“Bütün Şark kedilere, Garp da köpeklere benziyor. Şark da (kediler gibi) işte böyle miskin, uykucu, lapacı. Bakın şimdi (Fatih semtinde) her taraf uyuyor. Bir de şimdi Beyoğlu’na çıkın… Ortalık mahşer gibi, herkes ayakta, uyanık.”
Kedi-Köpek Dîvânı: Kediler doğulu, köpekler batılı mı?
Bu yazının başlığı, Goethe’nin Hâfız-ı Şirazî’den esinlenerek yazdığı ‘Batı-Doğu Dîvânı’ndan esinlenmiştir. Amacı, Peyami Safa’nın Fatih-Harbiye romanındaki Batılılık ve Doğululuktan yola çıkarak günümüz ‘Batı’sına bir bakış atmaktır.
Kedi Doğulu mu?
Fıtratı itibariyle kedinin Doğulu’yu, köpeğin de Batılı’yı temsil ettiği teşbihini, Peyami Safa’nın yukarıda bahsettiğim enfes romanından öğrendim. Romanda, Batı hayranı Neriman ile onun babası ve aynı zamanda Şark’ın temsilcisi Faiz Bey üzerinden medeniyetlerin yaşam biçimlerinin düşünsel çatışmaları yansıtılıyor.
Bir tartışma sırasında Neriman babasına, ‘Bütün Şark kedilere benziyor. Garp da köpeklere benziyor.’ diyor. Ardından da izahat olarak ‘Şark da (kediler gibi) işte böyle miskin, uykucu, lapacı. Bakın şimdi (Fatih semtinde) her taraf uyuyor. Bir de şimdi Beyoğlu’na çıkın… Ortalık mahşer gibi, herkes ayakta, uyanık.’ * Bu münasebetle Şarklıların kedi, Garplıların da köpek besledikleri vurgulanıyor.
Yaptığım girizgâhtan hareketle, hâlihazırda ikâmet ettiğim Kıta Avrupası’nda Almanya’daki durumu tasvir etmek isterim. Son günlerde ev hayvanı konusu bir vesileyle ilgimi çektiğinden, bu ülkedeki ev hayvanı istatistiklerine bakma imkanım oldu. Fatih-Harbiye romanını bu konuda rehber edinmiş biri için son derece şaşırtıcı verilere ulaştım.
Almanya’da ev hayvanları
Evvela, Almanya’da neredeyse her iki hâneden birinde en az bir ev hayvanı mevcut. Bunların kendi içlerindeki dağılımlarına bakıldığında kediler toplamda 15 milyon nüfus ile en başta geliyor. Toplam ev hayvanı nüfusunun neredeyse 1/4’ü kedilerden oluşuyor. İkinci sırada olan köpekler, 10 milyonluk bir kitleyi teşkil ediyorlar. Mamafih, Germenlerin ülkesinde kediler köpeklerden sayıca zirveyi çoktan almış durumda.
Tablonun bu şekle gelmesindeki dinamikler çok yönlü olabilir. Ancak gözlemlerime dayanarak aktarmak istediğim bir-iki husus var:
- Birçok aile, kanımca bilimin ışığında, çocukların gelişimindeki olumlu katkılarından dolayı bir ev hayvanı almak istiyor. Bu konu çok boyutlu. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmesinden sosyal becerilerine kadar birçok hususta çocukların fayda sağlayabileceği nokta var. Hatta ev hayvanı olan çocukların okulda daha başarılı olduklarını gösteren belgeler dahi mevcut. ***
- Hayvanlar arasında bakım meşakkati anlamında bir mukayese (özellikle de kedi-köpek kıyası) yapıldığında, kedinin bakımının köpeklere oranla çok daha kolay olduğunu söylemek yanlış olmaz. Dışarı çıkıldığında sorunsuz bir şekilde evde bırakılabilmeleri ve başına buyruk ve tek başına kalabilmeleri, kanımca kedilerin ev hayvanı olarak daha çok tercih edilmelerine yol açıyor.
Almanya’da ev hayvanları arasında kedinin açık ara bir numarada bulunmasını, bu ikinci perspektif dahilinde değerlendirmek gerek bence. Ancak gene de bu durum, bundan neredeyse bir yüzyıl önce neşredilmiş Fatih-Harbiye romanının değerinden bir şey kaybettirmediği gibi, aynı zamanda da günümüze bambaşka bir gözle bakmamıza olanak sağlayabiliyor.
Son söz: Hayvanın, Batılı’sı Doğulu’su olmaz.
** https://www.hurriyet.com.tr/kediler-dogulu-kopekler-batili-mi-3489112
*** https://einfach-entspannt-erziehen.de/haustier-fuer-kinder/