Biz pamuğa ağırlık verdik. Ayrıca

Türkiye’de şu an yaprakların ve çiçeklerinin kullanılması da kısıtlı ancak asıl katma değer burada var. Bununla ilgili yasaların değiştirilip, bu işi suistimale vermeyecek şekilde üretim yapmalıyız.

“Dünya ile yarışabiliriz”

• Eğer bunu başarabilirsek Türkiye’nin iklim faktörünü ekonomiye dökmüş oluruz. Çok net söylüyorum alıcı varsa çiftçi üretiyor. Çiftçide sıkıntı yok ama sanayici teşvik edilmeli. Bakın bunun önümüzdeki 10 yılda yıllık cirosunun 150 milyar dolar olacağı söyleniyor. Biz bunun yüzde 10’unu bile alırsak 15 milyar dolar demek. Yüzde birini bile alsak 1,5 milyar dolar demek. Bu şekilde dünyayla yarışabiliriz.

“Cumhurbaşkanı bağırıyor, bunlar kafalarını yormuyor”

• Yurt dışında ciddi siparişler var, istekler var talepler. Ama bu işin önündeki engeller kaldırılmalı. Tarım Müdürleri bu işin mevzuatını bilmiyor. Kitap yazdım gönderdim, okumadılar. Genelge çıktı, bakmadılar. Cumhurbaşkanı bağırıyor, bunlar kafalarını yormuyor. Sanayi Bakanlığı kenevir kullanan yerli sanayiciyi teşvik etmeli, Tarım Bakanlığı da bu işin önündeki bütün engelleri başta kendisi olmak üzere kaldırmalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ocak 2019’da yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:


Son zamanlar bu plastik poşetler vb. birçok ürünlerle ilgili olarak bir savaş başlattık. Bunun 500 yıl-750-1000 yıl bunu toprak eritemiyor. Savaşımızı kararlı bir şekilde başlattık. Anacağım evde file dokurdu. File ile alışveriş yapar gelirdik. Bunun toprakla bir dostluğu var. O zamanlar bunlar kenevirden yapılırdı. Ülkemizde keneviri yok ettik.

Kenevirden atlet, fanila dokunurdu. Çünkü teri emmesi çok farklı. Bize dost görünen düşmanlar ülkemden kenevir üretimini aldı. Biz keneviri ithal ediyoruz. Kenevire dayalı yapılması gereken şeyler varsa ithal ürünlerle yapılıyor. Gıda Tarım Bakanlığı bu konuda çalışmalara başlıyor. Birilerinin bu işi başlatması lazımdı. Şu anda biz de bunun çalışmasını yapıyoruz.

Dünyada kenevir üreticiliğinde durum ne?

Grand View Research tarafından yayınlanan son rapora göre, küresel yasal kenevir pazarı büyüklüğünün 2027 yılına kadar 73,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Tahmini dönemde %18,1’lik yıllık bileşik büyüme oranına (CAGR) genişlemesi bekleniyor. Kenevirin tıbbi ve yetişkin kullanımı için yasallaştırılmasının artmasının büyümeyi teşvik etmesi bekleniyor.

Kanser, romatoid artrit, Parkinson, Alzheimer hastalığı ve diğer nörolojik rahatsızlıklar gibi yaygın sağlık sorunlarının tedavisinde kenevir kullanımının daha çok talep edilen bir ilaç türü olarak kabul edilmesi nedeniyle 2019 yılında medikal kenevirin gelir payı %71 oranında artış gösterdi. Ayrıca, yaşlılar arasında artan kronik ağrı gelişen hastalıklarda da kullanılması medikal kenevire olan talebi artırması bekleniyor.

Ürün türüne göre, yasal kenevir tomurcukları segmenti gelir açısından en büyük pazar payını oluşturdu ve 2019 yılında 9,1 milyar dolara ulaştı.

Dünyanın en büyük kenevir üreticileri ise ABD, Kanada, Çin, Hindistan, Japonya, Brezilya, Almanya, Fransa ve İngiltere olarak sıralanıyor.

Dünyanın ilk kenevir borsa yatırım fonu Ocak (2019) ayından bu yana yüzde 50 getiri sağladı. Fon, Kanada’nın en çok getiri sağlayan ikinci fonu oldu. Almanya’da medikal kenevir talebine yetişilemiyor. ABD, Çin, İsrail ve Hollanda kenevir endüstrisinde milyarlık pazarlara sahipler.

Veri şirketi ETFGI’ya göre Horizons Marijuana Yaşam Bilimleri Endeksi Fonu‘nun büyüklüğü 2019 yılında 1.3 milyar dolara ulaştı. Kanada’nın en büyük 18’inci fonu haline gelen fon ayrıca ülkenin en çok getiri sağlayan ikinci fonu oldu.

Tıbbi (medikal) kenevir talebine yetişilemiyor!

Medikal kenevir, şiddetli ağrılar çeken hastalar için adeta bir kurtarıcı niteliği taşıyor. Almanya’da tıbbi kenevirin serbest bırakılmasının ardından yoğun talebe yetişilemiyor.

Avrupa’da bugüne kadar tescil edilen 69 çeşit kenevirin yarıya yakını son 10 yılda geliştirildi. Bu çeşitlerin çoğu, etken maddesi tetrahydrocannabinol (THC) içeren endüstriyel tip kenevir oldu. THC, bitki ıslah çalışmalarıyla ayrıştırılarak, oranı kenevirin kuru ağırlığının yüzde 0,2-0,3’üne kadar düşürüldü.

Endüstriyel tip kenevirlerde THC oranının üst sınırı Kanada için yüzde 0,3, Avrupa Birliği için yüzde 0,2 olurken, düşük THC oranına sahip çeşitlerin kullanılması sonucunda Avrupa ve Amerika kıtalarında kenevir tarımı yapılan alanlar artmaya başladı. Çin de büyük alanlarda kenevirin üretimini yapan büyük ülkeler arasında yer alıyor.

Kenevirin (Cannabis) Almanya’da tıbbi alanda kullanılmasının yasallaştırılması konusunda yoğun tartışmalar yaşanmıştı. Ağır hasta durumdaki kişilerin doktor reçetesi karşılığında, devlet kontrolünde üretilmiş kaliteli kenevirler satın alabilmesi için gerekli yasal düzenleme geçen yılın başında yapılmış, kenevirin tıbbi kullanımı ve eczanelerde satışı Almanya’da 2017’nin Mart ayından itibaren başlamıştı.

Türkiye’de durum ne?

Türkiye’de 2016 yılında güncellenen yönetmeliğe göre 19 ilde izin alınması şartıyla kenevir üretimine izin veriliyor.

Bu gelişme paralelinde kenevir yetiştiriciliğine izin verilen illerAmasya, Antalya, Bartın, Burdur, Çorum, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Malatya, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat ve Zonguldak’ta satılık tarla piyasasındaki hareketlenme dikkat çekiyor.


Özellikle son dönemde izinli kenevir yetiştiriciliği yapmak isteyenler bu illerdeki tarlalara yoğun ilgi gösteriyor. İzin verilen il ve ilçelerin dışında yetiştiricilik yapılamıyor. Bilimsel araştırma amacıyla ana veya tali bitki olarak yetiştiriciliğe, belirlenen bölgeler dışında da Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilebiliyor.

Kenevir beraat etmeli mi?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.